Dr. Güntürk Üstün
“Peter Potamus” Bence Geri Dönmeli!
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Televizyonun artık uzun soluklu bir koşuya yöneldiği 1964-1966 yılları arasında “star”lığını üstlendiğin sadece 3 sezon ve topu topu 27 bölüm nedir ki? Kanımca, kaldığın yerden serüvenlerine devam etmelisin. Senin var olduğun dönemde, gezegenimizde yalnızca tek bir ülkede (Japonya) Yüksek Hızlı Tren seferleri mevcuttu. Daha Boeing 747’lerle Concorde’lar gökleri gürletmiyorlardı. Transatlantiklerin sonu yavaş yavaş yaklaşıyor, konteyner taşımacılığı da ağır ağır denizciliğin gündemine oturuyordu. Lojistik artık salt askeri bir terim olmaktan çıkmaya hazırlanıyordu. Yepyeni otomobil modelleri ve otoyollar birbirini izliyordu. Ve geceleri uzun süre baktıkça, senin gibi çoğumuzun da başını döndüren biricik uydumuz “Ay”a henüz ayak basmış değildik.
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Yalnızca çocukluğumdan bu yana karşılaştığım en sevimli, dost canlısı, iyi yürekli ve zeki “hipo/hipopotamus/su aygırı” olduğun için değil, aynı zamanda sihirli balonuna sepet yerine bir gemi yerleştirmeyi akıl ederek, aslında daha 1964 yılında “intermodal taşımacılığı” önce Birleşik Amerika sonra diğer ülkelerin televizyon Ekranlarına taşımayı başaran bir lojistik öncüsü olduğun için.
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Açıkçası, seni pek göreceğim geldi sevgili mütevazi ve komik arkadaşım. Bildiğin gibi, sen Türkiye TV ekranlarına neredeyse 10 seneden fazla bir gecikmeyle ulaşabilmiştin ve o zamanlar ülkemizde televizyon yayınları siyah-beyaz olduğundan, ben ancak 2000’li yıllarda “internet” ve “laptop ekranı”nın mucizevi işbirliği sayesinde senin gerçekte mor renkli bir çizgi film kahramanı olduğunu ayrımsayabilmiştim [O sana özgü mor renk, seni sık sık düştüğün sıkıntılı durumlarda mosmora dönüşmekten doğal bir kalkan gibi hep korumuştur!]. Diğer yandan, yaşlı gezegenimizde ulaştırma, taşımacılık, lojistik ve daha birçok alanda, küresel düzeydeki ürkütücü ekonomik dalgalanmalar sonucu hayli sıkıntılı anlar yaşanmakta. Çizgi film kahramanlarının yaşı hiç ilerlemese de, senin gibi güngörmüş bir kara ve su canlısından bizlerin kurgu ile gerçeklik arasındaki zorunlu mekik dokuyuşlarımız sırasında, umut ve kahkaha eşliğinde öğreneceği yeni bakış açıları ve çözümler olmalı mutlaka!
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Gerçek hemcinslerinin birer “nehir atı” olmalarına karşın, senin çizgi film kariyerin sayesinde bizlere sadece ırmak değil, deniz taşımacılığı hakkında da özel tüyolar verebilirsin. Örneğin, kimi dünya denizlerinde epeydir yeniden bayrak dalgalandıran korsanlar (artık yaşadığımız modern çağda onlara “deniz haydutları” deniliyor) hakkında düşündüklerini bir battal boy termos dolusu sıcak çikolata ve bir küfe dolusu envai çeşit lokumun esriticiliğinde bizlerle niye paylaşmayasın ki? Sıcak çikolata ve lokum demişken, kimse senin dış görünüşe bakıp da yanlış bir yargıya kendini kaptırmasın! Tamam, doğuştan gelen tombulluğunun üzerine sonraki senelerde gitmek bilmez kilolar ekledin ama görece sürekli hareket halinde (yürüyüş+yüzme) olmandan mı yoksa sınır tanımaz vejetaryenliğinden midir nedir, tüm sağlık kontrollerinden hep moralin tavan yapmış biçimde çıkıyorsun. Uzun sözün kısası, şu yeme-içme konusunda bizleri kişisel deneyimlerinle aydınlatabileceğini düşünüyorum. Özellikle iş ya da tatil amaçlı yolculuklarımızda/gezilerimizde neler yiyip içmemiz ve nelerden sakınmamız gerektiğine ait ipuçlarını bizlerden esirgeme lütfen!
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Dahi yaratıcıların “William Hanna” ve “Joseph Barbera”nın çoktan sonsuzluğun koruyuculuğuna eriştiklerini biliyorum. Bununla birlikte, unutmamalısın ki, düşleri gerçekmiş gibi göstermekte ustalaşmış koskoca Hollywood ülkesinde daha ne bilinen-bilinmeyen dahiler var ve onlardan bazıları seni stratosferden yeniden semalarımıza güvenle indirebilirler! Yeter ki doğru birileri doğru yaratım sürecini başlatacak düğmeye bir an önce doğru şekilde basabilsin!
