RODER'den karşı atak

RODER'den karşı atak

TIR Sistemi’nin çöktüğü yolunda haberler üzerine açıklama yapan RODER II.Başkanı  Erol Soylu; yapılan açıklamaları yanlış ve maksatlı olarak ...

TIR Sistemi’nin çöktüğü yolunda haberler üzerine açıklama yapan RODER II.Başkanı  Erol Soylu; yapılan açıklamaları yanlış ve maksatlı olarak  değerlendirdi.

“TIR Karnesi kullanımında yapılan değişikle Türk taşımacısının zarara uğratılacağı yolundaki beyanlar yanlış ve maksatlıdır” diyen RODER II.Başkanı  Erol Soylu; açıklamaların aksine yeni sistemin taşımacıların ve Türkiye’nin lehine olduğunu savundu.

Bir basın toplantısı düzenleyerek, “Basında izliyoruz; ‘Türkiye, Ortak Transit Rejimi’ne (T1 rejimi) taraf yapılmak isteniyor, bu durumda TIR rejimi sona erecek, sefer başına maliyetler 2000 dolar artacak’ şeklindeki iddialar var. Bu iddialar gerçeği yansıtmıyor” diyen Soylu şöyle devam etti: “Türkiye şu anda yürürlükte olan tek bir transit rejimine yani TIR Karnesi sistemine mahkum edilmek isteniyor. Bu, uluslararası alanda son derece iddialı olan sektörümüze vurulan bir darbedir. Türkiye lojistik konusunda genişlemek ve ileri gitmek istiyorsa alternatif transit rejimleri mutlaka desteklenmelidir. Bu maksatlı açıklamaların, TIR sisteminde yer alan  IRU (International Transporters Union) adlı uluslararası kefil kuruluşun  TIR karnesi satışlarından elde ettiği gelirleri kaybetmesi endişesinden kaynaklanmaktadır.”

“Bu konudan IRU rahatsız”

IRU’nun bir yandan TIR Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getirmeyerek tüm ülkelerin gümrük alacaklarını ödemediğini, diğer yandan TIR Karnelerinin kağıt ortamında satışlarının devam etmesini, böylelikle alternatifsiz bir transit rejimin tek işleticisi olmak istediğini iddia eden Erol Soylu, “Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu kuruluşun Birleşmiş Milletler  TIR İdari Komitesi’nde yer alan tüm ülkelerin gümrük yetkilileri nezdinde itibarı büyük ölçüde zedelenmiş ve tartışılır hale gelmiştir” dedi.

 

“Konu elektronikleşmeden ibaret”

Konunun  çarpıtıldığını, TIR Sözleşmesine taraf ülkelerin gümrük idarelerince yapılmak istenenin; TIR sisteminin de Avrupa’da olduğu gibi çağdaş taşımacılığın  ihtiyaçlarına uygun bir şekle getirilmesi çalışmaları olduğunu vurgulayan Soylu sözlerine şöyle devam etti: “TIR Sözleşmesi’nde yapılmak istenen ve ülkemizin de  destek vermesi gereken konu; TIR Karneleri’nin elektronikleştirilmesinden ibarettir. Burada e-TIR adı verilen yeni bir proje hayata geçirilmek istenmektedir. Sürdürülen çalışmalar, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu TIR İdari Komitesi’nde yer alan ülkelerin gümrük idarelerince alınan kararlar doğrultusundadır. Bu çalışmalar ile TIR Karnesi’nin kağıt ortamından elektronik ortama taşınması hedeflenmektedir. Böylelikle, işlemler daha hızlı ve verimli yapılacak, bundan da en fazla Türk nakliyecisi yararlanacak.”

 

“TIR rejimi  devam edecek”

TIR rejiminin  eskiden olduğu gibi gerek batı gerekse doğu ülkelerine yapılacak taşımalar  için   devam edeceğini belirten Soylu, T1 rejimi ile ilgili olarak şunları söyledi: “T1 rejimi bugün tüm AB ülkelerinde geçerli olan bir transit rejim. Ülkemizin AB ülkeleri ile olan yoğun bir ticareti var. Bu ticaretin önemli bir kısmı karayolu ile yapılıyor. Şu anda tek bir transit rejim olan TIR rejimi altında taşıma yapmak ülkemiz taşımacılık sektörünün rekabet gücünü de etkiliyor.”

 

“AB’ye uyum çerçevesinde zaten gerekli”

Ülkemizin  AB ile müzakere eden bir ülke konumunda olduğunu belirten Soylu, mevzuat uyumu çalışmaları nedeniyle zaten T1 rejiminin önümüzdeki yıllarda Türkiye’de de uygulanacağını, bu yönde Temmuz 2003 yılında da ilk hukuki altyapının bir Yönetmelik ile kurulduğunu belirtti. T1 rejimine taraf olunması halinde TIR rejiminin ortadan kalkmayacağını vurgulayan Soylu, tamamen elektronik ortamda işlemlerin yapılacağı  bu sistemde batı ülkelerine gerçekleştirilecek taşımalarda  alternatif  olarak  kullanılacağını belirtti.

“T1 sistemi, ülkemiz taşımacılık sektörünün AB ülkelerine gerçekleştireceği  taşımalarda  alternatif olarak kullanılacak. TIR Sistemi giderek artan bir şekilde krizlere maruz kalıyor. 1998-1999 yılında Rusya’da yaşanan TIR Sistemi krizi, 2002 senesinde gene aynı ülkede yaşandı ve son olarak da Temmuz 2006’da Bulgaristan’da  ortaya çıktı. Bütün bu olaylar, ülkemiz taşımacılık sektörünü son derece olumsuz yönde etkiliyor ve alternatif bir gümrük transit rejiminin  mutlak surette oluşturulmasını gerekli kılıyor” diyen RODER II. Başkanı, T1 sisteminin taşıma maliyetlerini yükselteceği şeklindeki ifadelerin de tamamen yanlış ve gene maksatlı olduğunu vurguladı.

 

“Rekabet artacak”

Bu konuda, “T1 sisteminin en önemli özelliklerinden biri de teminat veren garanti kuruluş sayısının birden fazla olması. Böyle olunca, rekabet söz konusu oluyor. Bugün taşımacılarımız Avrupa’da açtırdıkları T1 Transit Beyannameleri için TIR Karnesi fiyatları altında bedel ödüyor” diyen Soylu, Türk taşımacılarınca T1 sistemi  bünyesinde nakliyelerin zaten  şu anda  yapıldığını ve bu sistemin kullanım oranının giderek arttığını vurguladı.

Gümrük Müsteşarlığı Bürokratlarına yönelik asılsız suçlamalara da değinen Erol Soylu, “Gümrük Müsteşarlığı bürokratları; defalarca yakından tanık olduğumuz gibi TIR İdari Komiteleri toplantılarında milli menfaatlerimizi her zaman en ön planda tutan  ve  ülkemize, sektörümüze yararlı işler yapmak isteyen değerli şahsiyetlerdir. Bürokratlarımızı rencide eden bu suçlamaları da ayrıca üzüntü ile karşılıyoruz”  dedi.

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.