Bulgarlar’ı çok abartmıyor muyuz?
Küçük komşumuz yıllardır nakliyecilerimizin büyük sorunu oldu, olmaya da devam ediyor. Ülkemize girip kabotaj yükümüzü taşıyorlar. Gümrüklerde canımıza...
Küçük komşumuz yıllardır nakliyecilerimizin büyük sorunu oldu, olmaya da devam ediyor. Ülkemize girip kabotaj yükümüzü taşıyorlar. Gümrüklerde canımıza okuyorlar. Biz, ülkemizde onlara yalnızca trafik cezası kesebiliyorken, onlar belge yanlışlığı, ya da araçtaki bir eksiklik nedeniyle binlerce Euro ceza yazabiliyor. Şimdi de söylenenlere göre yapacakları eylemlerle kapıları Türklerin geçişine kapatacaklarmış.
Peki, devlet olabilme niteliğinin en önemli göstergelerinden MÜTEKABİLİYET hakkımızı niçin devreye sokmuyoruz? Bunun yanıtı çok basit: Çünkü 8.5 milyon nüfuslu komşumuzdan korkuyoruz. Büyüklerimiz hep aynı açıklamayı yapıyor: Biz 100 geçiyorsak, onlar 1 geçiyor. Karşılıklı yaptırımlar uygulayamamızın nedeni bizim daha çok kaybedecek olmamızdandır.
Haklılık payı olmakla birlikte bir de şöyle düşünelim: Türkiye, büyüklük açısından dünyanın sayılı ekonomileri arasında gösteriliyor. Bulgaristan ise, işsizlik kıskacında; milli gelir, AB üyesi olmalarına rağmen yerlerde. Biraz daha pahalı olmakla birlikte Bulgaristan’ı bypass etmek mümkün mü: Evet, işte çözüm bu. Biz daha büyük kazanımlar elde edebilmek adına bunu yapmalıyız.
Ancak, bu adımı atmadan önce durumu Bulgar halkına anlatıp, böyle bir niyetimiz olduğunu, bundan ülkede yaşayan herkesin büyük zarar göreceğini iyi aktarmalıyız. Gerekirse, Bulgar medyasında durumu halka açıklayan ilanlar vermeliyiz. Halka, yönetici kaprisleri ya da bir sektörü korumak adına yapılanların faturasını bizzat çekebilecekleri gerçeğini iyi gösterecek her adım atılmalıdır.
Ro-Ro’yu, Ro-La’yı geçici bir süre de olsa yoğun olarak kullanmanın faturası ülke onurundan daha pahalı değildir. Bazen ne kadar anlatırsanız anlatın sonuçlarını göstermeden gerçeği kavratamazsınız. Saygılarımla.
Selçuk ONUR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.