DHL, Türk firmalarını uluslararası pazarlarda daha rekabetçi hale getirmek üzere "Türkiye'den mal satın almak için daha doğru bir zaman olmadı" adı altında bir kampanya düzenliyor. Kampanya kapsamında DHL aracılığıyla yurtdışına gidecek gönderilerin üzerine stickerlar yapıştırılarak Türkiye'den mal alınması teşvik edilecek.

DHL Express Türkiye Bölge Direktörü Michel Akavi, projeye ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, krizden çıkışın ihracat için ''milli bir vazife'' gibi olduğunu, kriz sürecine olabilecek en az zararla atlatmak için DHL olarak kendi imkanları doğrultusunda katkı sağlamak istediklerini söyledi.

Akavi, 2001'de de buna benzer bir proje gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, bu proje sayesinde özellikle KOBİ ihracatçılarını yurtdışında tanıttıklarını ve yeni pazarlar bulduklarını ifade etti.

Sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada yaşanan günümüzdeki krizin daha önemli olduğuna dikkati çeken Akavi, ''Kriz var. Ancak aynı zamanda Türkiye'ye yeni fırsatlar doğuyor. Uzakdoğu, Çin, Bangladeş'ten bize doğru bir kayma var. Türkiye'nin daha küçük adette mal yapma olanağı, lojistik avantajı burada çok önemli. Biz bu projeyle kazanılan ivmeyi daha da pekiştirmek istiyoruz'' diye konuştu. Yurtdışına günde 5 bin-6 bin arasında gönderileri olduğunu kaydeden Akavi, ''Gönderilerin üzerine yapıştırılacak çıkartmalar ile ayda ortalama 150 bin gönderi ile yurtdışına mesaj gidecek. Ne kadar çok gönderi giderse Türkiye'den, sesimizi ne kadar çok duyurabilirsek o kadar çok geri dönüş olacaktır'' dedi. Akavi, bu yılın ilk 4 ayında eksiye giden gönderilerde haziran, temmuz ve ağustosta artışlar olduğunu söyledi. Sorular üzerine, gönderilerin yüzde 60'ının Avrupa'ya gittiğini, ancak Ortadoğu, Afrika ve Uzakdoğu pazarlarına gönderi sayısında son dönemlerde artış yaşandığını ifade eden Akavi, bu artış trendinin devam edeceğini düşündüklerini kaydetti.

Büyükekşi: Krizin dibi göründü

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de konuşmasında, DHL ile yürütülen proje ile birlikte Türk ihracatçısının yaklaşık 150 bin gönderiyi ücretsiz reklam merci olarak kullanacağını ifade etti.

Dünyada yaşanan kriz ve bunun Türkiye'ye etkileri sonrasında ihracatçıların moralini bozmadığını ve heyecanını kaybetmediğini vurgulayan Büyükekşi, ''Geldiğimiz noktada krizin dibinin göründüğünü ve krizden çıkışın başladığını söyleyebilirim. Artık ihracatçılar olarak daha proaktif olacağız ve Türkiye'yi, avantajlarını yurtdışına daha iyi anlatacağız'' dedi.

Büyükekşi, LOJİPORT Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Onur'un Ermenistan ile ilişkilerin ticareti nasıl etkileyeceğini sorması üzerine, bu ülke ile Türkiye'nin rakamsal olarak ciddi boyutlarda ticari ilişkilerinin olmadığını, ancak siyasi olarak kaydedilecek gelişmelerin Türkiye'nin diğer ülkelerle olan ticari ve ekonomik ilişkilerine katkı sağlayabileceğini söyledi.

Verilen bilgiye göre, DHL Express ile TİM ve DTM'nin birlikte yürüteceği proje çerçevesinde DHL Express'in tüm paketlerinde Türkiye'den mal satın almanın avantajları vurgulanırken, DTM'nin oluşturduğu ve Türk ihracatçılarının veri tabanının bulunduğu ''www.exporters.com.tr'' adresine yönlendirme yapılabilecek. Bu adres ile yurt dışından Türkiye ile ticaret yapmak isteyen kişi ya da şirketler, Türk ihracatçılarının iletişim bilgilerine ulaşabilecek.

