Denizcilik sektöründe fırtına sürüyor

Denizcilik sektöründe fırtına sürüyor

İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan denizcilik sektörünü yüzde 95 çökerten global kriz fırtınasının hala sürdüğünü söylüyor. En...

Denizcilik sektöründe fırtına sürüyorİMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan denizcilik sektörünü yüzde 95 çökerten global kriz fırtınasının hala sürdüğünü söylüyor. En zor yıl ise 2013 olacak.

Çok değil 5 sene önce Tuzla bölgesinde gemi ve lüks yat siparişleri birbiri ardına geliyor, siparişlere yetişemeyen tersane sahipleri altın dönemlerini yaşıyordu. Ancak beklenmeyen büyüme tersaneleri işçi ölümleriyle de meşhur etmişti. 2008’den sonra ise tersaneler global ekonomik krizle birlikte büyük bir sessizliğe gömüldü. Son iki yıldır da ünlü ailelerin de içinde olduğu şirketlerde iflas ertelemeler, hacizler gündemde. Sektörde dört işçiden üçü işini kaybetti.

İMEAK DTO’ya yeniden başkan olan Metin Kalkavan’la üniversitenin yanı sıra sektördeki durumu da görüştük. Sektördeki bu çöküşü kimsenin tahmin edemediğini söyleyen Kalkavan, soruları şöyle yanıtlıyor:

Denizcilik sektörü 2000’lerden sonra hızlı bir gelişme göstermişti. Nedir şu anda durum?

Dünya piyasalarının kötülüğünden dolayı yüzde 15 kapasiteyle çalışıyoruz. Gemi inşada durum kötü. Ama armatörlük tarafımız büyüyor. Şu anda Türk sahipli filo 25 milyon DWT’yi tonu geçti. Dünyaca iyi denizcilik firmalarımız ortaya çıktı.

Dünya krizi nasıl etkiledi?

Krizin en çok vurduğu sektör denizcilik sektörü. 2002-2008 arasındaki dünya ekonomisinin öngörülemeyen büyümesinin denizciliğe getirdiği büyük patlama ve altın yılların cezası şimdi ödeniyor. Dünyada gemi sayısı arttı ama taşınan yük azaldı. Tersane sayısı da artmıştı. Krizde siparişler bıçak gibi kesildi.

2013 nasıl geçiyor?

Bu sene en zor senelerden biri. Birikmiş bir gemi stokumuz var. Sektörde ciddi el değiştirmeler oldu. Bu krizden para kaybetmeyen yok. Üzücü olan şu ki, bu bizim krizimiz değil. Bedelini biz ödedik.

İflas ertelemeler oldu. Bankalarla sorunlar sürüyor mu?

İflas erteleyen birkaç tersanemiz oldu. Bankalar alacaklarının peşine düşmeye başladılar tabii ki.

Krizin geldiğini söylüyordunuz 2008’de. Önlem alınamadı mı?

Krizin geldiğini söyledim, haklı çıktım ama bu kadarını da öngöremedim. Yüzde 95 çöken bir piyasayı tahmin etmek çok kolay değil. Onun için altından kalkmaya çalışıyoruz.

Plansız ve hızlı büyüme de arttırmadı mı krizin dozunu?

Plansızlığı şartlar getirdi. Gemilerin günlük kazançları öyle yüksek oranlara çıktı ki, talep patlamasına yetişemedik. Kontrol elimizde değildi. Yüzde 30-40 duyarlılık analizi yapıyorsunuz ama kimse yüzde 95 düşeceğini öngöremezdi. 5 senedir de sürüyor. 100 milyon dolar olan bir gemi artık 20 milyona yapılıyor. Günde ortalama 20-30 bin kazanırken birden bin dolar kazanamaz hale geliyorsunuz.

Hükumetten, bankalardan destek gördünüz mü?

Bankalarımız sağ olsun taşıyor hala bizi. Hükumetimiz de denizcilik firmalarına ayrıcalık ve destek verdi. Ama şu anda fırtınanın geçmesini bekliyoruz açıkçası.

Dönüş sinyalleri var mı?

Artık çok uzun sürmez, 5 seneyi doldurduk sektör olarak. Gelecek seneden itibaren denizcilikte toparlanma tekrar olacak. Düzelme kaçınılmaz bir şey, aksi takdirde bu meslek yapılamaz. On yıl içinde toplamda yüzde 30-35’lik bir büyüme öngörülüyor. Yani zaman lehimize işliyor.

Türkiye’de istihdam açısından durum ne?

Tersanelerde 40 bin, yan sanayide 100 bin kişiydi. Yüzde 70 işgücü kaybımız oldu. Ama gemilerimizde ve karada 30 bin kişinin üstündeyiz.

Sektörde sermaye yapısı olarak çok değişim oldu mu?

Denizciliğe çok güçlü gruplar girdi, bazı eski aileler de çekildi. Sabancılar, Ciner gibi büyük gruplar sektöre girdi. Geleneksel denizci olmayan firmalar geldi. Varlıklar bir yerden bir yere geçiyor. Bunlar kaçınılmaz.

Sektörde krizi aşmak için neler yapılıyor?

Tersanecilikte yeniden bir yapılanma var. Türkiye olarak spesifik gemiler, askeri gemiler ve tamir bakım alanlarında bölüneceğiz. Şu anda faal 72 tersanemiz var ama verilen lisansla 150’ye kadar çıkıyordu. Bir kısmı yarım. Ticari gemilerde siparişimiz çok az. Ama ağırlık tamir bakıma yöneldi.

2500 dolar maaşlı iş garantili

Piri Reis Üniversitesi Türkiye’nin denizcilik alanında ilk ve tek üniversitesi. İMEAK Deniz Ticaret Odası üyelerinin bir araya geldiği Türkiye Denizcilik Vakfı tarafından kurulmuş. İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan ve Rektör Osman Kamil Sağ ile bir araya geldik.

Rektör Sağ, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden, işine tutkuyla bağlı bir hoca. İddiası İTÜ kadar yüksek kalitede bir üniversite yapmak. Sağ’ın verdiği bilgilere göre dünyada 80 bin gemi var. 700 bin gemi adamı çalışıyor. Her yıl 40-50 bin açık doğuyor. Üniversitede bugün yaklaşık 700 öğrenci var. Üniversiteden önce Türk Deniz Eğitim Vakfı’nın kursları vasıtasıyla 2 binin üzerinde öğrenci yetiştirip mezun etmişler, şu anda bu öğrencilerin tamamına yakını iş bulmuş, çalışıyor.

Üniversiteyi kâr amaçlı kurmadıklarını ekleyen Kalkavan, “Biz vermeye geldik, almaya değil. Bu bizim cennete kolay gitme projemize dönüştü. Çünkü yatırımın çoğu DTO’dan geliyor” diyor.

Dünyada sektöre giren her çalışanın en az 2500 dolar maaşla işe başladığını, kaptanlarda aylığın 15 bin dolara çıktığını anlatan Sağ, “Türkiye’den kendi alanında ilkler arasında yer alacak, dünya denizcilik politikalarını belirleyecek bir üniversite çıkacaksa, onlardan bir tanesi biz olacağız” diyor.

İddialı bölümlerden biri de megayat kaptanlığı. Rahmi Koç’un isteğiyle kurulan bölümden dünyaya kaptan yetiştirmek hedefleniyor.

Haber: Jale Özgentürk - Radikal Gazetesi

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.