Kargo rezaletine devlet el atmalı
Son aylarda kargo şirketlerinin hizmet kalitesinin giderek kötüleştiğini gözlemliyorum. Kime nereden ne kargo gelse, ya gününde teslim edilmiyor, ya da hiç teslim edilmiyor.
Ta İstanbul’dan, Ankara’dan 1 günde Aydın’a ulaşan kargolar, Aydın içinde, Efeler kent merkezinde bile 2 günde, 3 günde ancak dağıtıma çıkabiliyor.
Bu yalnızca Aydın’a özgü bir durum mu, yoksa Türkiye genelinde mi böyle, emin değilim. Ama benim tahminim, Türkiye’nin genelinde de Aydın’dakine benzer gecikmelerin ve aksamaların yaşandığı yönünde.
Bildiğim kadarıyla, Türkiye’de kargo sektörünün hizmet kalitesini denetleyen, yaptırım gücüne sahip bir devlet kurumu yok. Olsaydı bile, son 14 yılda AKP iktidarı devlet kurumlarında öyle büyük tahribat yarattı ki, ne yazık ki kurumlarımız FETÖ’cülerle, terör saldırılarıyla, siyasi kadrolaşmayla ve her gün değişen yasa ve mevzuatlarla uğraşmaktan, kendi asli işlerini yapamaz hale geldiler.
Kargo sektörünü denetleyen kurumlardan kastettiğim, tıpkı bilişim sektörünü denetleyen Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK), borsa şirketlerini denetleyen Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve bankacılık sektörünü denetleyen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi yaptırım uygulayan bir üst kurum ya da kurulun, kargo ve lojistik sektöründe olmayışı.
Halbuki lojistik ve kargo sektörünün hizmet kalitesi, ekonomimizin bütün sektörleri için hayati önem taşıyor. Bütün sektörlerimizi ve sade yurttaşlarımızı bile doğrudan etkiliyor. Çünkü kargoların maliyeti doğrudan ürünlerin maliyetine ekleniyor. Teslimat sürelerinin uzaması da, işletmelerin rekabet şansını azaltıyor.
Yalnız, burada kargo şirketleri ile o şirketlerde çalışan emekçileri birbirinden ayırmak gerekiyor.
Kargoları geciken yurttaşlarımız genellikle kargo şirketlerinin gariban çalışanlarına tepki gösteriyorlar, onlara patlıyorlar. Oysa kabahat, karın tokluğuna sabahtan akşama kadar çalışan o insanlarımızda değil.
Gözlemleyebildiğim kadarıyla, kargo şubelerindeki emekçiler, çok ağır ve zor koşullarda çalışıyorlar.
Kargo şirketleri, maliyet rekabeti yüzünden 3 kişilik işi tek kişiye yüklemek ve daha az personel ile daha fazla iş yapmak eğiliminde sanırım.
Haliyle, 3 kişinin yapacağı dağıtımı bir kişiye yüklediğiniz zaman, 10 kişi çalıştırmanız gereken şubede 5 kişi çalıştırdığınız zaman dağıtımlar ister istemez aksıyor ya da gecikiyor.
Elbette kargo şirketlerinin neden böyle yaptığını sorgularken de haksızlık yapmamak, tek yanlı düşünmemek lazım.
Kargo şirketlerinin en büyük maliyet kalemlerinden birisini akaryakıt, diğerini de personel giderleri oluşturuyor. Kargo ve lojistik sektörü, akaryakıt fiyatlarına doğrudan bağımlı bir sektör.
Dünyanın en pahalı akaryakıtını harcıyorsanız, akaryakıta zırt-pırt zam geliyorsa, bu maliyetleri kargo fiyatlarına yansıtmamak için ne yapacaksınız?
Kargo şirketleri akaryakıt harcamalarını düşüremeyeceklerine, kamyonlarını suyla çalıştıramayacaklarına göre, geriye kalan tek seçeneğe yöneliyorlar, personel masraflarından kısıyorlar. Daha az elemana daha fazla iş yükü veriyorlar.
Hal böyle olunca, dağıtımda aksamalar başlıyor.
Ama yine de kargo şirketlerine bir uyarıda bulunmak istiyorum.
Dağıtım ekibiniz müşteriye gitmediği halde, müşteriniz arayıp “Paketim niye teslim edilmedi?” diye sorduğunda, “Geldik ama yoktunuz” diyerek insanların aklıyla alay etmeyin. Bunun inandırıcı tarafı olmadığı gibi, itici ve de sinir bozucu bir tarafı var. Müşterilerinizi daha da sinirlendirmekten başka bir işe yaramaz. Hiç olmazsa “Yetiştiremedik” deyin, şeffaf olun.
Hele ki teslimat adresi bir işyeri ise.
Yakın bir zamana kadar bütün kargo şirketleri, teslimat adresinde kimseyi bulamadıklarında bir kağıt yapıştırırlardı.
Sormak lazım, neden bu uygulamayı kaldırdınız? Gerçekten uğradığınızı ispatlamak istiyorsanız kağıt yapıştırırsınız müşteri de gıkını çıkaramaz.
Oysa son aylarda arkadaşlarımızın, yakın çevremizin kargo firmaları ile yaşadıkları sorunların neredeyse hiçbirinde, kapıya kağıt falan yapıştırılmadığına şahidim.
Gönderiyi gerçekten teslimat adresine getirdiğinizin, ama kimseyi bulamadığınızın ispatı var mı elinizde? Yok!
Buradan ülkeyi yöneten AKP’ye de bu örnek üzerinden seslenmek istiyorum:
Ülkenin tek sorunu, yasama, yürütme ve yargının bütün yetkilerini tek bir şahsa vermekmiş gibi, gece gündüz rejimi değiştirmek için uğraşacağınıza, halkımızın günlük hayatta yaşadığı bu tür binlerce sorunun çözümü için çaba harcayın.
En basitinden, bu örnekte olduğu gibi, kargo sektörüne bile bir çeki-düzen vermek için 14 koca senedir hangi yetkiye ihtiyacınız vardı da kullanamadınız? Elinizi tutan mı vardı? Anayasa mı, Meclis mi engel oldu size? Meclis’ten istediğiniz her yasayı bir gecede geçirebiliyorsanız, halkımızın günlük hayatta karşılaştığı her türlü sorunu çözecek yasaları da tek başına iktidarda olduğunuz 14 koca yıl boyunca pekala çözebilirdiniz.
Bahanelerin ardına saklanmanızın, suçu sürekli başkalarına atmanın zamanı çoktan geçti. Halkımız kör cahil değil. Benden söylemesi…
Güçlü ÇEZİK - MÜCADELE.COM.TR
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.