15 yılda 20 milyar Euro!

15 yılda 20 milyar Euro!

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlatılan ?Kurumsal yapısı, yasal çerçevesi ve göstergeleriyle ulaştırma sektörü?...

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlatılan ?Kurumsal yapısı, yasal çerçevesi ve göstergeleriyle ulaştırma sektörü? başlıklı raporun tanıtımında konuşan Yıldırım, ulaştırma ve haberleşmenin ülkelerin ekonomik gelişmesinde lokomotif sektörler olduğunu, dünya ekonomisinin büyümesi ve daralmasıyla eş zamanlı olarak hemen etkilenebildiğini ifade etti. Yıldırım, ekonominin olmazsa olmazı haline gelen ulaştırma konusunda muhakkak gerekli çalışmaları tamamlamaları gerektiğini belirterek, Türkiye'nin dünyanın ortasında ve iki büyük kıtayı birleştiren bir köprü niteliğinde olduğunu, coğrafi konumu itibariyle mukayeseli üstünlüğü bulunduğunu söyledi. Ulaştırma konusunda Türkiye'de son 4,5 yılda epey iş yapıldığını ifade eden Yıldırım, ?Sektör fiyakası ve magazini olmayan bir sektördür. Maliyeti çok yüksek ve yapılma süresi çok uzun süren projeler vardır. Bir iktidar dönemi altyapıyla ilgili işleri yapmaya yetmez? dedi.

?DEMİR YOLLARI 1950'DEN BERİ KAN KAYBETMİŞ?

Binali Yıldırım, demir yollarının 1950'den bu yana hep kan kaybettiğini, yatırım için bu alana kaynak aktarılmadığını belirterek şunları söyledi: ?50 yılın kan kaybını, geri giden altyapıyı 4-5 yılda tersine çevirmeniz mümkün değil. En az 15 yıl asgari 20 milyar avro yatırım yaparak demir yollarındaki 50 yıllık kaybın bir kısmını telafi edebiliriz. Son 4 yılda 6 milyar YTL kaynak ayırmışız, ortada birşey görüyor musunuz? Göremiyorsunuz. Çünkü yerin altında çalışıyoruz. Marmaray'ı kullandığınız zaman anlarsınız. Bunu görmeniz 2011'de mümkün olacak.? Ulaşımda da kurtlar sofrası olduğunu, artık herkesin koridorların kendi ülkesinden geçmesi için gayret ettiğini dile getiren Yıldırım, ?Hindistan, İran, Rusya bir alternatif koridor geliştiriyor. Pakistan ve İran'da limanlar yapıyorlar. İran üzerinden Rusya ve Avrupa'ya koridor oluşturmaya çalışıyorlar. Amaç Türkiye'yi By-Pass etmek? diye konuştu. Lojistik sektörü açısından Türkiye'nin orta ve uzun vadede gelecek vaadettiğini vurgulayan Yıldırım, bütün ulaşım modlarını kullanacaklarını, denizle demir yolunu, denizle kara yolunu, hava yoluyla kara yolunu birlikte kullanacaklarını, lojistik köyleri, limanların yanında lojistik merkezleri kuracaklarını anlattı.

HIZLI TREN PROJELERİ Bakan Yıldırım, Ankara-Eskişehir hızlı tren projesinin nisan ayında deneme seferlerinin başlayacağını, 2 kent arasındaki mesafenin bir saate ineceğini, Ankara-Konya hızlı tren projesinin devam ettiğini, Eskişehir-İstanbul ile ilgili ihalenin tamamlandığını ve çalışmaların yakında başlayacağını bildirdi. Söz konusu 3 proje yatırımının 6-7 milyar doları geçtiğini kaydeden Yıldırım, Bakü-Tiflis-Kars demir yolu inşaatına bu yıl başlayacaklarını, demir yolları ile ilgili gidecek daha çok yol olduğunu ve ulaştırma altyapı dengesizliklerinin sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın da problemi olduğunu kaydetti. Türkiye'de taşımacılığın çok büyük bölümünün kara yoluyla yapıldığını hatırlatan Yıldırım, ?İçeride tek bacaklı taşımacılık bize büyük can ve mal kaybı getiriyor. 25 yıl için yol yapıyoruz, 2,5 yılda yeni yol yapmak zorunda kalıyoruz. Kara yollarına bağımlı hale gelmişiz, metre kareye düşen kara yolu miktarımız Avrupa'nın yarısından da az...? diye konuştu. Hava yolu taşımacılığında Türkiye'nin durumunun fena olmadığını vurgulayan Yıldırım, ?Ulaştırma sektörü AB'ye en yakın sektör ama başka konularımız olmasa biz bugün onlarla başa güreşecek durumdayız. Ama bizim ikili ihtilaflarımız, diplomatik sorunlarımız var... Onun uğruna ulaştırma sektörü de bloke oluyor? dedi. Türkiye'de güven ve istikrar bulunduğunu ve bu nedenle finans kuruluşlarının getirisi en uzun süren ve en az olan ulaştırma projelerine bile para verdiğini kaydeden Yıldırım, denizciliğin, gemi inşaatı başta olmak üzere birçok alanda altın yıllarını yaşadığını, Türkiye'de yapılan yatların marka haline geldiğini ve Türk bayrağını kara listeden çıkardığını söyledi.

