Anadolu’da ilk Türk denizciliği ve mübadele seferleri

Merhaba, Türk denizciliği…Türk denizciliğinde İzmir’in önemi…Bugüne kadar konu ile ilgili mutlaka bilgi sahibi olmuşsunuzdur. Ancak, sizlere DTO İzmir Şube Müdürü Halil Hatipoğlu tarafından kaleme alınmış “Anadolu’da İlk Türk Denizciliği” adlı çalışmadan alıntılar yapmak istiyorum.   11 nci yüzyılın başlarında Oğuz kafilelerinden ikisi, Marmara ve Ege denizi sahillerine ayak bastı. İznik havalisine yerleşerek burayı merkez yapan kalenin başında Süleyman Bey, İzmir kalesini merkez yapan kafilenin başında ise Çaka Bey vardı. Çaka Bey 1079 yılında Bizans güçlerine esir düştü; ancak saraydan kaçmayı başardı ve ilk hedef olarak seçtiği “İzmir’in ilk Türk hâkimi” oldu. Çaka Bey, İzmir'de o döneme göre modern sayılabilecek bir tersane yaptırdı ve tersane civarındaki bölgeyi bir deniz üssüne dönüştürerek, 50 parçalık ilk Türk Donanmasını 1081 yılında inşa ettirdi. 1081 yılı, ayrıca Deniz Kuvvetlerimizin kuruluş yılı olarak kabul edildi. ***             ***             ***             *** 1330’da Bizans’a karşı ilk deniz aşırı keşif seferi için Umur Bey, 7 kadırga, 14 kayık ve 7 iğribarı bir araya getirdi. Donanmanın ana vurucu unsuru kadırgalardı. 25–26 kürekçisi ve yelkeni olan kadırgalar; ulaşım amaçlı kullanılabilinmekte, ayrıca harekât için ihtiyaç olduğunda 30 kadar atı da intikal ettirme imkânına sahipti. Yelken ve kürekle hareket ettirilen kayıklar, nispeten küçük deniz taşıtları olup, 30–40 kişi alabilmekteydi. ***               ***             ***             *** Birinci İzmir İktisat kongresinde köklü bir geleneği ve büyük bir geçmişi olan Türk denizciliği; kongre çalışmaları sırasında hazırlanan ve 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile ekonomideki yerini aldı. Bu nedenle İzmir İktisat Kongresi’nde doğan Kabotaj Kanunu bir anlamda Kurtuluş Savaşı’nın denizlerdeki zaferi olarak tanımlanabilir. Yabancı devletlerin deniz ticaretindeki hâkimiyeti bu yasanın yürürlüğe girmesi ile son buldu. Bu kanun ile kendi karasularımızda kendi bayrağımızı dalgalandırma hakkına ve ticari özgürlüğüne kavuştuk. Ancak, 815 sayılı Kabotaj Kanunu’nun bazı maddelerinin günümüze uyarlanmasının da gerekmekte olduğunu belirtmek isterim. ***             ***             ***             *** Diğer taraftan Kurtuluş Savaşının ardından Yunanistan ile yapılan anlaşmalar gereği karşılıklı Türk ve Rumların mübadelesi söz konusu oldu. Bu konuda Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Doç.Dr. Kemal Arı ve ekibi  tarafından hazırlanan ve Odamızın katkılarıyla basılan “Türk Ticaret-i Bahriyesi ve Mübadele Gemileri” isimli güzel bir çalışma bulunuyor. Doç.Dr. Kemal Arı, kitabında mübadele yolculuğunu şu şekilde anlatıyor: “Kurtuluş Savaşı sonunda Türkiye’yi terk etmek isteyen Rum sayısı 1.200.000; Yunanistan’ı terk ederek Türkiye’ye gelmek isteyen yurttaşlarımızın sayısı da 500.000 kadardı. Türkler daha mübadele uygulamasını beklemeden, Türkiye’ye ulaşabilmek için yollara döküldü. Ancak, yerli vapur şirketlerinin elinde bulunan vapurların kapasiteleri yetersizdi ve göçmen taşıma işinin gerçekleştirilmesi zor görünüyordu. Önce, göçmenleri Türkiye’ye taşıtmak için vapur şirketleri arasında bir ihale açıldı. İhaleye İtalyan, Yunan ve Türk vapur birlikleri katıldı. İhaleyi, en uygun koşulları öne süren “Lloyd Triestino” Vapur Şirketi kazandı. Mübadele, İmar ve İskân Vekili Mustafa Necati, hükümet üyelerinin de desteğini arkasına alarak, sonuçlanmış bu ihaleden vazgeçti. Yurttaşlarımızı taşıma işi Seyr-i Sefain İdaresi ile Türk Vapurcular Birliği’ne verildi. İşte Türk donanması, Türk donanmasında İzmir’in yeri ve mübadele yolculuğu gibi yaşanılan olaylar hakkında kısa detaylar, kısa bilgiler…  Sevgilerimle…

Bu yazı toplam 1643 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.