"Kara Tren"in son makinisti
Seferleri 1978'den sonra azalmaya başlayan ve 1990 sonrası tamamı raylardan uzaklaşarak bir kısmı hurdaya bazıları da müzelere çekilen buharlı lokomotiflerden,...
Seferleri 1978'den sonra azalmaya başlayan ve 1990 sonrası tamamı raylardan uzaklaşarak bir kısmı hurdaya bazıları da müzelere çekilen buharlı lokomotiflerden, hali hazırda kullanılabilir durumdaki sonuncusu Uşak'ta bulunuyor. Çoğunlukla "buharlı lokomotifleri" tanımak isteyen ziyaretçileri ağırlayan bu lokomotif, belgesel, dizi, film ve Reklam çekimleri için zaman zaman bulunduğu yerden, ayrı kaldığı raylar üzerine indiriliyor.
Türkiye'de çalışan son "kara trenin" son makinisti ise 32 yıldır baba mesleğini sürdüren 58 yaşındaki Naci Akdağ. Belgesel çekimi için İzmir'den Uşak'a gelen "kara trenin" makinisti Akdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de buharlı lokomotif kullanabilen iki makinistin daha bulunduğunu, kara trenin dizi, belgesel, reklam çekimleri için raylara indirildiğinde genelde kendisinin bu görevi üstlendiğini bildirdi.
Makinist babanın oğlu
Babasının da buharlı lokomotif makinisti olduğunu, çocukluğunda babasının görevi gereği bulunduğu istasyonlarda lokomotiflerin geçişini hayranlıkla izlediğini ve kısa mesafelerde babasıyla yolculuklara katıldığını belirten Akdağ, "İlkokul çağlarımda bile onlara yardım ederdim, kömür atardım. İdealimdeki tek meslekte buydu. Babam çok zorladı, 'Oğlum başka iş yok mu' diye ama benim tek yapacağım iş makinistlikti ve idealimdeki baba mesleğine ulaştım" dedi. Buharlı lokomotifleri kullanmanın ayrı bir keyif olduğunu bildiren ?Naci Akdağ, servise hazırlamanın ise diğer trenlerden zor olmadığını, lokomotifin hareketi öncesi soğuktan sıcak hale gelmesi için de en az 6 saate ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Buharlı lokomotifin hareket etmesi için insan gücüne ihtiyaç duyulduğunu hatırlatan Akdağ, şöyle konuştu:
"Şu an buharlı lokomotifte görev alacak personelin yok denecek kadar az. Bu açığı kapatmak için 12 gönüllü arkadaş seçtik ve eğitim veriyoruz. Ayrıca altı farklı tipte daha buharlı lokomotifin yapılacağını duyduk, bu bizim için sevindirici oldu. Dünya mirası dediğimiz şu makineler çalışsın istiyorum ki çocuklarımız, torunlarımız bunları sadece siyah beyaz filmlerde izlemesin, teknolojinin nereye geldiğini görülsünler."
"Teknoloji var ama eskinin tadı yok"
Buharlı lokomotiflerden kopamadığını, görev olması durumunda son teknolojide üretilmiş lokomotiflerden inip buharlı lokomotifte çalışmaya koştuğunu ifade eden Naci Akdağ, "Eskiden trende çayımızı asker matarasında yapardık, yemeği hanım güvece doldururdu biz de buharın sıcağında pişirirdik. Tüm bunların zevki ayrıydı. Şimdi lokomotiflerde hazır ısıtma kitleri, çay demlere setleri, mikro dalga, buzdolabı, klima var. Ama eskinin tadı yok" diye konuştu.
Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.