Taşımacılıkta komşu kazığı
Yılbaşında başlayan Bulgar krizi mütekabiliyet esasına göre verilen ödünlerle çözüldü. Ancak, kapımızda şimdi çok daha büyük bir tehlike duruyor....
Yılbaşında başlayan Bulgar krizi mütekabiliyet esasına göre verilen ödünlerle çözüldü. Ancak, kapımızda şimdi çok daha büyük bir tehlike duruyor. Bulgaristan?ın, anlaşma gereği bizden aldığı belgelerle kendi ülkeleri yerine üçüncü ülkelere taşıma yaptığı iddia edildi. Bu da, Türk nakliye filosunun taşıması gereken yüklerin Bulgar tırları tarafından götürülmesi ve nakliyeciliğimizin altının oyulması anlamına geliyor. Son günlerde, yollardaki Bulgar araçlarının çokluğuna bakıp, sürecin başladığını söylemek mümkün.
Gazetemizi ziyaret eden RODER 2. Başkanı Erol Soylu ve RODER Genel Müdürü Cumhur Atılgan, Türk nakliyeciliğinin belki de karşılaşabileceği en büyük sorunlardan biri konusunda uyarı görevlerini yerine getirdiler. Ulaştırma Bakanlığı adına kontrolü yapan Gümrük Teşkilatı?nın söylenenleri ihbar kabul edip, bundan böyle Bulgar araçlarının beyanname ve nakliyeci bilgilerini çakıştıracaklarını umuyoruz.
RODER 2. Başkanı ve Başkan Vekili Erol Soylu
?Her şey, mutlaka çözüme kavuşturulması gereken Bulgaristan kriziyle başladı? diye sözlerine başlayan Erol Soylu, ?Bulgarlar bize 200 bin transit geçiş belgesi verdi. Biz de, mütekabiliyet esasına göre onlara 200 bin belge verdik. Bu, oran yalnızca mütekabiliyet esasına göre verilen belge sayısıdır. Yoksa, onların kullanacağı en fazla 3500 belgedir.
Yine anlaşmaya göre, 20 bin dolu Bulgar aracı, Türkiye?ye girebilecek ve Bulgaristan?a götürmek üzere yük alabilecekti. Bunun yanı sıra, 10 bin de boş Bulgar aracı Türkiye?ye girip, Türkiye?den dolu olarak Bulgaristan?a gidebilecekti. Demek ki, buradan Türkiye?den 30 bin Bulgar aracı yük alıp, Bulgaristan?a gidebilecek, anlamı çıkarabiliriz? diye konuştu.
Bulgaristan?a 30 bin araçlık ihracat mümkün değil
Anlaşmanın, yapılması mecbur olunan ve karşı taraftan daha fazla alınacak bir şey olmadığı kabul edildiği için bu çerçevede oluştuğunu belirten Soylu, şöyle devam etti; ?Buraya kadar tamam. Ama, bu belgelerin Türkiye?den yüklenip, Bulgaristan?a gidecek yükler için kullanıldığını çok sıkı takip etmek gerekir. Bu kontrolü Ulaştırma Bakanlığı adına Gümrük Teşkilatı yapıyor. Ayrıca Dış Ticaret Genel Müdürlüğü ve bu işle ilgili sektör temsilciliklerinin bir koordinasyon dahilinde bu kontrolü sağlamaları lazımdır. Aksi halde Türk taşımacılığı, Bulgar taşımacılarının eline geçecektir. Buradan Bulgaristan?a götürülmek üzere alınan yük, daha öteye Avrupa?daki herhangi bir ülkeye götürülebilir. Türkiye?den Bulgaristan?a taşımak için ellerinde 30 bin araçlık müsaade vardır. Ama, Türkiye?den Bulgaristan?a 30 bin araçlık ihracatın olması mümkün değildir.?
