Otomotiv, geçen yılın altına inmez
Bayraktar, bu yıl otomotiv pazarının geçen yılın çok altında olacağını tahmin etmediğini ve pazarın o yönde ilerlediğini belirtti.2009 yılının...
Bayraktar, bu yıl otomotiv pazarının geçen yılın çok altında olacağını tahmin etmediğini ve pazarın o yönde ilerlediğini belirtti.
2009 yılının Ocak-Mart döneminin krizin en kötü zamanı olduğunu dile getiren Bayraktar, bu yıl Ocak-Mart döneminde yaklaşık 103 bin adet otomobilin satıldığını, ancak krizin olmadığı 2008 yılı ile kıyaslandığında bu sayının yetersiz olduğunu kaydetti.
Bayraktar, geçen yıl Ocak, Şubat ile Mart ayının ilk yarısında en kötüsünü gördüklerini, krizin dibi olduğunu belirterek, bu yıl aynı dönemde bir hareketlilik olduğunu vurguladı.
Bu yıl ilk üç aylık satışlara göre hafif ticari araçların satışında artış olduğunu ifade eden Bayraktar, nisan ayı satışlarının fena gitmediğini ve yaklaşık 50 bin adet civarında bir satışın olabileceğini söyledi.
Bayraktar, otomotiv pazarının bu yıl, geçen yılki 557 bin adetlere ulaşacağını, en azından geçen yılın altında olmayacağını bildirdi.
Dünyada iki şeyin satışının paranın maliyetine çok duyarlı olduğunu ifade eden Bayraktar, bunların ev ile otomobil olduğunu, faizlerin inmesinin bu ürünlerin satışlarına olumlu etkisi olduğunu kaydetti.
Mustafa Bayraktar, bu yılın ilk çeyreğindeki otomobil satışlarından sonra kamuoyunda, ?Otomobil vergileri yüksek de düşük de olsa aynı adette araç satıldığına?ilişkin bir algı oluştuğunu aktararak, buna katılmadığını, bu karşılaştırmayı yaparken kriz yılı olan 2009'a değil, 2008 yılına bakmak gerektiğini, bu yılın ilk çeyrek satışlarının, hala 2008 yılı ilk çeyrek satışlarının altında olduğunu anlattı.
SEKTÖRDE 1 MİLYON ADETLİ SATIŞLAR...
Geçen yıl ODD olarak bir çalışma başlattıklarını anımsatan Bayraktar, şunları söyledi:
?Teşvik kalıcı mı olsun, geçici mi olsun? Dedik ki, 'bunların hepsini bir tarafa bırakalım. Türkiye'de otomotiv sanayisine yeni teknolojiler gelsin, yatırım yapılsın. Bu sektör nasıl büyür? Kestirme hedef koyalım kendimize 1 milyon adet. Bu memlekette satış nasıl yapılır?' diye yola çıktık. Türkiye'de bilinen otoritelerle, 14 tane hocayı bir araya getirdik. Onlara şöyle bir yön verdik, dedik ki, 'hiçbir şey yapılmazsa, ne kadar araba satılır? Piyasa ve otomotivin geleceği de ne olur? Bir milyon araç satılması için ne yapılması lazım?' Hükümetin vergi gelirleri konusunda çok hassas olduğunu da biliyoruz. Bir tane değişken olmayacak o da vergi gelirleri azalmayacak. Bir sürü değişkenin yanında bir tane değişmeyen o olacak.?
Bayraktar, yaptırdıkları çalışmaya göre, Türkiye'de yaşayan insanların gelirlerinin 10 yıl boyunca her yıl yaklaşık yüzde 10 oranında artmadığı müddetçe, otomotiv piyasasının mevcut durumdan ileriye gitmediğini, pazarın 550 bin adetler civarında oluştuğunu dile getirdi.
Fakat belli ÖTV teşvikleri, KDV indirimleri olur ve hurda yasası çıkarsa, alternatif yakıtlarla çalışan araçlara belli ölçülerde teşvik verecek bir formül geliştirilirse, 5 yıl içerisinde devletin vergi gelirlerinin de artarak, otomotiv pazarını 1 milyon adetlere ulaştırmanın mümkün olduğunu anlatan Bayraktar, bu yaptıkları çalışmanın analitik esaslı bir çalışma olduğunu belirtti.
