‘Geleceğin kamyonu’ lojistikte ezber bozacak
Daimler AG Mercedes-Benz, sahip olanın lojistikte rakiplerinden birkaç adım önünde olma avantajı yakalayacağı bir kamyon üretti. Yeni kamyon,...
Daimler AG Mercedes-Benz, sahip olanın lojistikte rakiplerinden birkaç adım önünde olma avantajı yakalayacağı bir kamyon üretti. Yeni kamyon, sürücünün hiçbir müdahalesine gerek kalmaksızın kendi kendine yol alabiliyor. Mercedes, ‘Future Truck’ adını verdiği yeni aracını 2025 yılında piyasaya sürmeyi hedefliyor.
Mercedes-Benz, geleceğin taşımacılığını şekillendirmede kararlı. Uzun yıllar süren ar-ge çalışmalarından sonra ortaya çıkan ‘Future Truck’ 30 ülkeden 300 aşkın basın mensubunun katıldığı dev bir lansmanla dünya kamuoyuna tanıtıldı.
“GÜVENLİĞİ, OKYANUS ÖTESİNE BIRAKMAYIZ”
Eski Doğu Almanya’nın Magdeburg kentinde yapılan etkinlikte sunumlar, aralarında Türkçe’nin de bulunduğu 10 dilde gerçekleştirildi. Verimlilik, bağlantılılık ve güvenlik alt başlıklarıyla oluşturulan 3 çalışma grubunda yapılan oturumlarda ‘Future Truck’ tüm ayrıntılarıyla ele alındı.
Toplantıda hükümet kanadını temsil eden Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Katherine Reche, açılışta yaptığı konuşmada, Federal Hükümet’in küresel rekabet gücünü destekleyecek adımları kararlılıkla atacağını vurgulayarak, “Akıllı sistemlerle trafik akışını destekliyoruz. Böylece yollarımız ve çevre daha temiz kalacak. Tekdüze sürüş ortamı taşımacılıkta çok önemli. Mevzuat sürücüyü muhatap alır. Bakanlık da yasal, bilimsel ve toplumsal açıdan araştırmalar yaptı. Bu yuvarlak masa çalışmalarının ilk sonuçlarını yıl sonunda alacağız. Otomotivdeki kompetanlığımız muhafaza edilmeli. Verilerin güvenliği söz konusu olduğunda da bunu okyanus ötesine bırakmayız” sözleriyle bilgilerin korunmasına verdikleri önemin altını çizdi.
Verimlilik konulu oturumda konuşan Daimler Mercedes-Benz Kamyon Servis ve Satış Sonrası Pazarlama Direktörü Ulrich Bastert, taşımacılıkta verimliliğin maliyeti azaltıp, karı artıran en önemli etkenlerden biri olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Taşımacılık açısından verimlilik olmazsa olmazdır. Mercedes’in en önem verdiği konu da çevreye zarar vermeden, yakıt teknolojileri kullanarak verimi artırmaktır. Kinetik enerjinin daha iyi kullanılmasını sağlıyoruz. Böylece tüketim yüzde 15-20 civarında düşüyor. Bu cihaz kullanıldığında ciro da etkilenir. Çünkü, aracın sahibi aracının nerede olduğunu her zaman bilebilir.”
Bastert, ‘yeni bebeğimiz’ diye nitelendirdikleri kamyonu ise şu sözlerle tanımladı: “300-500 metre önündeki aracın içini dahi görebilen bir kamyon düşünün. Şerit daralıyor, yolda problem var, kamyonumuz hepsini görecek. Bunlar hayat kurtarabilecek özelliklerdir. Acil fren asistanı bütün sattığımız araçların %66’sında zaten var. 2018 yılından sonra çelik süspansiyon araçlarımız olacak. Acil fren asistanı acil durumlarda kullanılacak. Bilgileri mümkün olduğu kadar erken alan bir şoför daha dikkatli gider. Şoför her zaman var olacak. Şoförsüz bir sürüş istemiyoruz. Amacımız şoförün üst düzey disiplinle, verimli sürüş sağlamasını sağlamaktır. Şoförün ön görülemeyen görevleri olacak. Örneğin aktif şerit değişimi gibi. Günümüz koşullarında şoförün vazgeçilmez olduğu gerçeğini asla unutmuyoruz. Önce kamuya açık olmayan çevresi sınırlı alanlarda otonom sürüş testleri olacak, daha sonra otoyollarda; kent trafiğinde ise minimum 10 yıl içinde olabilir.”