İtalya?da 28 bin, Bulgaristan?da 30 bin belge var
Dış ticaret hacmi bakımından Bulgaristan?ın 10 katı olan İtalya?yı örnek veren Erol Soylu, ?10 misli hacmi, aynı belge sayısı ile yapmak garip, şaşırtıcı bir durum ve kesinlikle doğru değil? dedi. Bu durumun böyle devam etmesi halinde Türk filosunun eriyerek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ifade eden RODER 2. Başkanı, ?Avrupalı?nın yapmak istediği de budur. Lojistik üs olma iddiasındaki Türkiye?yi zayıflatarak, bu gücünü kaybetmesini istiyorlar. AB?nin bütün amacı, bu gücün Bulgar, Romen ve Polonyalılar?a aktarılmasını sağlamaktır. Avrupa Birliği, taşıma hizmet sektörünün bu ülkelerce yapılmasını, gelirlerinin bu şekilde sağlanmasını ama bu gelir pastasındaki payın da, AB dışındaki ülkelerden, özellikle de Türkiye?den elde edilmesini hedeflemiştir. Yani, yeni üyelerin AB?ye entegrasyonu, ülkemiz kaynaklarından karşılanacak gibi gözüküyor. İhracat bir şekilde yapılıyor. Bunu ha Türk, ha Bulgar yapıyor diyemezsiniz. Türk taşımacılığı yok edildiği zaman bu ihracat rakamlarına ulaşmak da eskisi kadar kolay olmayabilir. Araç bulunamadığı, bulunan aracın çok pahalı olmasından dolayı rekabetçi koşullar oluşmadığı için ihracat sekteye uğrar. Türk araçları devreden çıktığında fiyatlar başka yerde teşekkül eder? açıklamasını yaptı.
Kontroller daha sıkı tutulmalı
Sorunun daha sıkı kontrol tedbirleriyle çözülebileceğine dikkat çeken Erol Soylu, ancak bunun Kapıkule?ye gelmiş aracın evrakı var mı yok mu diye sormaktan ibaret olmaması gerektiğinin özellikle altını çizdi. Yükleme yerinde gümrüklemesi yapılır; beyannamesi açılırken, nakliyecinin işlemi ile beyannamedeki ilişkiyi kesmek yerine bir ara link ile beyanname ve nakliyeci bilgilerini çakıştırmak gerektiğini belirten Soylu, ?Eğer ihraç beyannamesinde Paris yazıyor, nakliyeci beyanında Sofya yazıyorsa, kesinlikle müsaade edilmemelidir. Ve bu tarz araçlardan ilgili belgenin istenilmesi gerekir. Bulgaristan?a 500 adet üçüncü ülke taşıması verilmiş. Onlar da, bize o kadar vermişler. Eğer, üçüncü ülkeye taşıma yapacaksa elindeki o belgeyle yapsın. Bizim talebimiz eldeki belgenin amacına uygun kullandırılmasıdır. Bu testi de, ilk yükleme mahallinde yapmak gerekir. Yoksa, ihracatçının zaman taahhüdü ile göndermiş olduğu Türk ihraç malını, kapıya geldikten sonra bekletmek de, ihracata sekte vurur. Muhtelif gerekçelerle bu belgeler kontrol edilemiyor olabilir. Teknik imkansızlık ya da bilgi yetersizliğinden kaynaklanan kontrol boşlukları olabilir. O nedenle kontrol işlemini kapılara değil, ihracatın başladığı çıkış gümrüklerine verilmesi gerekmektedir. Ulaştırma Bakanlığı?nın, konunun ciddiyetini memurlarına aktarması ve ardından da önlemek için ciddi yaptırımların gelmesi lazımdır? şeklinde konuştu.