Çağlayan: 14 hedef ülke 25 öncelikli ülke tespit ettik

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, projenin bir sosyal sorumluluk projesi olmakla birlikte, ''milli sorumluluk'' olarak da değerlendirebileceğini, bundan dolayı DHL'e iki kez teşekkür etmek istediğini dile getirdi. Türkiye'nin şu anda dünyada mal alımı yapılacak en önemli zaman ve zemine sahip ülke olduğunu vurgulayan Çağlayan, günümüzde ihracatçıların çok önemli bir makas değişikliğine geçtiğini söyledi.

Çağlayan, Türkiye'nin ihracatına, üretimine, lojistik, siyasi ve coğrafi konumuna güvendiklerini belirterek, ''Bunların hepsini, bu konudaki niyetleri alt alta koyduğumuzda, iddia ederek söylüyorum ki, 2023 gelmeden Türkiye, 500 milyar dolar ihracatı gerçekleştirecektir'' dedi.

Eylül ve ekim aylarını kapsayan 2 aylık süre içinde 12 ülkeye gitmeyi planladıklarını, bunların içinde Çin, Ekvator, Mozambik, Güney Afrika, Senegal ve Katar'ın da bulunduğunu anlatan Çağlayan, yaptıkları çalışmalar çerçevesinde 14 hedef ülke ve 25 öncelikli ülke tespit ettiklerini, bu ülkeler başta olmak üzere, yeni bir sistem oluşturduklarını, buna göre de her ülke için masa ve uzmanlar belirlediklerini kaydetti. Çağlayan, ''Ben her işi yaparım sistemi artık bitmiştir'' dedi.

Bakan Çağlayan, gazetecilerin sanayi rakamlarına ilişkin soruları üzerine, küresel kriz nedeniyle en fazla küçülmeyi sanayi sektörünün yaşadığını, sanayi üretim endeksindeki düşüşün özellikle 2008'in Kasım ayında başladığını ve Türkiye'nin bu konuda 2009'un Mart ayı ile birlikte kötüye gidişten dönüş yaptığını belirterek, şöyle devam etti:

''Türkiye, mart ayından sonra, dönüş yapmıştır. Tabii ki geçmiş rakamlara dönüş zaman alacaktır. Gerek ihracat rakamları, gerekse sanayi üretim endeksi her ay bir önceki aydan daha iyiye gidiyor.

Sanayi endeksindeki küçülme 2008 Ocak ayından 2009 Temmuzuna kadar sadece -2,41'dir. Bu rakam ABD'de -14,50'dir. Türkiye sanayi üretim endeksindeki küçülmede her geçtiğimiz ay bir önceki aydan daha iyi gittiği bir dönemle karşı karşıyadır. Temmuz verisi hazirana göre 0,9 puan iyileşme gösteriyor. Ağustos, eylül verileri açıklandığı zaman bu rakamların daha iyiye gittiğini göreceğiz. Ramazan Bayramının girmesi ve okulların açılmasıyla birlikte ticari piyasalarda, üretim ve tüketimdeki hareketlilik ister istemez endeksi ağustos ayında temmuzdan daha iyi, eylülü ağustostan daha iyi yapabilecek seviyededir. Projeksiyonlar ve eldeki bilgilerle bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.'' Türkiye'nin en büyük avantajlarından birinin lojistik olduğunu belirten Çağlayan, ''Ayrıca, dünyanın en fazla komşu ülkesine sahip ülkeyiz. Ülkemiz, Uzak Doğu ülkelerine göre, daha az miktarlardaki üretim için de ideal. Hakkari'den Londra'ya bir malın gönderilmesi maksimum 4 saattir. Bütün bunları düşündüğümüzde Türkiye, bugün tam mal alınacak zamandadır'' dedi.

LOJİPORT