Bağlantılılık adı verilen ikinci oturumun katılımcıları da Prof. Dr. Sabina Jeschke ve Mercedes-Benz yöneticilerinden Stefan Buchner idi. Prof. Jeschke, daha önceki otonom sistemin kullanıldığı sürüşlerden örnekler gösterdi. Jeschke’nin verdiği konvoy örneği, güvenliği kanıtlanmış bir durum olması açısından oldukça çarpıcıydı. Konvoy örneğinde en öndeki kamyon lokomotif görevi görüyor, arkasındaki araçlar da 10 metre arayla ardından diziliyor. Trafik güvenliğine olumlu katkı yapan yöntemle yüzde 10 civarında da enerji tasarrufu sağlanıyor.
Mercedes-Benz yöneticilerinden Stefan Buchner de, geleceğin kamyonunda öne bakarak işleyen bir ön görülü sürüş tekniği kullanıldığını belirterek, “Uydu bazında yürütülen sistem, aracın ve yolun topografik yapısını görüyor. PPS sayesinde yüzde 5 yakıt tasarrufu sağlanabiliyor. Flipboard sistemiyle ise daha verimli sürüş mümkün. Yeni açılan otobanlarda bu sürüş tekniği yapılabilir. Otonom sürüş, lojistiği kolaylaştıracak. Dünyadaki kamuoyuna sunabileceğimiz metotları göstereceğiz. Tepkiler topladık, ilgi çok büyük. Özellikle verimlilik ve güvenlik lojistik şirketlerinin büyük ilgisini çekti. Ancak, hassas verileri korumak da bizim için çok önemli” diye konuştu.
SÜRÜCÜ ASİSTAN SİSTEMLERİNİ KULLANAN DAHA AZ KAZA YAPIYOR
Güvenlik konulu oturumda konuşan BG Verkher Sigorta Sorumlusu Dr. Ing. Klaus Ruff, sürücü asistan sistemlerinin kazaları önleyebileceğinin altını çizerek, “Biz de 2 milyon Avro ile teşvik ettik. Sürücü asistan sistemlerine sahip araçlar, kullanmayanlara göre 350 milyon kilometre kat ettiler ve yüzde 34 daha az kaza yaptılar. Sürücüler bu sistemler sayesinde aracı kullanmaya konsantre olabiliyor. Deniz ve hava araçlarında da sürücü asistan sistemlerini kullanabiliyoruz. Otomatize sürüş, sürücünün uzun süre aynı durumda araç kullandığı anlarda devreye girebilir. Bu sistem sayesinde şoförlerin yükü azalır, kamyon sürücülüğü daha çekici bir hale gelebilir” dedi.
“DAIMLER’İN ÖNÜ KESİLMEMELİ”
Daimler Trucks, Ürün Geliştirme ve Global Satın Alma Sorumlusu Sven Ennerst ise, 40 tonluk bir aracın çarpışma anında çok farklı şiddet göstereceğinin altını çizerek, “Her kaza bir kaza fazladır. Bu nedenle elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Asistan destek sistemleri, sürücünün yıpranmadan araç kullanması için vardır. Sürücünün yorgunluk belirtilerini ölçüp, mola vermek gerekip gerekmediğini belirler. Dur kalkta mesafeleri ayarlar. Otomatik fren sistemimizin aracı tamamen durdurma özelliği de var. Kazasız döneme doğru hızla ilerliyoruz. Hiç kimse yasa koyucudan teknolojik gelişmeleri önceden görmesini bekleyemez. Fakat, Daimler’in de önü kesilmemeli. Şoför direksiyonun arkasındayken, teknolojik sistemlerin kumandayı alması korkutucu gelebilir. Ama, bunun kazaları minimuma indireceği de bir gerçek. Birçok insan hayatını kurtarabiliriz. Mercedes-Benz, bunun öncülüğünü yapmaya devam edecek” diye konuştu.
