Ulusoy, UND'yi topa tuttu
Uluslararası nakliyeciliğe yön veren iki dernek olmasının sorunları aşmada güçlükler getirdiğini ifade eden taşımacılığın duayen ismi Saffet Ulusoy,...
Uluslararası nakliyeciliğe yön veren iki dernek olmasının sorunları aşmada güçlükler getirdiğini ifade eden taşımacılığın duayen ismi Saffet Ulusoy, ?Nakliyeci, vaziyeti bu duruma getirenlere diş biliyor, tepki gösteriyor. Ancak, hiç üzerime alınmıyorum. Bana ancak Allah razı olsun diyebilirler? dedi.
Ulus?taki muhteşem malikanesinde Perşembe Rotası?na özel demeç veren Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (RODER) Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy, taşımacılık ile ilgili tüm sorularımızı kendine has üslubuyla yanıtladı.
RODER?in, nakliye sektörü menfaatine çalışan tek kuruluş olduğunu öne süren Ulusoy, Türk nakliyecisinin en büyük sorunu olarak da Uluslararası Nakliyeciler Derneği?ni (UND) gösterdi. ?Her şeyi biz teslim ettik. Fakat, bizi rahat bırakmadılar? diyen Ulusoy, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Eğer, Bakanlık RODER veya RODPA?yı UND ile bir sepete koyarsa bu davanın bitmesi mümkün değil. Bakanlığın da kendine has yöntemleri var. İki dernek olursa, aradaki anlaşmazlıklardan istediği gibi yararlanabiliyor. Ulaştırma Bakanlığı?na diyoruz ki, bunlar hiçbir şey yapmıyor. Niye UND? Orada sadece bir isim kalmış; diğer yandan RODER?in yaptığı başarılar belli... Kim ne derse desin, ben nakliyecilik konusunda bir dehayım. Çünkü, onla yatar onla kalkarım. Peygamberimizin yeğeni amcasına ?ben senin peygamber olduğuna inanıyorum, ama inadımdan söyleyemiyorum? demiş. Onlar da inatlarını aşamıyor. Ben bulduğum projeleri sektörle paylaşırım. Ancak, şimdi yeni bir jenerasyon geldi. Ne anayı, ne babayı tanıyor.?
Son günlerde sıklıkla gündeme gelen iki derneği birleştirme çabalarına da, ?Milletin menfaati uğruna olacaksa UND ile birleşmeye hazırız. 4 yıl evvel iki derneğin bir arada yürümediğini söyleyerek ?birleşmeli? tespitini yaptım. Çünkü, sonuçta nakliyeci zarar görüyordu. Bizim bir beklentimiz yok. İki dernek birleşsin, biz de içinde olmayalım. Yeter ki, nakliyecinin işi yürüsün. Ama, bu konuda yalnız kaldık. Nakliyeci, vaziyeti bu duruma getirenlere diş biliyor, tepki gösteriyor. Ancak, hiç üzerime alınmıyorum. Bana ancak Allah razı olsun diyebilirler. Benim başkanlıkta gözüm yok. Genel kurulunuzu yapar, birleşme kararı alırsınız, iki derneği de feshedip yeni bir oluşumla yola devam edersiniz. Fakat, Tamer Dinçşahin özgür iradesiyle hareket edemiyor? sözleriyle açıklık getirdi.
UND, varlıklarının çoğunu bana borçlu
Saffet Ulusoy?u en fazla rahatsız eden konulardan biri de, RODER?in özellikle bir süredir atıl durumda kaldığı eleştirileri... Buna rakamlarla yanıt veriyor duayen nakliyeci: ?1979?da Hayri Ekinci?den UND?yi devraldığımda merkez, Mecidiyeköy?de kiralık bir daireydi. Bugün ise merkez, Etiler?de 6-7 milyon dolarlık bir villadadır, bunu ben bıraktım. Çatalca?da 120 dönüm arazi. Ro-Ro?da 3 hisse, 15 milyon Euro ben bıraktım.