Reel sektörü destekleyeni destekleriz
Düşük kur politikası ve reel ekonomi yerine, para politikalarının öne çıkarılmasıyla zor günler geçirdiklerini belirten Erol Soylu, yaklaşan seçimler nedeniyle de, beklentilerini ortaya koydu. Soylu, ?Geçmişte dolara faiz veriyorduk. Şimdi gelinen nokta, dolara o kadar faiz verilmediği görüntüsü veriyor. Son 4 yılda Türk Lirası, dolar karşısında sürekli değer kazanmış. Ortalama yüzde 25, dolara faiz ödemişiz. Yabancı dolarını getirerek, gecelik faize koymuş, bono almış. Sonra dönüp daha düşük seviyeden dolarını geri almış. Böyle güzel kazanç nerde var. Bu ekonominin taşıyabileceği bir yük olmaktan çıktı. Navlun vadeleri 15-20 günken 3 aylara geldi. Bunu kabul etmezseniz, yük alamıyorsunuz.
Yeni gelecek hükümetin mutlaka reel ekonomiyi canlandıracak tedbirleri alması lazım. Para politikaları yerine; üretimi, istihdamı artıracak politikalar öne çıkarılmalıdır. Bunu seçim öncesi programlarında da ilan eden, programlarına alan parti, Türk nakliye sektörünün de, desteğini kazanacaktır? dedi.
Fazla mesaide mutlu sona doğru
Öte yandan tüm taşımacılık sektörünün, hatta genelgeyi hazırlayan Gümrük Müsteşarlığı?nın da, tatmin olmadığı ?gümrüklerde alınan fazla mesai ücretleri? konusunda yarın somut bir adım atılacak. Hafta içinde İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) yetkilileriyle bir araya gelen RODER 2. Başkanı Erol Soylu, katıldığı denizcilik sektör meclisi toplantısında konuyu bir kez daha gündeme getirdi. DTO Başkanı Metin Kalkavan?a; Gümrük Müsteşar?ı Bülent Ertem?in talebine olumsuz yanıt verip, mahkemeye gideceklerini ilan ettikleri için durumu muhakeme etme olanağı yakalayamadıklarını hatırlatan Soylu, Kalkavan?dan ?O arkadaşımız hata etmiş, biraz heyecanlı davranmış? yanıtını aldığını söyledi.
Gümrük Müsteşarlığı?nda bir araya gelecek sektör temsilcileri, hazırladıkları fazla mesai sorunu ile ilgili öneri paketini yarın Ankara?da masaya yatıracaklar.
RODER Genel Müdürü Cumhur Atılgan: Kapıkule?den Avrupa?ya çıkan araçların yarısı 3 ülkeye gitmiş
Üçüncü ülke taşımaları için verilen belgelerin, ülkelerin birbirlerine çok dikkatli davranarak ve cimrilikle verdikleri belgeler olduğunu belirten RODER Genel Müdürü Cumhur Atılgan ise, çok çarpıcı bir örnekle yaşananlara açıklık getirdi: ?Bulgarlar?la 200 bin transit geçiş belgesi konuşulurken, üçüncü ülke taşıma belgesi 500?de kalmış. 2006 yılında Kapıkule?den Avrupa?ya çıkış yapan araç sayısı, 70.130. Bunların yüzde 95?i Macar?sa Macaristan?a; Çek?se Çek Cumhuriyeti?ne; İngiliz?se İngiltere?ye yük götüren araçlardan oluşuyor. Bu 70 bin araç içinde Bulgaristan, Makedonya ve Moldova?nın toplamı 35 bin. Yani, koca Avrupa?nın taşımacıları kendi ülkelerine toplamda 70 bin sefer yapıyor. Bunların içinde Bulgaristan, Makedonya ve Moldova kendi ülkelerine 35 bin taşıma yapıyor. Diğer tarafta Avrupa?nın devleri Almanya, Fransa, İngiltere varken, bu üç ülkenin büyüklüğü nedir ki, kendi ülkesine 35 bin araçlık yük taşımış..! Burada bir karışık durum olduğu, bu yüklerin kendi ülkelerine gitmediği, diğer ülkelere taşındığı; yani üçüncü ülke taşıması yapıldığı gün gibi aşikar. İşin kontrolü ile sorumlu insanların, bu tabloyu görmemeleri, görevlerini yapmamaları, sonucu itibariyle suça iştirak niteliğindedir.?
Selçuk ONUR - LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.