VİYANA KONVANSİYONU YENİDEN DÜZENLENMELİ
Üç ana başlıkta yapılan sunumun ardından yeni teknolojinin politika ve mevzuat açısından tartışıldığı bir panel yapıldı.
Avrupa Birliği ülkelerinde karayolu taşımacılığının kaçınılmaz olduğu savunulan oturumda, üye ülkelerin aktif bir işbirliği içinde olmaları gerektiği vurgulandı. Ücret sinyalleri verilerek ilerlenen bir otoyol sistemi konusunda tüm AB ülkelerinin hemfikir olduğu ifade edilen panelde, en önemli konunun Viyana Konvansiyonu’nun teknolojik gelişimleri de göz önüne alarak değişime uğraması olduğunun altı çizildi.
Şimdi ‘geleceğin kamyonu’nu iş başında görmek için yola çıkma zamanı. Magdeburg’un 20 km uzağındaki A 14 otobanına gidiyoruz. A 14 trafiğe henüz açılmamış. Ama o gün etrafta birçok araç var ama hepsi Mercedes. Çünkü, Daimler otobanı bir günlüğüne kullanma izni almış.
9 DAKİKA ERKEN UYANANLARIN EYALETİ
Kamyon piste çıkmadan önce konuşan Saksonya Anhalt Ulaştırma Bakanı, otobanın önemine değinerek, şu ifadeleri kullanıyor: “A 14’ün yapımına 2012 yılında başlandı. Otobanın tamamlanmasıyla Almanya limanları iç bölgelere daha kolay ulaşmış olacak. A 14’ün kuzeye uzatılması komşu eyaletlerde de uzatılarak büyüyecek. Merkez eyalette çok başarılısınız. Bizim iddiamız şu: Almanya’da 9 dakika erken uyanan insanların eyaletindesiniz. Bu 9 dakikada birçok şey yapıyoruz. Otomotiv yan sanayide birçok parça bizim eyaletimizde üretiliyor. Daimler ile iyi bir işbirliği kurmak için hazırız.”
‘Future Truck’ın şovu Daimler AG Kamyon ve Otobüs Grubu Başkanı Dr. Wolfgang Bernhard’ın işaretiyle başlıyor. Akıllı sistem, Actros 1845’e entegre edilmiş.
ŞOFÖR, ARAÇ GİDERKEN TÜM İŞLERİNİ YAPABİLİR
Sıranın uygulamaya geldiğini ifade eden Dr. Bernhard, “Burası sadece doğru mekan değil, doğru zaman. Teknolojimiz çok lierledi, gelen sinyalleri kaydedecek bilgisayarlarımız var. Apollo 11’in bilişim kapasitesi 2 ghz idi. Şimdi sadece bir kamyonda bunun yüz katına yakın uygulama yapılıyor. Kamyonumuz saatte 80 km hıza kadar ulaşacak. Bugün hepimiz için önemli bir an. Gereksiz fren ve sürat artırımı yapılmıyor. Sistem, iyi dinlenmiş bir şoför gibi kullanabiliyor. Hatta geleceğe bakabiliyor. Future Truck, akıllı ve tasarruflu bir kamyondur. Güvenli olduğu için sigorta maliyetleri düşer. Taşımacılık maliyetleri düşer, çünkü her şey planlandığı gibi yürür. Ayrıca güzergah planlaması, trafik konumu planlanabilir. Otonom sürüş, şoförlüğü cazip bir iş haline getirecek ve mesleği daha çok sevdirecek. Şoförümüz, aracı kullanırken muhasebe işlemlerin yapabilir. Pizza siparişini verebilir. Yemek yeri seçebilir. Sıradan bir şoförken lojistik uzmanına dönüşebilir. Ailelerinden uzak kalan sürücüler, artık sürekli çevrimiçi olabileceklerinden bu özlemlerini de giderebilecek” ifadelerini kullandı.
