Gümrük duvarı

Bu ülkede yaşayanların gümrüklerimizde işleri olmuştur. Nerede ise hep şikayet konusu edilmiştir. İşin gerçek nedeni, bürokratların uygulama çözümlerini sadece masalarından takip etmeleridir. Üstelik kendi aralarındaki bilgi paylaşımından başkasını kulaklarını tıkayarak, hatta kendilerinden gelen önerilere de kulak asmayarak sadece biz biliriz havalarını sürdürmelerdir.  İçlerinde bazı kişilerin çırpınmaları da bir şey ifade etmemektedir. Daha evvel yazımda işaret ettiğim konular da iyileşme şöyle dursun, daha da çözümsüzlüğe gidildiği aşikârdır. Özellikle uygulamaları bazı bölümlere bıraktıkları için yetkisizliğe sığınarak, çözüm yolları oluruna bırakılmaktadır. Bu durum iş yapmaya çalışan her sektörü olumsuz etkilemektedir. Ne gümrük müşavirleri, ne lojistikçiler ne de ithalatçı ve sanayiciler mutlu olmamaktadır. Maddi zarar da diz boyu devam etmektedir. Gerçeklerle alınan kararlar ters tepmektedir. Gümrükçüler olarak bu durumu daha erken bildiğimizden, en alt seviye ile en üst seviyeye bile yaptığımız ikazlar neticelenememekte ve zararı her kes çekmektedir. Örnek verecek olursam. Gümrük Yönetmeliği 699. maddesi ve TSE-CE kriter değişiklikleri vs … 699. Madde de gümrük şirketlerinin ortaklık yapısı ile ilgilidir. Bir gümrük müşavirinin iki şirkete ortaklığı 1. 1. 2009 tarihinde tek şirkete indirilmesini içermektedir. Bu geçici madde ile ilgili olarak tekrar uzatılması istenmiştir. Bağlı bulunduğumuz devlet bakanlığı ve gümrük müsteşarlığı özellikle Ticaret kanunu çıkacağından ve limitet şirketlerin tek kişi ile temsil edileceğine imkan verdiğinden bir daha uzatılmayacağını belirtmişler ve ayrıca sektöre çeki düzen verilmesinin gerektiğini vurgulamışlardı. Sanki bir zıtlaşmayı devam ettirir gibi, ticaret kanunu çıkmamasına ve çekincelerimize rağmen 9. 1. 2009 tarihinde son bulacağını deklare etmiş bulunmaktadırlar. Bu vurdum duymazlığı anlamak mümkün değildir. Çünkü; Ticaret kanunu çıkmamıştır, sektörde yetkili kişilerin sayısı yeterli seviyede değildir. Ayrıca karne şifrelerine bloke koyarak iş görmezlik yaratılması hâlâ iki dudak arasındadır.  Yargı yolu ile karar alınması göz ardı edilmiştir. Bu ekonomik durumda şirketlerin kapanıp iflas etmelerini çok kolaylaştırmışlardır. Yargısız infazla eşittir. Mutlaka süre Ticaret kanunu çıkana kadar uzatılmalı ve bloke koyma keyfiyeti mahkeme kararına bırakılmalıdır. Yetkilendirilmiş kişi (AEO) Gümrük kanun değişiklik tasarısında aynı şekli ile korunmaya çalışılmıştır. En azından AB’ye girence uygulanacaktır şerhinin konması gerekmektedir. Yaklaşım AB bizden böyle istiyor şeklindedir. Ama içinde bulunduğumuz Meclis plan bütçe alt komisyonunda işinize gelince AB diyorsunuz eleştirilerine rağmen ısrarcı olunmuştur ki bu durum daha evvel işaret ettiğim gibi Türk ticaretini dinamitleyecek sorunların ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir.  Sadece yerleşik olma şartında geri adım atılarak 2014 tarihi kabul edilmiştir. Bir virgül değiştiremeyiz derken bunu yapmışlardır. TSE-CE Meselesine gelince; 2008/9 DTS tebliği elektromagnetik uyum yönetmeliği(2004/108/AT) eşyaların TSE uyumunda aradığı kriter ve işaretlemelere yeni kaideler getirmiş ve işin yapılmasını Arap saçına çevirmiştir. Zaten çok sıkıntılı olan TSE idaresinin, daha da yetersiz iş yapabilmesinin önünü açmıştır. Eleman olarak, bilgi birikimi ve laboratuar donanımı olarak ne kadar kısıtlı ve zorluk yaşandığı ve yaşatıldığı ortada iken, şimdi A. TR ile gelen üçüncü ülke menşe ili malları da TSE denetimine tabi tutulacağı ve işaretlemelerle ilgili olarak zorlayıcı sebepler ihdas edilmiştir. Zaten beş iş gününe sebebiyet veren iş sürecinin ne kadar artacağını kestirmek mümkün değildir. Bu örneğe Tarım sürecini de ilave edebiliriz. Doğal olarak gümrük alınacak bu evrak süreci aşılmadan işlemi sonlandırmamaktadır ama asıl olan sanayiciye ve ithalatçıya yani bizlerin iş verenine olmaktadır. Yakınmaların ne boyutlara ulaştığını en azından başaramıyorsunuz sözlerine muhatap olmayı hazmetmek çok zor. Siz kontrolü gerektirecek önlemleri sadece mükellefe yükümlülük getirmek adına alırsanız, bu kaosu yaşar ve yaşatırsınız. Elektronik ortamda takip diye bir şey var. Üstelik elin oğlu bu işin sorumluluğunu tüketicilere ve onun derneklerine yaptırırken, bizler bürokrat zihnine ve sadece ben bilir ve yaparım zihniyetine teslim ederseniz, iş bitirilmesin diye çabalıyor konumuna düşersiniz. Bu ortamda atılan bir palavra da üreticiyi kolluyoruz olmaktadır. Kollanan üretimin ne hale geldiği, üretememesi ile ortada iken, tren vagonu sırası gibi bir birini tetikleyen yıkılışta en büyük pay bürokratların olmaya devam edeceği çok açık ortadadır. Aldığımız her unvanı ve maaşı hak ederek vicdanımızı yaralamamamız gerekmektedir. Lütfen sahayı bilmeden ve sadece oturduğumuz yerden kulaklarımızı kapayarak karar almayalım. Hepimiz aynı gemideyiz. Yeni yıl gönlümüzce olsun ve başarılar getirsin Saygılarımla.

Bu yazı toplam 1392 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.