ARLOD  Olağan Genel Kurulu Mersin’de yapıldı

ARLOD Olağan Genel Kurulu Mersin’de yapıldı

ARLOD Araç Lojistikçileri Derneği, 8. Olağan Genel Kurul Toplantısını Mersin’de gerçekleştirdi. Genel Kurul Toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı...

ARLOD Araç Lojistikçileri Derneği, 8. Olağan Genel Kurul Toplantısını Mersin’de gerçekleştirdi. Genel Kurul Toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ağaçlı, genel kurula hitaben yaptığı konuşmada, toplantıya katılan herkese teşekkür ederek başladı. Ağaçlı, “Malumlarınız olduğu üzere, Türkiye’de araç lojistiği kavramı, sıradan taşımacılığın ötesinde, bilimsel boyutlarıyla ele alınmakta ve son derece profesyonel olarak, uluslararası rekabetin gerektiği koşullar içinde gelişmeye devam etmektedir. Böyle bir gelişim bizim sektörümüzü de küreselleşme sürecinde önemli kılmaktadır” şeklinde konuştu.

2012 değerlendirmesi yapan Adnan Ağaçlı’nın konuşmasının tam metni şöyle:

2012’de otomotiv sektörünü etkileyen en önemli konu, ekonomik büyümenin yavaşlamasıdır. Bu durumun talebi sınırlayıcı bir etki yaratmış ve dolayısıyla pazarın bir önceki yıla göre yüzde 10 küçülmesine neden olmuştur.

2012 yılının önemli konularından birisinin de motor hacmi 1600 cc’ye  kadar olan ve pazarın yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan araçlarda ÖTV oranının yüzde 37’den yüzde 40’a yükseltilmesidir. 2012 yılının Türkiye otomotiv sektörü açısından, yıl içinde oluşan bazı olumsuzluklara rağmen yine de başarılı bir yıl olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Araç Lojistiği sektöründe, 2012 yılı araç bazında satış rakamları tatmin edici olmasına karşın, kazanç bakımından beklediğimiz getiriyi elde edemedik. Girdi maliyetlerindeki artışlar, kar marjlarımızı minumum düzeylere indirdi. Diğer bir yandan, Otomotiv Sektöründe de kar marjlarının %2, %3’ler seviyesine inmesine sebep; Otomobil fiyatlarını etkileyen yüksek oranlı vergilerdir. Özellikle Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) için uygulanan yüksek oranlar talep artışını önemli ölçüde engellemektedir. Ancak, yine de her iki sektörün hedefleri adet bazında yakalamış olması ve Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch,  Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesi, yatırım yapma arifesinde olan otomotiv devlerinin ülkemize yatırım yapma kararlarını olumlu yönde etkileyecek olması memnuniyet verici bir durumdur. Elbette bu mevcut durumun çok kötü olmadığı ancak sürdürülebilir olması için uygulanacak ekonomik politikalarda sektörü ayağa kaldıracak yeni teşviklerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Sektörün oyuncularını ayakta tutan, satış sonrası gelirler ve yan hizmetlerdir.

2013 beklentiler:

2013 yılı için büyüme hedefi yüzde 4 olarak belirlendiğine göre, 2013 yılında faiz oranlarının düşeceğini, tüketici kredi kullanımlarının artacağı, bunun otomotiv pazarına olumlu yansıyacağı beklentisi içerisindeyiz.  Bu beklentimiz kendini Ocak 2013 ayında Otomotiv pazarı düşük faiz ortamının etkisiyle yüzde 20 büyüyerek gösterdi ve Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,23 artarak 35 bin 523 adet olarak gerçekleşti.

Diğer yandan, Otomotiv yatırımlarını ülkemize çekmemiz durumunda ise otomotiv sanayinin daha da gelişip büyüyeceği, ülkemizde üretilecek otomobillerin büyük kısmının ihraç edilmesiyle ekonomimiz ciddi anlamda canlılık kazanacağını tahmin ediyoruz.

