Sınırlar 'yolgeçen hanı' fatura lojistikçiye
Türk sınırları gravyer peyniri gibi. Suriye’den Türkiye’ye, Habur’dan Irak’a gidiş gelişlerde kontrol mekanizması yerlerde sürünüyor. Buna geçtiğimiz...
Türk sınırları gravyer peyniri gibi. Suriye’den Türkiye’ye, Habur’dan Irak’a gidiş gelişlerde kontrol mekanizması yerlerde sürünüyor. Buna geçtiğimiz günlerde Sağlık Group’un yaşadığı ‘kaçak yolcu’ hikayesiyle Kapıkule de eklendi.
Sınırlardan giren insanlar, İstanbul, Bodrum, Çeşme, İzmir, Edirne, İpsala gibi yerlerde elini kolunu sallayarak geliyor. Bu insanlar, bilinçli ya da bilinçsiz, organize ya da değil, tırlara, gemilere, trenlere, yatlara, kayıklara binerek yurt dışına kaçmaya çalışıyor. Firma sahiplerinin bu yaşananlarda hiçbir dahli yok. Ama, fatura onlara çıkıyor. Bu faturalar arasında TIR karnesi iptali, kara liste ve ağır para cezaları da var.
BAKIN SAĞLIK LOJİSTİK’İN BAŞINA NE GELMİŞ?
Sağlık Group Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zahit Sağlık, geçtiğimiz günlerde yaşadıkları olayı şu sözlerle aktardı: “TIR’ımız Halkalı Gümrüğü’nde yükleniyor, kapıları kapatılıyor ve araç garaja çekiliyor. Aracımız yola çıkıyor ve Kapıkule’nin hemen dışındaki Dozvola Parkı’na kadar hiçbir yerde durmuyor. Araç oraya vardığında kapılar açılıyor ve içinden 7 kişi çıkıyor. Meğer, branda kesilerek içeri girilmiş, ardından da kesilen yer onarılmış. Aracımız hemen bağlandı, şoför gözaltına alındı. Bin 500 euro ceza ödedik, bin 500 euroya avukat tuttuk, bin euro kefalet ödedik. Bu olaydan ne firmamızın ne de şoförümüzün haberi var. Ama hem maddi hem manevi zararı biz gördük. Yükünü taşıdığımız firma zamanında gitmediğimiz için paramızı ödemeyi reddediyor, halen de alabilmiş değiliz. Yalnızca para kaybı değil itibar kaybı da yaşıyoruz. İtalya, bizi Türkiye’den mal almamakla tehdit etti.”
NE YAPILABİLİR?
Sınırların kontrolü, tamamen devletin uhdesinde bir durum. O nedenle öncelikle devletin sınır güvenliğini üst düzeye çıkaracak tedbirleri alması lazım. Başka neler yapılabilir? Diye sorduğumuz Sağlık, bizi şu sözlerle yanıtladı: “UND’nin de yaşananlardan haberi var. UND tabi ki dernek olarak bir şey yapamaz ama bu konuyu gündeme taşımak da onların görevidir. Burada ulusal bir sorun var, sınırların korunması önemli bir durumdur. Devletin zafiyetinden dolayı tüccar suçlanıyor. TOBB bizi lisansımızı iptal etmekle tehdit ediyor. TOBB, lojistik sektörünün hakkını arayacağına, sorunu ilgili kaynaklara taşıyacağına cezayı bize kesiyor. Benim karşılaştığım bu örnek hemen her gün tekrarlanıyor. Her gün tırların teknelerin içinden, kaçak olarak yurt dışına gitmek isteyen insanlar çıkıyor. Çeşitli yöntemlerle brandayı kesiyorlar, içeri girdikten sonra brandayı tekrar onarıyorlar ve hiç kimse bir şey anlamıyor. Kapıkule Gümrükler Baş Müdürü Sayın Müslüm Yalçın ile bazı projelerimi paylaştım. Bence, halat ya da ucuna konulan mühür koparıldığı zaman renk değiştiren bir sistem tasarlanabilir. Konuyu branda ve halat üreticileriyle konuştum. Bu yönde bir çalışma yapılabilir. Ya da branda kesilip, mühür koparıldığı zaman devreye girecek bir alarm sistemi geliştirilebilir. Ama, ivedilikle yapılması gereken devletin sınırlarımızı daha güvenli hale getirecek önlemleri bir an önce almasıdır.”
Selçuk ONUR - LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.