Özel antrepolara eşya alınmadaki kaos

İşte son zamanlarda sıkıntı üstüne sıkıntı yapacak uygulamalardan bir tanesi daha. Üstelik koskoca Taşıma ve Gümrük camiasının işi çok kolay ve problemler yokmuş gibi,   arı kovanına çomak sokacak karar. Yani 28. 05. 2009 tarihli ve 27241 sayılı resmi gazetede yayınlanarak 01. 07 2009 tarihinde başlayacağı ilan edilip,   daha sonra 30. 06 2009 tarihine ertelenen Gümrük yönetmeliğinin 83. maddesinin 4.  paragrafının iptal edilen,  geçici antrepo statüsünün kaldırılmasına dair verilen karar. Bu karar kısaca eşyaların özet beyanla yani malın kap,  kilo alıcı ve satıcısını gösteren yüzeysel bildirimi ile Özel antrepolara konulmasından vazgeçildiğinin ilanıdır. Açıkçası bu kadar yatırım,  emek ve istihdam sağlamak boşa çıkarılmaktadır.  Özellikle Gümrüklü özel antrepoların kapanmasını sağlayacak yaptırım haline getirilmek istenmektedir.  Gümrük Müsteşarlığı Genel Müdürlüğünün bu kararı alınmasındaki izahları hiçbir anlam ifade etmemektedir. Zaten özel antrepoların açılması ile ilgili aldıkları kararla taban tabana zıtlık içermektedir. Özel antrepoların açılmasına gösterilen sebeplere bakalım; Özel teşebbüsü teşvik etmek,  Özellikle tırları şehir dışına çıkararak trafiği rahatlatmak,   Bekletme yerlerinin yetersiz oluşu yani tır parklarının olmaması,  Devletin kurumlarına ait Tasiş gibi antrepoların yetersizliği,  Memur sayısının azlığı, Ödeneklerin yetersizliği……Vs…. Peki şimdi yapılmak istenen uygulamaya neden ihtiyaç duyulmaktadır. İçeriğe bakıldığında,  fırtına yaratmaya değecek hiçbir şey olmadığı ap açık ortadadır ve aynı zamanda her kesin kaçakçı olabileceği ortam yaratılmaktadır. Evet çok net ve iddialı olarak söylüyorum. HER KES KAÇAKÇILIKLA YARGILANACAK. Bu işin altından kalkılması imkansız olacaktır. Devletin her türlü yetersiz imkânlarna rağmen,  özellikle açık arttırmayla el konduğu için satılacak malların depolanması ile ilgili olarak,   DMO ile bir sürü problem yaşanırken,  hatta Tasişin elindeki depoların DMO’ ya devredilmesi tartışılırken ve mal alım faaliyetleri olmadığından,   nerede ise izbe yer haline gelmişken,  bu depolara eşyaların konulması için yapılan zorlama hayra alâmet iş değildir. Çok büyük zaman kaybı,  yatırım kaybı,  para kaybı,  istihdam kaybı,  özellikle bu güzergahlarda oluşacak trafik keşmekeşliği,  tır parkları sorunu,  kazalara sebebiyet meselesi ve alkışlayarak karşıladıkları yatırımcıları sopa ile kovalama becerisini izah etmek mümkün değildir. Bu tam olarak ekonomik çöküntü sağlar. Kaçakçı olma ihtimaline gelince;Özet beyan eşyanın getirildiğini gösteren ve fazla bir yaptırım sağlamayan usul idi. Eşya fazlada gelse eksikte gelse düzeltile bilme imkânı vermekteydi ve özel antrepolara mal alabilme olanağı sağlıyordu. Taşiş’e yani devlet kontrolündeki antreponun dışındaki yerlere mal alabilmek için ANTREPO BEYANNAMESİ zorunluluğu uygulanacaktı. Bu ne anlama geliyor? Bu bir rejim beyanıdır. Geriye dönüş imkânı vermemektedir. İşte arap saçı burada düğüm olacaktır. Çünkü,  ne malın sahibi,  ne Gümrük işlerini takip edecek kişiler,  ne eşyayı getiren nakliyeciler,  gelen eşyanın doğruluğunu bilme şansına sahip değillerdir. Çünkü satın almak,  satan yerin neyi yüklediğini garanti altına almak değildir. Eşya yanlış olabilir, eksik olabilir, fazla olabilir hatta karışmış olabilir. Bu sebeple,  beyanda bulunacak kişilere gümrük kanunu haklar vermiştir. Eşyayı Küşat etmek. ( rejim beyanında bulunmadan önce muayene ) Alınması gereken özel izinlerin erkenden alınmasını isteyebilmek,  Bilmeden kaçakçı durumuna girmemek için gerekirse üniversitelere,  sanayi odalarına ve bu gibi kurumlara müracaat etme imkanını kaybetmek. Yani eşyadan tam emin olma fırsatından yararlanamamak. Kaçakçı olmak için işte size bir sürü sebep. Peki bu kadar insanı bezdirecek kararı almak kimin işine yarayacak? Ve bu taşı kafalara atan kişilerin gerekçeleri nedir. İstanbul Ticaret odasında 1. 07. 2009 tarihinde Gümrük açılımı adlı toplantı yapıldı. Gelen bürokratlara sorulduğunda incir çekirdeğini bile doldurmayacak cevaplar verilmeye çalışıldı. İşin özü kimse bilmiyor. Sadece yapılması buyurulmuş. Hatta İzmit benim ertelememe gerek yok alt yapım bu işi kaldırmaya müsait beyanında bulunmuş durumda. İşe kimin ne yönden baktığı bile meçhul…Aba alından sopa gibi başımızda sallanan ve her seferinde AB istiyor bir noktasını bile değiştiremeyiz mantığımı söz konusu bilmek imkansız. Bu işkencenin kime ne yararı var? Lütfen bu kararda parmağı olanlar tatmin edici açıklamalarını buyursunlar da bilelim ve devletin kestiği parmak acımaz diyelim. Attığınız taş veya her ne ise aldığınız apteste veya ürküttüğünüz kurbağaya değsin…… Ben yaptım oldu devrinin bir an önce kapanması ve bu işlere hayatını bağlamış insanların yok olmasına sebebiyet vermeden ,  işin ne olduğunun anlaşılmasına çaba gösterilmesi gerekmektedir ve bir an önce saygı görmek için saygı gösterilmesi gerekmektedir. Sormak ve öğrenmek büyüklüktür……

Bu yazı toplam 2685 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.