?AVRUPA STANDARTLARINDA BİR VERGİ SİSTEMİ ORTAYA KONULMALI?
Bayraktar, sektöre kalıcı çözümlerin getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'de ilk önce Avrupa standartlarında bir vergi sisteminin ortaya konulmasının önemine işaret etti.
Şimdilerde bir Otomotiv Sanayi Strateji Belgesinden bahsedildiğini anımsatarak, kendilerine bu konuda henüz başvurulmadığı ve başvurulmasını da beklediklerini söyledi.
Bayraktar, bu konuda hükümete katkıda bulunmaya hazır olduklarını, bununla ilgili Ankara'ya bir talep yazısı da gönderdiklerini bildirdi.
Otomotiv pazarı belli bir büyüklüğe ulaştırılmazsa, otomotiv sanayisinin de mevcut durumundan bir adım öteye gitmeyeceğini savunan Bayraktar, Türkiye'ye yeni yatırım ve yeni teknolojiler çekilmek isteniyorsa iç pazarın canlandırılması gerektiğine değindi.
Bayraktar, 2003-2004 yıllarında hurda teşviki geldiğini hatırlatarak, o dönemde ayda 20 bin tane aracın hurdaya çıktığını, hurda teşviki kalktığında bu sayının 2 bine düştüğünü belirterek, ?16 yaşından büyük araçlar parkta üçte bir oranında. Her tarafta sigara yasağı başladı. Ama bir sokağa çıkın 50 tane sigara paketini bir aracın motorunda yaksanız o kadar hava kirlenmez? dedi.
?ELEKTRİKLİ ARAÇLARA BİRAZ HAZMEDE HAZMEDE GEÇMEK LAZIM?
Son dönemde Türkiye'de elektrikli araçlara yönelik bir ilgi olduğunu dile getiren Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Elektrikli araçlara biraz hazmede hazmede geçmek lazım. Evvela araç parkını, piyasada dolaşan karbüratörlü araçlardan, enjektörlülere bir döndürelim de ondan sonra elektrikliye bakalım. Elektrikli araçlara yatırım yapılabilmesi için öncelikle toplam otomotiv sektörünün teşvik edilip, büyütülmesi lazım. Toplam otomotiv sektörünün büyümesi lazım ki onun içinde de bir kısım elektrikli araçlar olacak.
Türkiye'nin en azından elektrikli araçlarda söz sahibi olacak bir teknolojiye sahip olması amaçlanıyor. Ama bu iş benim görüşüme göre olmaz. Sizin teknolojilere yatırım yapabilmeniz için elinizde bir pazar olması lazım. 'Biz Türkiye'de üretelim, bütün dünyada satılsın' Böyle bir şey olmaz. 'Sizin pazarınız acaba 500 bini bulur mu bulmaz mı' diye düşünürken, buradan teknoloji üretilebileceğine ben çok fazla inanmıyorum.?
-?TRİBÜNDE BEKLEYEN YENİ MÜŞTERİLER AŞAĞIYA İNDİ?-
Tüketicilerin bir alım gücü olduğunu, tüketicinin gelirini yukarılara taşımanın kısa sürede mümkün olmayacağını anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
?Bireylerin gelirlerini kısa sürede artırmanın mümkün olmayacağına göre, ürünün fiyatını biraz indirmiş olursak, bu ürünler satılmaya başlar. Bugün otomobiller satılmaya başlandı. Niye? Faizler düştü, sahiplenebilme oranı biraz daha aşağıya geldi. Tribünde bekleyen yeni müşteriler aşağıya indi? diye konuştu.
Bütün sektör kayıt altında. Bir tane kaçağı göçeği olmaz. Zamanında eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 'en büyük müşterim sizsiniz, ortağınızım sizin' demişti. Devlet bizim ortağımızsa, biz diyoruz ki, 'bizden daha fazla kar payı almak istiyor musun? Gel şirketi, gelirimizi beraber büyütelim. Onun formülü bizde var'. Yeter ki bizim çalışmalarımıza güvenilsin ve proaktif adımlar atılsın, Biz diyoruz ki 'pastayı büyütelim'. Bizim derdimiz pastayı büyütmek. Devlet bizim ortağımızsa, bizden daha fazla gelir istiyorsa onun formülü var. Pastayı ne kadar büyütürsek, gelir o kadar artar.?
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.