TRAFİĞE TAKILMAK, HAVAYI KİRLETMEK YOK
Future Truck’ın daha az trafik tıkanıklığı ve daha az kaza anlamına geleceğini vurgulayan Bernhard şöyle devam etti: “Çünkü dikkat dağınıklığı olmaz. Araç sistematiğii sürücüyü olası trafik tıkanıklarına göre uyarır. 2012 yılında Almanya’da 600 bin km uzunluğunda tıkanıklık trafikleri oluşmuş. Yeryüzünü 5 kez dönecek bir uzunluktan söz ediyoruz. Future Truck sayesinde kamyonlar en avantajlı güzergahlara yönlendirilebilir. 12 milyar litre yakıtı emisyon olarak havaya salıyoruz. Otonom sürüş sadece ekonomik olarak değil, çevre için de faydalı. Bu sadece AB’de gündemde olan bir durum değil. Bizler sıfırdan başlamadık kompleks sürüş ortamında da sürüş yapabileceği kanıtlandı. Siyasi karar alıcıları bizi ciddiye almak zorunda. Şu açıktır, otonom sürüş kamyonundan maksimum verim alabilmek için birçok veriyi bilmek gerekir. Bu verileri kimin toplayacağı ve muhafaza edeceği tartışılıyor. Mevzuatın ulusal düzeyde çözülmesini 10 yıl içinde bekliyoruz.”
ARAÇ GİDİYOR, ŞOFÖR İSE YAN OTURMUŞ ELİNDE IPAD’İ İLE MEŞGUL
Bu arada yanımızdan elinde ipad’i ile meşgul şoförün direksiyonda oturduğu ama iki elinin de ipad ile meşgul olduğunu hayretle görüyoruz. Çünkü, kamyon mizansen olarak diğer Mercedes araçları ile yaratılan trafikte hızla ilerlemesini sürdürüyor.
Dr. Bernhard da, şoförün karşılaşması muhtemel aksaklıkları örneklerle anlatmayı sürdürüyor.
Sürücünün dinlenmek için aracını sağa çekmek zorunda olmadığını söyleyen Bernhard, “Trafik iletim sistemleri de araçlarımız kadar akıllı olmak zorunda. Çocuk sahibi olanlar bilir. Benim ve birçoğumuz için Future Truck bebeğimizdir. Taşımacılığın geleceği Future Truck ile başlayacak. Aşırı yıpranmış sürücüden, dinlenmiş bir lojistik uzmanı yaratacağız. Kamyonun tarihçesinde yepyeni bir başlangıca adım attık. Teknoloji liderliği iddiamızı sürdürüyoruz.
Örneğin trafikte bir araç arıza yaptı. Bu durumda kamyonunuz vaktinde yavaşlayarak etrafından güvenilir bir şekilde geçer. Dur kalk durumlarında da şoförün tepkisi çok daha kolay olur. Gazete okur, mektup bile yazar. Ayrıca olası bir arıza durumunda uzaktan erişim sistemiyle arızanın nerede olduğu ve nasıl müdahale edilebileceği konusunda girişim yapılabiliyor. Otonom sürüşte korunmalı bir mod sunuyoruz. Bu nedenle sürücü konsantre olabiliyor. Direksiyon saatinin sonunda uygun bir dinlenme moduna geçebilirsiniz. Eylüldeki fuarda birçok uygulamayı da paylaşacağız. Avrupa genelindeki tüm kamyon sürücüleri stresli olabiliyor. Çünkü, firmalarını temsil ediyorlar. Yükün güvenliğinden sorumlular. Sektörün ekonomik ve ekolojik düzeyde birçok argümanı var. Sürücü, her saniye kamyon tarafından uyarılabileceğini biliyor. Bu kamyon virajın ötesini bile görebilir. Hiç hesapta olmayan bir kaza durumunda da aktif fren sistemi devreye girer” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.