Gümrük sahalarının hali

Ticaretin başladığı bilmem kaçıncı asırdan beri, gümrükler çok önemli noktalardır. Bazen derebeyleri, bazen aşiretler ve bazen de resmi kurumlar halinde idare ve sevk edilmişlerdir. Başından beri para muslukları olduğundan, her türlü hizmetler ve yatırımlar oralara götürülmüş ve işlemlerin tam kontrolü ile para tahsilatı aksamadan veya kaçırılmadan yapılmaya çalışılmıştır. Modern zamanlara geldiğimiz de ise, orada ikamet etmekten, her türlü hizmete cevap vermekten ve mükellefler dahil çalışanların refahı sağlanmaya kadar,  her türlü imkanlar seferber edilmiştir. Günümüzde ise elektronik ortamda işlerin yapılması için çeşitli tedbirler alınmış ve alınmaya devam edilmektedir.  Özellikle alt yapı yetersizliğinden ve yatırım yapmama sebebinden, sistemlerde kitlenmeler yaşanıyor ve iş üretilemiyor. Neticede her kes yalancı durumana düşüyor çünkü mükellef işin savsaklandığını düşünüp söylüyor. Türkiye'nin işlem hacmi 200 milyar dolar olduğu hep söylenir. Sanırım bunu elektronik ortamda yapılanları da katarsak, çok daha yukarılara çekmemiz gerekecektir. Nerede ise bütçenin yüzde kırkı,  gümrük işlemlerinden ve idarelerinden sağlanmaktadır. Günümüzün tam bir vergi cenneti haline getirildiği aşikardır. İşte burada yeterli hizmet, yeterli alt yapı, yeterli donanım ve beceri söz konusu olup olmadığına da bakmak gereklidir. Daha at sırtında yapılan ticaretten günümüze ne kadar refah geldi irdelemek gerekmektedir. İşte buraya baktığımızda hizmet üretmeye çalışan memurundan mükellefe kadar tam bir AH VAH işitiyoruz. Gümrüklerimiz tam bir izbelik halinde. Uzun yıllar da düzeleceği yok. İnsan sınırsız paranın döndüğü yerde, bu kadar basiretsizliğin, vurdum duymazlığın, içine sindirmenin ve bana ne demenin olabilmesine akıl veremiyor. Sadece hamallar veya iş görenler silkinse, o mekanları saraya çevirecek durum yaratılabilir.  Ankara'da olanlar birazcık göz atsa, vay canına  yeter artık demek zorunda kalır. Gümrük binaları, depoları, açık sahaları ve hizmetli binalarını pislik götürüyor. Tam bir döküntü hali kol geziyor. El insaf. Muayene memurları sanki çöplük odalarında çalışıyor. Beş metre karede mükelleflerle beraber elli kişi iş yapmaya gayret ediyor. Yollarına, oto park rezaletine daha değinmeden, tuvaletleri bile olmayan yerlerde hizmet üretiliyor ve çok iyi de üretiliyor. Tamam da bu özveriye karşılık hayvanın bile barınmayacağı yerler niçin reva görülüyor? Anlamak mümkün değil. TOBB özellikle Kapıkule den başlayarak yap işlet devret şekli ile XRAY cihazlı geçiş noktalarını kurdu. Nerede ise masrafını çıkarmış durumda. Milyarların döndüğü gümrük idareleri, oturdukları yerlere ne zaman çeki düzen verecek ve insan onuruna yakışır yerler üretecek ? Ne zaman sadece para kazanmak hırsı ile birlikte insani yaşama da göz atacaklar? Sorumlular artık para kazanırken, medeni şartlara uygun mekanlar üretmeye yönlenmeliler. Orada hizmet üretenler, kendinize yakışan yerleri istemenin ve yaptırmanın zamanı çoktan geçmedi mi? Tamam devlet (bakanlık) bu işe dikkat etmiyor. Peki genel müdür den başlayarak, baş müdürler, gümrük müdürleri, memurlar, gümrük müşavir ve yardımcıları ve onların çalışanlar ile lojistik şirketlerinin temsilcileri; Sizler neredesiniz? Yaşamınızın en az on saatini geçirdiğiniz mekanlar, sizin iç aynanız mı ki katlanıyorsunuz . Gümrük Müşavir dernekleri çalışanların rahatı için odalar yaptılar. Allah rızası için bir kontrol edin. Beş metrelik yerlerde insanlar üst üste yığın halinde. Çantalarını, evraklarını koyacak yerleri bırakın, iki satır yazmak için saatlerce boş yer bulmak için çırpınıyorlar. Telefon, fotokopi ve faks odasına adım atmak mümkün değil. Tek hizmet derneğe para getirmek. Bina yoksa konteyner var. Suyu yok. Tuvaleti yok. Masası yok, sandalyesi yok. İçinde sağdan sola dönüş imkanı yok. Ve buralarda milyar dolarlık hizmet üretiliyor. İnsanın VAY CANINA demesi gerekiyor ama o da zavallılığını tescili oluyor. Kendine ne kadar değer verirsen, karşında ki de sana o kadar değer verir. Hadi kendimize değer biçelim. Benim verdiğim değer kocaman SIFIR. . . . Lütfen siz de değer biçin ve isteyin. . Sayın Hükümet, Sayın bağlı bulunulan Devlet Bakanı, Sayın Müsteşardan başlayarak bütün bürokratlar, Sayın dernek yöneticileri, Sayın lojistik ve nakliye firmaları, bu durum size yakışıyor mu ? Bilin ki bana hiç yakışmıyor. Aslanın yattığı yer kokmuş. Hadi hep beraber yatmaya devam etmeyelim. ARTIK DEVE KUŞU OLMAYALIM VE BAŞIMIZI KALDIRIP ETRAFA BAKALIM NE OLUR.

Bu yazı toplam 1335 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.