Yalçındağ:Türkiye bölgesel rölü üslenmeli

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye'nin küresel ulaştırma ağları oluşturulurken uluslararası politik denge ve gelişmeleri gözeterek, jeopolitik konumunun gerektirdiği rolü üstlenmesi gerektiğini bildirdi. Yalçındağ, ''Kurumsal yapısı, yasal çerçevesi ve göstergeleriyle ulaştırma sektörü'' raporunun açıklandığı seminerde yaptığı konuşmada, toplantının, ulaştırma sektöründe ihtiyacını hissettikleri yeni bir vizyonun oluşturulması doğrultusundaki ilk etkinlikleri olduğunu söyledi. TÜSİAD'ın, ulaştırma sektörünü Türkiye'nin sosyal ve ekonomik istikrara ulaşmasındaki temel sektörlerden biri olarak gördüğünü ifade eden Yalçındağ, Türkiye'nin yüksek hızla büyümeye devam etmesi gereken AB üyelik sürecinde, iddialı bir mikro ekonomik reform paketini uygulamaya koyması, ulaştırma sektörünün de bu reform paketinin bir parçası olması gerektiğini kaydetti. Ulaştırma sektörünü de bu mikro ekonomik reform alanlarından birisi olarak gördüklerini anlatan Yalçındağ, Türkiye'nin, ekonomik yapısında başlatmış olduğu dönüşümü hızlandırmak zorunda olduğunu, taşımacılık sektörünün de ekonomik yapıdaki, üretim süreçlerindeki bu dönüşümden etkilenecek olan ve kendisi de bu dönüşümü biçimlendirecek olan bir sektör olduğunu bildirdi. Ulaştırma sektörünün temel problemlerine de değinen Yalçındağ, altyapının iyileştirilmesi, ulaştırma türleri arasındaki dağılım dengesizliğinin azaltılması ve özellikle diğer sektörlere girdi sağlayıcı sektörlerde özelleştirmelerin hızla tamamlanması gerektiğini kaydetti. Yalçındağ, bu çerçevede, liman özelleştirmelerinin tamamlanması ve demir yolu taşımacılığı başta olmak üzere hava ve deniz taşımacılığında da işletmecilere yeni hatlara erişim hakkı sağlanmasının sektörün gelişimi açısından önem taşıdığını belirterek, sektörde liberalizasyonun tamamlanmasının, altyapı sorunlarını büyük ölçüde hafifleteceğini dile getirdi. Ulaştırma sektöründe yeni bir vizyona ve stratejiye ihtiyaç olduğunu aktaran Yalçındağ, bunun için öncelikle, ulaştırma sektörünün, ekonomik gelişme, bölgesel kalkınma farklılıklarının azaltılması ve ekolojik dengenin korunması açılarından taşıdığı öneminin iyi anlaşılması gerektiğini belirtti. Diğer sektörler için benimsenecek olan stratejilere uygun olarak oluşturulacak olan ulaştırma ağı ve lojistik merkezlerin, ekonomik aktivitenin ülke geneline yayılmasına destek sağlayacağını, ulaştırma türlerinin dengeli dağılımının, iç göçten, çarpık kentleşmeye, sektörel çeşitlenmeden ekolojik dengeye kadar karşı karşıya olunan birçok sorunun çözümü için de katkı sağlayabileceğini söyledi. Uluslararası ulaştırma ve enerji koridorları üzerinde yer alan Türkiye'nin lojistik ve ulaştırma yapısını bu konumuna uygun olarak yeniden yapılandırabilmesi halinde bölgede bir lojistik üs olma olanağı da olacağını belirten Yalçındağ, şunları kaydetti: ''Türkiye'nin lojistik üs olma hedefine ulaşabilmesi için deniz, kara, hava ve demir olu taşımacılığı sektörlerinde Kuzey-Güney Otoyolu Projesi, Avrupa Deniz Otoyolları ve özellikle Avrupa Kafkasya Asya Ulaştırma Koridoru TRACECA gibi projelerde aktif ve etkin bir rol alması gerekiyor. Bu projeler ülkenin hem yurt dışı bağlantılarını güçlendirecek hem de yurt içinde demir yolu ve deniz yolları ulaşımı bağlantılarını iyileştirip, limanların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayarak taşımacılığın etkinliğini arttıracak. Küresel bir aktör olma yolundaki Türkiye'nin bu projeler ile temiz ve sürdürülebilir ulaştırma vizyonunu gerçekleştirmesi, ülke içi taşımacılığı dengeli bir şekilde yeniden yapılandırması ve transit ülke konumunu bölge için bir lojistik üs olarak dönüştürmesi mümkündür.Bu açıdan, Türkiye, küresel ulaştırma ağları oluşturulurken uluslararası politik denge ve gelişmeleri gözeterek jeopolitik konumunun gerektirdiği rolü üstlenmelidir.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.