TÜRSAB koltuğuna talip var

TÜRSAB koltuğuna talip var

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği?nde (TÜRSAB) seçim yarışı erken başladı. Yaklaşık 10 yıldan bu yana TÜRSAB yönetimini elinde tutan Başaran Ulusoy?u...

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği?nde (TÜRSAB) seçim yarışı erken başladı. Yaklaşık 10 yıldan bu yana TÜRSAB yönetimini elinde tutan Başaran Ulusoy?u çekilmesi konusunda uyardığını bildiren Metro Turizm Yatırımlar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk, ?Kendisi çekilirse aday olmayacağımı; ancak, çekilmezse rakibi olarak eze eze göndereceğimi söyledim? diye konuştu.

Yerel seçimlerden kısa bir süre önce gazetelere tam sayfa teşekkür ilanları vererek, kurumu politize ettiği iddiasıyla eleştirilen TÜRSAB Başkanı?nın koltuğuna iddialı bir talip var. Seçimli genel kurula yaklaşık 8 ay olmasına karşın, düğmeye basan Galip Öztürk, ilk aşamada bir turizm haber gazetesi çıkararak propaganda faaliyetlerine başlıyor.

Polonezköy?de Metro Turizm?in Isuzu?ya sipariş ettiği kontrol araçlarının tesliminde konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk, ?Uzun yıllardır TÜRSAB içinde olan Sayın Başaran Ulusoy?a artık daha fazla görevde kalmamasını hatırlatarak, kendisi çekilirse aday olmayacağımı, ama artık turizmi sahiplenen birisine görevi devretmesini söyledim. Eğer, çekilmezse ben de rakibi olacağımı ve kendisini eze eze göndereceğimi de belirttim. O, sözlerimi şaka olarak aldı ama, bunun şaka olmadığını artık herkes bilmeli. Çalışmalarımızı başlattık. 15 gün içinde bir turizm haber gazetesi çıkartıyoruz. Burada, yapılanlar ve yapılmayanları ortaya koyacağız. Kasım ayında gerçekleştirilecek TÜRSAB seçimlerinde sizlerin de desteğiyle adayım. Yarışa sadece kurumsallaştırmak için gireceğim. İki yıl sonunda da TÜRSAB Başkanı olarak devam etmeyeceğimi garanti ediyorum. Ayrıca, göreve geldiğimde tüzük değişikliği ile ?TÜRSAB?ın başında 4 yıldan fazla kalınamaz? maddesini koyduracağımın sözünü veriyorum? dedi.

 

Ulusoy?a ağır eleştiriler


Konuşması Metro Turizm bünyesinde faaliyet gösteren firmalarca dakikalarca alkışlanan Öztürk şöyle devam etti: ?Biz otobüs firmaları, Anadolu?nun dört bir yanında ve adında turizm olan şirketleriz. TÜRSAB Başkanı binada oturup, okulda hoca maaşı dağıtıp; Türk turizmine hiçbir şey vermeden ışıkları söndürüp, acenteleri yok eden bir tutum içinde olmamalı, siz burayı yanlış yönetiyorsunuz; ben de buraya talibim. Özellikle taşıma firmalarımızın turizm belgesine sahip olmalarını öneriyorum. Neden alamıyorlar? Neden rağbet yok? Neden alanların birçoğu turizm belgesini kullanamıyor? Çünkü, birkaç tur operatörü sistemi kendi tekeline almış, yüzde 2-3 komisyonla işlerini yürütüyorlar. Avrupa standartlarının komisyon ortalaması yüzde 15.  Yani, Avrupa?daki bir turizm acentesi Türkiye?deki bir tatil köyünü sattığında yüzde 15 komisyon alırken, Türkiye?deki acente, yüzde 3-8 komisyon alıyor, bu bir haksızlıktır. Ama, neden kollama görevini yapması gereken TÜRSAB öne çıkıp, acenteyi kollamıyor? Çünkü acenteyi kurtarıp, onların sosyal yaşam düzeyini iyi hale getirirseniz; bir sonraki adımda kendi kurumundaki haklarını aramaya kalkacak gücü elde edecek diye düşünülüyor. Bir kurum, bu kadar kötü mantıkla nasıl yönetilir? 

TÜRSAB, Turizm Bakanlığı ile işbirliği içinde Türkiye?ye gelen turiste lobi faaliyetleri yürütmeli; ekonomik harcamalar yapmalıdır. Kendine 3-5 belgeyi satarak geçim kaynağı oluşturmamalıdır. 3 saray kapısının önüne bilet gişesi koyarak, oradan gelen parayla kendisini destekleyen 300-500 kişiyi dünyanın dört bir yanına tatile götüren bir kurum olmamalıdır. TÜRSAB, sadece Hac kontenjanlarını acentelere dağıttıran, onlarca uçağı kapatarak yılda birkaç milyon Euro yolunu bulan bir yönetim kurulu ile yönetilmemelidir.?

 

 

?Belgesi olmayan firmanın ?turizm? unvanı silinmeli?

 

Öztürk?ün bir eleştirisi de, Türkiye?deki turizm unvanlı şirket sayısının çokluğunaydı. ?İnşaat şirketinin de önünde turizm yazıyor. İki tane okul minibüsü almış, onda da turizm unvanı var. Turizm, turizm belgesine haiz firmaların kullanabileceği bir unvan olmalı? diyen Galip Öztürk?ün çözüm önerisi de şu: ?TÜRSAB, acenteleri güçlendiren bir sistem yaratmalı; hatta turizm belgesi olmayan bütün şirketlerden belki de Bakanlar Kurulu kararı ile, ?turizm? kelimelerinin silinmesini sağlamalıdır. Mutlaka, taşıma belgesi olan her firmamıza turizm belgesini almasını ve etrafındaki herkesi bu konuda eğitmesini öneriyoruz. Çünkü, biz sadece otobüse satan yazıhaneler değiliz. Uçağa da satıyoruz, yakında hızlı trene satacağız; bir sonraki aşama ise tatil satan acenteler olmaktır.?

 

Selçuk ONUR - LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.