Avrupa ekonomilerindeki durgunluğa rağmen Türkiye ekonomisi, dinamik, enerjik ve güçlü yapısıyla 2013 yılında sürdürülebilir ekonomik büyümeyi yakalayabileceğini düşünüyoruz. Sektör dinamiklerinde de çok olumlu gelişmeler olursa 2013 yılı bazı ilklerinde yaşanacağı

sürpriz bir yıl olabilir. Ancak Orta Doğu’da yaşanan sosyal ve ekonomik istikrarsızlığın olumsuz sonuçları konjonktürel olarak sektörü menfi yönden etkileyecek bir faktör olması da unutulmamalıdır. Örneğin; Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, Türkiye üzerinden otomobil ithalatını 15 Şubat itibarıyla yasaklayacağını, kararın resmi gerekçesi olarak da “İthal otomobil gümrük vergilerinin yeniden düzenlenecek” olmasını gösteriyor. Bölgedeki Yetkililerin resmi gerekçede ithalatın süresiz olarak durdurulacağını bildirmelerine rağmen bu fiili durumun hem otomotiv sektöründe hem de araç lojistik sektöründe oluşturacağı tepki karşısında makul bir sürede otomobil ithalinin tekrar serbest bırakılacağını tahmin ve temenni ediyorum.

Gerek küresel gerek ulusal ekonomideki gelişmelere de bağlı olarak 2013’te tüm markaların yeni ürünleriyle daha rekabetçi bir pazar yaşayacağı, ekonominin genel trendi paralelinde otomotiv sektöründe 2012 yılı performansını koruyacağı öngörülmektedir. Ancak, ÖTV artışının olumsuz etkileri 2013 yılında daha fazla hissedileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.

2013’de Otomotiv sektörüne katkı sunmak adına iki öneri sunmak isterim. Şöyle ki; Türkiye'de trafiğe kayıtlı motorlu araçların yarısı 12, yüzde 34'ü ise 16 yaşın üzerinde. Bu verilerden hareketle, geçmişte uygulanan hurda teşvikine benzer bir uygulamanın da bugünlerde gündeme gelmesi faydalı olur kanaatindeyim.  Ayrıca bilindiği üzere, Türkiye'de motorlu taşıtların vergilemesinde, araçların “silindir hacmi” ve “yaş” esas alınıyor. Silindir hacmi arttıkça araçların vergi miktarı artıyor, yaş arttıkça da vergi miktarı azalıyor. Motor gücü yüksek olan araçların daha fazla vergi ödemesi çevresel bir unsur olarak ön plana çıkarılsa da, sisteme, daha fazla çevre kirliliğine neden olan yaşlı araçların daha düşük miktarda vergilendirilmesi yerine  karbon emisyonuna dayalı bir vergileme sistemini, başka bir deyişle araç yaşlandıkça verginin artması hem çevre kirliliğinin azalmasına hem de sektöre canlılık getirmesine yardımcı olacaktır.

Bu anlamda, piyasaya yönelik yapılacak her türlü olumlu çalışmayı, sektörde yer alan tüm aktörlerin destek vermesi, ekonomimizin lokomotifi konumda olan Otomotiv ve Lojistik sektörü sayesinde mevcut ekonomik sorunların üstesinden gelineceği unutulmamalıdır.

Otomobil talebinde muhtemel talep artışını destekleyen bir başka olgu da 1000 kişiye düşen otomobil sahipliği oranlarıdır. Bu bakımdan ülkemiz, gelişmiş Batı Ülkeleri ile Avrupa ülkeleri ortalamalarının çok altında bir noktadadır. Bu bağlamda gelecek yıllarda gelir artışıyla desteklenen bir talep artışının gerçekleşme ihtimali yüksek olduğu vurgusuna bizlerde katılıyoruz.

Araç Lojistiği özelinde konuyu ele aldığımızda ise Otomotiv sektörü içerisinde, ekonomik dalgalanmalardan en çok etkilenen sektör, araç lojistiği yapan firmalarıdır.  Sektörde olası talep azalması ile daralan iş hacmi sebebiyle zaman zaman yetişmiş sürücü kadromuzu azaltmak zorunda kalıyor, sadece araç taşıma işinde kullanabildiğimiz oto taşıyıcı treylerin oluşturduğu atıl kapasite ve sabit işletme maliyetlerini göğüslemek ve olumsuzluklara katlanmak zorunda kalıyoruz. Bu türden olumsuz durumlarda üretici firmalardan gerekli anlayış ve desteği görmek istediğimizi tekrar vurgulamak isterim.

Ev sahibi olarak, Sayın Volkan Akan Beye,  Derneğimiz üyelerine göstermiş olduğu misafirperverliğe, hepiniz adına teşekkür ediyorum.

Sekizinci Genel Kurulumuzun sektörümüze tekrar hayırlı olmasını diliyor,  en içten dileklerimle hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.