DARBEDERLER ÜLKESİ

Merhabalar Mine hanım, Gazetelerde bir başlık: ?12 Eylülcüler yargılansın?, güzel bir başlık gibi duruyor ilk önce.

Ama dikkatli bakıldığında hiç de öyle değil. Ülkemizde darbeleri de, darbecileri de yargılamak gerekir. Fakat asıl yargılanması gereken, açık açık yapılan darbelerle birlikte, Türkiye?nin zamanını ve gelişimini sistemli ve sürekli engellemeye yönelik kapalı darbelerdir de.

Türkiyenin zamanını kimler çaldı? Hepsi açıklansın ve derhal yargılansınlar.

Bilirsiniz ki gelişmiş ülkelerin hepsinde demiryolları ülkenin her yanını örümcek ağı gibi kaplar. Bu vizyondur, sorumluluktur, geleceğe olan mirastır.

Sanayinin, ulaşımın ve ilericiliğin temeli olan demiryollarının Türkiye?de gelişmesini; kimler, nasıl, ne zaman, niçin engelledi? Bu engellemeye hangi devlet görevlileri, hangi bürokrat ve politikacılar karıştı?

Soruyorum: Türkiye?nin modernleşme projesini engelleyenler neden afişe edilmiyor?

Hangi lobiler engelledi, kimler ortak oldu bu lobilere?

Peki 2 kocaman yarımadaya ve dört denize sahip kaç ülke var dünyada?

Sıcak denizlere ulaşmak üzere boğazlar için savaş kimlere karşı çıkarılmıştı ya da biz neden savaşmıştık?

Türkiye için avantaj değil de angarya mı yoksa sahip olduklarımız?

Dört denizini müşteşarlığa emanet eden Türkiye?de denizcilik bakanlığı adalet bakanlığından daha mı etkisiz olmalı?

Kimler önlüyor Türkiye?nin denizciliğini, hangi politikacılar, hangi işbirlikçiler?

Engellenen her proje açıklanmalıdır. Türkiye?nin gelişimini engelleyenler gazete manşetlerinden düşmemelidir, onlar da yargılanmalıdır.

Zamanımızı ve geleceğimizi çalan bu sistemli ve sürekli darbeciler bulunmalıdır.

Bu, Türkiye?nin geri bıraktırılmışlık tarihidir. Türkiye?nin demokrasi sorunu gelişmişlik sorunundan kaynaklıdır çünkü.

Sanayi sanayi, lobi lobi, açıklanmalıdır. HIRSIZLIĞIN ÖVÜLDÜĞÜ BU KARANLIK TÜRKİYE TARİHİ, BU TARİHTE YAŞAYAN TÜRK AYDINLARININ YÜZ KARASIDIR.

Benim sorumlu bulduğum insanlar aydınlardır. Bu tarih kendine aydın diyen herkesin yüzüne sürülmüş kocaman bir lekedir.

Bizi geri bıraktıranlar işlerini yapıyorlar da, aydınlar ne yapıyor?

Zaman hırsızları en az üniforma giymiş darbeciler kadar suçludur. Ve hepsi açıklanmalıdır. Bağlantılarıyla birlikte.

SAYGILARIMLA

Veli Ç.?

***

Sayın seyircilerim, yukarıdaki okur mektubu, tüm dikkatler kamuoyunun ?Ergenekon? diye belleyip benimsediği, zaten benim de usule uygun adını ve dosya numarasını aklımda tutamadığım davanın ikincisine odaklanmışken, gündem dışı görünebilir. Ama sizler, benim zaten gündem dışı kalmalarıma alışıksınız ve biraz düşünürseniz, gündem dışı sanılanın gündemin ta kendisi olduğunu fark edersiniz.

Birileri, evrensel bilgiye sırtını dönen bir çoğunluğun kendisinde olmayanı yok sanan cehaletinden yararlanarak hepimizle alay ediyor bu ülkede.

Koca bir tarihi yıkıp yerine rant aracı, ucube ve sıradan bir alışveriş merkezi yapmak için özellikle, özenle yıkılmaya terk edilen Haydarpaşa Garı?nın üstüne devasa bir bez parçası sallandırmışlar, üzerinde ?Yüksek Hızlı Trenle Ankara-İstanbul 5,5 saat? yazıyor. YHT dedikleri tren, saatte ortalama 370 km. hız yapan bir tren. Ankara-İstanbul arası da zaten 400 km. Yani mantık, bu trenin bu mesafeyi normal bir, bir buçuk saatte almasını gerektiriyor. Zaten dört teker arabalar da karayolundan dört saatte gidip geliyor. Oysa bu yolu 5,5 saate indirmekle övünenler, afişe ?Hızlı Tren? bile dememişler, ?Yüksek Hızlı Tren? demişler... Garın önüne çekilen mostralık trene baktım, gerçekten de Paris-Londra arasını, Manş Denizi?nin de altından geçerek 2,5 saatte alan YHT?lerden... Ama Türkiye?de bu tür YHT?lerin bırakın saatte 580 km?lik azami hızını, ortalama 370 km. hız yapabileceği demiryolu yok! Başka bir deyişle, yarış atı almışız, dolap beygirliği yaptırmakla övünüyoruz...

?Ergenekon? davasında da durum farklı değil: Demokrasi treni, oligarşi yollarında kullanılıyor.

LOJİPORT