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Çünkü “Yogi Bear/Ayı Yogi”, “Tom and Jerry/Tom ve Jerry”, “Finding Nemo/Kayıp Balık Nemo” ve “Ratatouille/Ratatuy” dışında, televizyon ve sinema evreninden başka hiçbir çizgi film, küçük çaplı bir ümitsizlik krizi sonucu sanki yumruklanmış durumdaki ruhuma yeniden yolculuklara koyulmanın etkili mi etkili nostaljisini aşılayamıyor [Elbette bunun benim kişisel görüşüm olduğunu, yoksa çizgi film alanındaki büyük emeklerle gerçekleştirilmiş nice yapıtı küçümseyen bir tutuma saplanıp kalmadığımı burada mutlaka belirtmeliyim].
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Kimi ülkeler için ciddi bir turzim geliri demek olan safarilerde, gerek hemcinslerinin gerekse de bütün hayvanların acımasızca öldürülmek yerine “bayıltıcı/kısa süreli uyutucu” iğneler fırlatan özel tüfeklerle vurulmasını destekleyici yorumlarla çıkmalısın zamanın durmaz akışına kapılmış yuvarlanan biz 21. yüzyıl insanlarının karşısına. Doğa Ana’nın barınağındaki yok olma tehlikesi taşıyan her canlı türüyle aslında tüm insanlığın da elleriyle hazırladığı yok oluşa doğru adım adım yaklaştığını vurgulamalısın kendine özgü çarpıcı anlatımınla!
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Tabii ki eğer televizyon ekranlarına yarım yüzyılı aşkın bir süre sonra tekrardan görkemli bir dönüş yapacaksan, yanında has kankan ve yol arkadaşın, maymun “So-So”yu da getirmelisin [Bak, sonra söylemedi deme! Bu “So-So” bayağı cılız. Böyle giderse, şatafatlı dönüşündeki serüvenlerinin temposunda sana ayak uyduramayıp hastalanabilir. Onu “hipo doyuran” özgün diyetinle azıcık semirtsen diyorum]. Artık balon-gemi karışımı ve zaman içinde bir ileri bir geri uçan, “fi tarihi”nden kalmış binek aracın yerine uçak-gemi-tren-kamyon/TIR karışımı çok daha geniş ve gelişmiş özel bir düşsel araç kullanacağından (umarım böylesi bir sentez taşıt için gerekecek sürücü belgelerini uykuculuğunu azaltıp, aşırı zorlanmadan alırsın), yanında “Ayı Yogi” ile “Ayı Boo Boo”yu da getirebilirsin bence. Oburluktan ne sen ne de ayı dostların “Yogi” ile “Boo Boo” asla vazgeçemeyeceğinden, bana kalırsa “Ratatouille” kadrosundan sempatik, hünerli, iri fakat hâlâ sıska fare “Remy”yi de “uçan şef” veya “gemi mutfağı ya da yemekli vagonun baş aşçısı” olarak ekibinize katmanızda büyük yarar var. Son duyduğuma göre “Remy”cik Paris’te hiçbir restoranın mutfağında uzun süre barınamıyor ve hafif-orta derecede bir depresyonu ruhundan kovmaya çabalıyormuş.
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Hem de öyle fazla gecikmeden. Yalnızca akıllı telefonlar ve bilgisayarlar aracılığıyla mesajlaşma ve oyun oynama bağımlısı olma yolunda gitgide daha emin adımlarla ilerleyen ve gelecekte gerek meslek seçiminde ve sürdürümünde, gerekse de insan ilişkilerinde acayip zorlanacak yeryüzü çocuklarına ölçülü iletişim ve ulaşım yollarını göstermek için değil, benliklerindeki çocuk yanlarının hiç büyümesini istemeyen benim gibi ulaştırma ve lojistik meraklıları için de yapmalısın bunu.
* Bence geri dönmelisin “Peter Potamus!” Geri dönüp de, TV ekranlarında boy göstereceğin geçmiştekinden daha sürükleyici unsurlarla donanmış şovuna ait bölümlerden birinin hazırlıkları için İstanbul ve/veya İzmir’e uğrayacak olursan, birbirimize kardeşçe sarılıp kucaklaşır ve saatlerce söyleşiriz [Doğallıkla sen “kaymaçina” ne baştan çıkarıcı/gönül ayartıcı bir tatlıdır bilemezsin! Gel de, sen, ben ve “So-So” üçümüz oturup, en lezzetlisinden bir tepsiyi birlikte silip süpürelim! Doymazsan, yarım tepsi daha ısmarlarız!]. Ekranlarımıza geri dönemezsen de, bizim buralarda sıkça denildiği gibi, “Sağlık olsun!” Yeter ki dünyamızdaki kalıcı barış ve huzura gidecek yolda, ülkeler arasındaki ticaret, nakliyat, ulaştırma ve turizme dayalı işbirliğinin hareketlendirdiği olumlu bağlantılar senin o patentli, meşhur “kasırga bağırışın” ile kopmayıp, iyicene güçlensin! Bu köşe yazısını seni yoktan var eden şatafatlı Hollywood camiasından kimsenin okuyamayacağının elbet bilincindeyim. Buna rağmen ben, senin hakkındaki içten görüşlerimi popüler LOJİPORT sitesinin sayfalarına taşıyabilmekten dolayı müthiş hoşnudum. Yaşasın insanın insanlar, hayvanlar, bitkiler, ulaştırma araçları ve okuma-öğrenme-yazma hevesiyle kurduğu kalıcı ve örnek dostluklar!
Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.