Erenköy?de ortalama geliri yıllık 5 milyon dolar olan yaklaşık 25 milyon dolarlık akaryakıt istasyonunu ben bıraktım. Bu kadar meblağ, UND?nin kasasına girdi. Hadi ben kötüydüm, benden sonra ne yaptı UND? Hangi taşı tekerin önünden aldı? Bir de çalışmadığı eleştirileri getirilen RODER?in 2001?den 2009?a kadar yaptıklarına bir bakın aradaki farkı göreceksiniz.?
Çiftealan?a Ro-Ro iskelesi, can çekişen sektörü canlandırır
Uluslararası taşımacılıkta bir kangrene dönüşen Rusya konusunda da önemli projeleri olduğunu ifade eden Saffet Ulusoy, ?Rusya işi tamamen kesildi. Bu kadar nakliye firması var, kendilerini Rusya?ya bağlamışlar. Bakana bir yer gösterin bize Rusya?ya çıkış noktasında onların da mağduriyetini giderelim dedik. Çiftealan?ı söyledik, bize Karasu?yu önerdi. Avrupa?ya çıkışlarda Bulgaristan mezaliminden kurtulmak için tek alternatif var. O da RODER?in tespit ettiği Çiftealan mevkiinde kurulacak bir Ro-Ro iskelesi ile yüklerin denizyoluyla taşınmasıdır. Fakat, Ulaştırma Bakanı Karasu?yu öneriyor. Karasu, ideal bir bölge değil. Sonuçta TIR?lar yine İstanbul trafiğine girecek. Bu, ne bizim ne de İstanbul?un istediği bir çözüm olacaktır. Eğer, bizim projemiz kabul görürse, can çekişen Türk nakliye sektörü biraz canlanır. İstanbul?a gelen malın yüzde 90?ı o kanaldan giriyor. Buraya yapılacak bir Ro-Ro iskelesi çözüm yolunda çok doğru bir adım olacaktır? diye konuştu. Ulusoy, UN Ro-Ro?nun satışında imzalanan aynı konuda bir iş yapmama anlaşmasının da, Karadeniz için geçerli olmadığını sözlerine ekledi.
?Ayrılık iyi oldu, Haluk bizi uçuruyor?
Söz dönüp dolaşıp, doğal olarak Ulusoylar?daki ayrılığa geldi. Bir imparatorluğun sona ereceği düşüncesi başlarda çok rahatsız etmiş Saffet Ulusoy?u, ama daha sonra oğlu Haluk Ulusoy?un yatırım hamleleri, isabetli kararları, ayrılığın hayır getirdiğini düşünmesine yol açmış.
?Her kula nasip olmayacak şekilde Of?tan dünyaya açılan büyük bir imparatorluk yarattık? diyen Ulusoy, ayrılığı ve sonrasını şöyle özetliyor: ?Bizimkiler, Ro-Ro?dan dolarları alınca hiç bitmez diye düşündüler. ?Ayrılacağız? deyince, ?yanlış yaparsınız? dedim. Halbuki öyle etliye sütlüye çok karışmazdım. Mali işlere Yılmaz Ulusoy, diğer büyük projelere de ben bakardım. Neticede ayrıldık. Ayrıldığımız da çok iyi oldu. Çünkü, Haluk Ulusoy?un bir cevher olduğunu yeniden keşfettim. Ben ve bütün kız kardeşleri umumi vekalet vererek işleri Haluk?a devrettik. Şimdi dev adımlarla yürüyoruz. Haluk Ulusoy, şirketi yeniden ayaklandırdı. Kriz filan gözetmeden yatırımlara devam etti. Otobüse 12 milyon dolar yatırdı, treylere, lojistiğe yatırım yaptı; enerjiye girdi, dış ülkelerden acentelikler aldı. Küçükyalı Volvo servisini Orhanlı?ya taşıyarak, Volvo adına yakışır dev bir servis yapmayı planlıyoruz. Ve bunların hepsini kısa sürede geri dönecek şekilde planladı. Eskiden günde 20 otobüs kaldırıyorduk, şimdi 100 otobüs kaldırıyoruz. Otobüs sayımız 230?a, dış bağlantılarla 350?ye çıktı. Otobüs sahipleri ile mukavele yapılıyor, Ulusoy markasıyla birlikte yürüyoruz. Her terminal kalkışında yüzde 5 Ulusoy?un hanesine yazılıyor. O kadar yoğun ki, işbirliği için sıraya giriyorlar. Yani, Ulusoy?daki devrimler Haluk Ulusoy ile sürüyor.?
