'Taşımacılık kontrole giriyor'
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Geldiğimiz Bu Noktada Karayolu Taşımacılığı Kanunu'nun uygulanmasına yönelik başarı yüzde 98'lere ulaşmıştır"...
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Geldiğimiz Bu Noktada Karayolu Taşımacılığı Kanunu'nun uygulanmasına yönelik başarı yüzde 98'lere ulaşmıştır" dedi.
Karayolu Taşımacılığı ve Denetimi Konferansı İl Valileri Toplantısı, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun katılımıyla Kundu IC Green Palace Otel'de gerçekleştirildi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, karayolu taşıma sektörünün ne yazık ki Türkiye'de son 50 yılda beri herhangi bir düzenlemeye tabi tutulmadığını söyledi. İlk düzenlemenin uluslararası taşımacılıkta 1972 yılında yönetmelik olarak yapıldığını ifade eden Yıldırım, böylece uluslararası sefer yapan araçların bir ölçüde nizama sokulmaya çalışıldığını kaydetti. Yıldırım ayrıca, 1990 yılında yurt içinde yolcu taşımacığının da benzer bir düzenlemeye tabi tutulduğunu belirtti. Fakat araç sayısındaki artışın, talebin çok üzerinde gelişmesinin bu sektörde gelişigüzel bir büyümeyi beraberinde getirdiğini ifade eden Yıldırım, bu sorunun çözülmesi için Bakanlık tarafından 19 Temmuz 2003 tarihinde Karayolu Taşıma Kanunu'nu çıkarıldığını belirtti. Bu kanunla birlikte karayolu taşımacığını bir belge düzenine bağladıklarını belirten Yıldırım, "Yarım asırdan beri kendi haline bırakıldıktan sonra böyle bir düzenlemeyle sistemi kontrol altına almak ve bu sektörü Avrupa Birliği (AB) kriterlerinde de öngörülen mesleki yeterlilik, mesleki statülere saygınlık ve mali yeterlilik gibi 3 temel kritere göre yeniden yapılandırmak bu kanunu en önemli hedeflerinden bir tanesidir. Bu kanun çıkmadan önce iyi bir hazırlık dönemi geçirildi. Bu sektörde söz sahibi olan herkes aynı noktada buluşturuldu. Kanunda bu uzlaşma sağlanmış olduğu için herhangi bir münakaşa olmadan iktidar-muhalefet birlikte 10 dakikada çıkardık. Meclis'in belki de üzerinde tam mutabakatı olan ve hiç konuşulmadan çıkarılan tek kanunu budur" diye konuştu.
Bu kanunun karayolu taşımacılığı konusunda kapsamlı bir düzenlemeyi sağladığını belirten Yıldırım, "Bu kanunu uygulamaya girmesiyle başlangıçta herkesin alkışladığı, herkesin böyle bir kanunu 50 yıldır beklediğini söylediği kesimlerden bazılar itiraz seslerini yükseltmeye başladı. 'Bu düzensizlik, bu karışıklık devam etsin', 'Biz buna alıştık', 'Yeni bir düzenleme getirmekte nerden aklınıza geldi' gibi çok sınırlı da olsa sesler yükseldi. Bazı kesimler bu kanunla birlikte ellerindeki imkanların kaybolacağını düşünmeye başladı. Kısacası komisyonlar ve kooperatifler bu konuda bir tedirginlik yaşadılar. Bunun yersiz olduğunu zaman zaman toplantılar yaparak, ilan vererek yaşanan tedirginliği giderdik. Geldiğimiz bu noktada kanunun uygulanmasına yönelik başarı yüzde 98'lere ulaşmıştır. Bu kanunun getirdiği bir avantaj daha var. En azından elimizde ne imkanımız var onu gördük. Fazlasıyla, eksiğiyle elimizdeki taşıma gücümüzü, filomuzu gerek ulusal gerekse uluslar arası taşımalarda imkan ve kabiliyetlerimizi, küresel rekabette ne yapacağımıza dair bir veri oluştu" dedi.
HEDEF, 2010 YILINDA TRAFİK KAZALARINI YARIYA İNDİRMEK
Türkiye'de karayolu taşımacılık oranının yüzde 90'lara çıkması nedeniyle AB müzakerelerinde Türkiye'yi en çok zorlayacak konu haline dönüştüğünü belirten Yıldırım, bu kanunun bir milad olduğunu söyledi. Hava kirliliği ve trafik kazalarını önlemek amacıyla AB'nin kara, deniz ve hava taşımacılığında entegrasyona büyük önem verdiğini anlatan Yıldırım birliğin 2010 yılında trafik kazalarını yarıya indirmeyi hedeflediğini ifade etti.
AB'nin Yıldırım, vergiler konusunda da yeni düzenlemelere gidildiğini belirterek, kanunun uygulanmasında büyük başarı elde edildiğini vurguladı. Yıldırım, ''Karayolu taşımacılığında belge düzenine geçenlerin oranı toplam taşımacıların yüzde 98'ine ulaştı'' diye konuştu.
Belge sistemine geçişle Türkiye'nin bu sektörde küresel rekabetteki gücünün de ortaya çıktığına bir envanter oluştuğuna da işaret eden Yıldırım, ''Türkiye'de bugün 250 bin kamyonun 22 yaşın üzerinde olduğunu söylersem şaşmayın. Böyle bir yapımız var. Hatta dedemden yaşlı 80 yaşında kamyonlar var çalışır gözüküyor'' dedi.
