Atilla Yıldıztekin
Samsun, lojistikte geç kalıyor
Dünya ticaretinde ayakta kalmak için sadece ucuz hammadde, ucuz iş gücü ve ucuz enerji ile üretim yapmak artık yeterli olmamakta. Uluslararası ticarette ülkelerin başarılı olabilmesi için, ürettikleri ürünlerin diğer ülkelere ulaştırılması için, uluslar arası taşımacılığın geliştirilmesine, taşıma koridorlarında yer almaya, bu yol üzerinde intermodal taşımacılık tesislerine, yani lojistik üslere ve lojistik köylere de gerek duyulmaktadır. Üreten ve tüketen Batı ile; kısa bir zaman sonra üretecek ve tüketecek olan Doğu arasında yer alan ülkemiz de, üzerinde yer aldığı taşıma koridorlarında lojistik odaklar inşa etmek zorundadır. İstanbul yakınlarında İstanbul ile Tekirdağ arasında kalan bölgede, İzmit’te, İzmir’de, Mersin’de, İskenderun’da Samsun’da karayolu, demiryolu ve deniz yolunun birleştirileceği liman ağırlıklı lojistik köyler planlanmaktadır. Denizli, Konya, Gaziantep, Kayseri, Diyarbakır, Eskişehir, Sivas, Erzurum; karayolu ve demiryolunu temel alan intermodal terminal ihtiyacı içindedir. Bu ağın tamamlanması ile ülkemiz çağdaş lojistik sistemlerin uygulanacağı, hızın artacağı, taşıma koridorlarının yaygın kullanacağı bir ortama kavuşacaktır. TCDD planladığı intermodal terminallerle bu hareketi başlatmıştır; ancak özel sektör desteği almadan bu büyük projenin gerçekleşmesi mümkün değildir. Şehirlerimizde Ticaret ve Sanayi odalarımızın, belediyelerimizin, il özel idarelerin, serbest bölgelerin, organize sanayi bölgelerinin ortaklığı ile, Mersin bölgemizde örneğini gördüğümüz, TCDD destekli lojistik köy projeleri geliştirmelidir. Bazı bölgelerde özel sektörün önayak olduğu, depolama kapasitesi olan lojistik üsler de kurulmaya başlanmıştır. Ekonomik krizin etkisi ile yavaşlamış bile olsa bu projeler devam etmektedir. Samsun ilimiz de coğrafi konumu, limanı, demiryolu alt yapısı açısından ilk planda geçtiğimiz yıl hayalini kurduğu lojistik köyüne kavuşmalıdır. Geçen hafta onaylanan Samsun Limanı özelleştirmesi sonucunda, Karadeniz ülkeleri ile tren feribot bağlantısı ile özel sektör işletme ve operasyon gücü ile liman artık daha aktif hale gelecektir. Bölgenin kalkınmasında, Karadeniz bölgesi ülkelerinden toplanan ürünlerin demiryolu ile Mersin Limanı üzerinden Akdeniz’e ulaştırılması, Doğu Akdeniz’e gelen yüklerin ters taşıma ile Mersin- Samsun demiryolu ile Karadeniz’e aktarılması söz konusudur. Bu taşıma koridorunda Mersin limanı özelleşmiş, kapasitesi arttırılmış, Mersin lojistik köyü ( merkezi) projesi hızlanmış ve ön tahsisler yapılmaya başlanmıştır. Hattın Kuzey ayağı olan Samsun’da ise geçen yıl başlayan lojistik bilinçlenme, lojistik master plan, lojistik köy projeleri dondurulmuş vaziyette beklemektedir. Karadeniz, Kuzey Anadolu, bölgelerinin lojistik merkezi olabilecek bir şehir gecikmektedir. Samsun limanının aktivitesini ikiye katlayacak, şehir trafiğini düzenleyecek, çevreye olumlu katkısı olacak, bölge insanına iş olanağı yaratacak, bölge sanayicisine avantaj yaratacak bir çalışmanın daha fazla gecikmemesi gerekmektedir. Samsun lojistik köyü projesinde aktif ortak olarak Samsun Belediyesi, 19 Mayıs Üniversitesi, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası, Serbest Bölge, İl özel idaresi, Samsun liman işletmecisi Mersin’de yaptığımız ve başarı ile yürüyen projemiz gibi bir örneği incelemek, Samsun’da uygulamak ve bölgenin lojistik kapasitesini değerlendirmek için tekrar bir araya gelmelidir. Bu harekete tekrar adım atılmadığı takdirde; Samsun’da başlayan kurtuluş savaşımızla kazandığımız bağımsızlık ve ekonomik gücümüz yara alacaktır. Samsun’u küresel taşımada, ulusal lojistiğimizde, bölge kalkınmasında yer almaya çağırıyorum. Daha fazla gecikmeden, Samsun şehri elden çıkmadan, Samsun halkı pişman olmadan önce.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.