İyi bir Galatasaraylı olduğunu bildiğimiz eski Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, yeniden spora dönmeye karar verirse tepkiniz ne olur? Diye sorduğumuz Saffet Ulusoy, bizi şöyle yanıtladı: ?Bundan sonra dernek işlerine dönmesi mümkün değil. Tayyip Erdoğan?a Haluk?un önünü kestiği için dua ediyorum. Öyle olmasaydı Haluk?u hepten kaybetmiştik. Dernek hastalığı bana yeter, bir de onun bulaşmasına gerek yok.?
Ulusoy, Rusya?da otobüs terminali işletecek
Ulusoy, Türk otobüs sektörüne de can suyu olabilecek önemli atılıma hazırlanıyor. Ekim ayında start verilecek projeyi de, ?Rusya?da otobüsçülük yok. Yaklaşık bir yıldır uğraşıyoruz. Sonunda Rusya, terminal binası yapmamız için bize Moskova?da 10 dönüm yer verdi. Buradan kalkacak her araç, Ulusoy?un kumbarasına 20 dolar para bırakacak. Türkiye?de Ulusoy?unkiler dahil olmak üzere 20 bin otobüs var. Rusya?da onlar için de yeni bir pazar yaratmış olduk. Ulusoy, ismine yakışır yatırımlar yapmaya devam ediyor? sözleriyle açıkladı.
UN Ro-Ro itirazım, daha çok kazanmak içindi
UN Ro-Ro satılırken epey direnen, bu yüzden de daha sonra eleştirilere maruz kalan Saffet Ulusoy, ?Benim UN Ro-Ro satışına karşı çıkmam, yönetim kurulundaki bir iki kişinin itirazı nedeniyleydi. Çünkü, karanlık noktalara dikkat çekmişlerdi. Ayrıca zaman kazanarak, fiyatın biraz daha artması için çaba gösterdim. Ben işin önünü kesmedim. Arkadaşlarımı dul karı gibi yolda bırakamazdım. İhaleye çıkan, ihaleyi vermek ya da iptal etmekle yükümlüdür. Biz, teslim olmamayı seçtik. Ortaklarım ne diyorsa, onların önünden gittim. UN Ro-Ro?nun şimdiki CEO?su da olan Cüneyt Solakoğlu itiraz etti, neticede 910 milyon Euro?da anlaştık? sözleriyle özetledi yaşananları...
?Mazotta geriye dönük ödeme olursa
sektör o gün batar?
Akaryakıtta başlarında büyük bir bela olduğunu ifade eden Saffet Ulusoy, ?2006 yılında Bakanlar Kurulu?nun çıkardığı bir kararla yurtdışına ihraç malı taşıyan araçlar, sınırsız miktarda mazot alabiliyorlardı. RODER ve UND üyeleri de, yurtdışı çalışan diğer sektör mensupları da, bol bol mazot alıp gittiler. Şimdi hükümet diyor ki, ?Aldığınız 550 litrenin üzerindeki mazotun geriye dönük ÖTV ve KDV?sini ödeyin!? bunun akıl ve mantığa sığan bir yeri var mı? Sektör, böyle bir ödemeyle karşı karşıya kalırsa o gün batar. Çünkü, miktar, faizleriyle birlikte katrilyonları bulur. Şu an mahkemeye taşındı. UND de, bu konuyu sektörün dışındaki bir işmiş gibi sorun olarak görmüyor. Sektör mahkemede, UND ?bir şey olmaz? diyor. Ya hakim ?ödeyeceksiniz? kararı verirse ne olacak? Bu sorun, mahkemeye düşmeden çözülmeliydi? sözleriyle durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.
Selçuk ONUR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.