Kanunun sağlıklı şekilde yürütülmesi için denetimin önemine dikkat çeken Yıldırım, kapasitesinin üzerinde yük taşıyan araçlar nedeniyle yolların ömrünün 10 kat azaldığını kaydetti. Yıldırım, ''25 yıla göre yol yapıyoruz ama 2,3-3 yılda tamirata başlıyoruz'' diye konuştu.
Bu arada gazetecilerin ''korsan taşımacılıkla'' ilgili sorularını da cevaplandıran Yıldırım, kanunun yürürlüğe girmesi ve etkin denetimle bu sorunun kalktığını kaydetti. Bir gazetecinin ''Bir otobüs firması 1 YTL'den başlayan fiyatlarla koltuk satacağını açıkladı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz'' sorusu üzerine Yıldırım, ''Promosyon, reklam yapmanın en etkin yoludur. Kara ulaştırmacılığında promosyon her zaman mümkün. Yasaya, rekabete aykırı değil'' dedi.
Toplantıda 81 ilin vali veya vali yardımcısı Karayolu Taşıma Kanunu ve denetimi konusunda Ulaştırma Bakanlığı bürokratları tarafından bilgilendiriliyor.
DENETİMİN BİRİNCİ AYAĞI VALİLERDİR
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, "Bu yasanın uygulanmasının en önemli ayağını denetim oluşturmaktadır. Denetlemenin de birinci dereceden sorumlusu valilerdir" dedi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın konferansın açılış konuşmasını yapmasının ardından kürsüye gelen İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Karayolu Taşımacılığı Kanunu'nun çok önemli olduğunu ve Türkiye'de önemli bir boşluğu doldurduğunu söyledi. Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin trafik olduğuna dikkat çeken Bakan Aksu, trafiğin en önemli unsurlarından birinin kara taşımacılığı olduğunu ve asıl amacın trafik kazalarını en az seviyeye indirmek olduğunu kaydetti. Bu yasanın uygulanmasının en önemli ayağını denetlemenin oluşturduğunu belirten Bakan Aksu, denetlemenin de birinci dereceden sorumlusunun valiler olduğunu ifade etti. Bakan Aksu, trafik kazalarında kaybedilen insan sayısı ve maddi zararların, savaşlar, terör ve tabi afetlerin bıraktığı tahribattan çok daha fazla bizleri etkilediğini belirtti. Karayolu trafik güvenliğinin ülke ekonomisinden ulaşım politikalarına, eğitimden teknik altyapıya, mevzuattan denetlemeye kadar geniş bir yelpazede yer aldığını ifade eden Bakan Aksu, bu çeşitliliğin, sorunu her yönüyle bir bütünlük içinde ele alınmasını da zorunlu kıldığını belirtti. Karayolu taşımacılığının yanında hava, deniz ve demiryolu taşımacılığından yeterli ölçüde yararlanılamadığının altını çizen Aksu, gelişmiş ülkelerde dengeli bir ulaşım sistemi benimsendiğini, bunun trafik kazalarında önemli derecede düşüşü sağladığını vurguladı.
Trafik kazalarının önlenmesi çalışmaları içinde hükümet olarak 15 bin kilometre bölünmüş yol hedefi belirlendiğini vurgulayan Bakan Aksu, "2002 yılı sonunu kadar karayolları tarihinde yapılan toplam bölünmüş yol miktarı 4 bin 326 kilometreyken, bizim iktidarımız döneminde uygulamaya koyduğumuz bu projeyle yapılan bölünmüş yol miktarı yaklaşık 7 bin kilometredir. 4 yıllık bir sürede 7 bin kilometreye ulaştık. Her yıl binlerce vatandaşın can kaybına ve sakat kalmasına yol açan, göz ardı edilemeyecek kadar milli servet kaybına neden olan trafik kazaları, duble hale gelen yollar sayesinde önemli oranda azalmıştır" dedi. Bakan Aksu, sadece altyapı çalışmalarıyla trafik kazalarının önlemeye yeterli olmayacağını, iyi bir trafik denetlemenin de yapılması gerektiğini söyledi. Köy-Des Projesi hakkında da konuşan Bakan Aksu, şunları söyledi:
"Hükümet olarak 2007 yılı sonuna kadar Türkiye'de sağlıklı içme suyu olmayan ve yolu bulunmayan köyü kalmayacak diye hedef belirledik. Bu hedef doğrultusunda 2005 yılında 200 trilyon ödenek ayrıldı. 2006 yılında bu projeye 2 milyon YTL ayrıldı. Bu projeyi uygularken şunu düşünüyoruz: 21. yüz yılda hala sağlıklı içme suyu bulunmayan köyün, mahallelerin, evlerin bulunması kabul edilemez bir gerçektir. Bunu çözmek adına bu projeyi hayata geçirdik. Bu proje için 2007 yılı bütçesinden 2 milyar YTL ödenek ayrıldı. Aynı sistemle Bel-Des projesi içinde nüfusu 10 binin altında olan belediyelerimizin temel altyapı ihtiyaçlarını karşılamak üzere Köy-Des projesinde olduğu gibi küçük ama imkanı olmayan belediyelere 2007 yılı bütçesinden 300 milyon YTL ödenek ayrıldı."
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.