Birçoğumuzun unuttuğu ama muhataplarının uğradıkları zarar nedeniyle akıllarından çıkmayan bir UND Adriyatik yangını vardı. Anımsayacağınız gibi UN Ro-Ro’ya ait UND Adriyatik gemisinde, 6 Şubat 2008 günü İtalya’nın Trieste Limanı yakınında yangın çıkmış ve bu esnada gemide bulunan 71 çekici ve çoğu ihracat yükü taşıyan 201 römorkun tamamına yakını, ağır hasar alarak kullanılamaz hale gelmişti.

İşte o yangının mağdurları, yıllardır sürdürdükleri hukuk mücadelelerinin karşılığını geçtiğimiz yılın sonunda almayı başardılar. İstanbul 51. Ticaret Mahkemesi’nin hakimi, geminin elverişsizliğine dikkat çekerek, başını Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği’nin (RODER) başkanlığını da yapmış Necmi Çobanoğlu’nun çektiği davacıları haklı buldu ve önceki kararı bozdu. Dava ile ilgili açıklama önümüzdeki günlerde yapılacak. Aslında davanın muhataplarından birçoğu müdahil taraf U.N Ro-Ro’nun da eski sahipleri. Onlar, içlerinde yanan UND Adriyatik gemisinin de bulunduğu Türkiye’nin ilk milli denizcilik filosunu 910 milyon Euro bedelle şimdiki sahibi ABD’li KKR Foundation’a satmışlardı. İşte o nakliyeciler, yangın nedeniyle büyük zarara uğramış, ceplerine de tek kuruş girmemişti ama yangından önce olduğu gibi, yangından sonra da Avrupa’ya U.N Ro-Ro ile ulaşmayı sürdürdüler. Buna karşın U.N Ro-Ro şirketi geminin hurdaya ayrılmasını sağlayarak iyi bir bedelle elden çıkarmış ve sigortadan tazminatını da almıştı. ŞİMDİ UZLAŞMA ZAMANI KKR Foundation bir fon şirketi, dünyanın her bölgesinde bu tip yatırımlar yapar, aldığı firmaları belli bir seviyeye ulaştırdıktan sonra, daha karlı bir bedelle elden çıkarır. Bildiğimiz kadarıyla bu yıl, bilemediniz önümüzdeki yıl satış işlemi de gerçekleşecektir. Uluslararası bir firma olmaları nedeniyle de mahkemenin aldığı yeni kararın bir şekilde bilançolarına yansıması olacaktır. Her şey bir yana, gerçek ise asla değişmeyecek: Ro-Ro firmasının sahibi kim olursa olsun müşterileri yine aynı kişiler. Yani, UND Adriyatik’te araçları yanan nakliyeci dostlarımız. Tahminime göre karar açıklandıktan sonra U.N Ro-Ro’nun yapacağı ilk iş, konuyu temyize taşımak olacaktır. Bu da davanın yine uzayacağı anlamına gelir. Tabi bu arada taşıyanla taşıtan arasında da iplerin gerilmesi sürecek ve özellikle taşıtan, radikal kararlar alabilecektir. Bu olumsuz hava, zaten sürekli ‘çok pahalı taşıyorlar’ eleştirileri getirilen U.N Ro-Ro’nun hele satış arifesinde istemeyeceği bir durumdur. U.N Ro-Ro yetkililerine sesleniyorum: Kimsenin arzu etmeyeceği bir olay yaşadınız ama zararınızı telafi de ettiniz. Fakat, her gün hala yüz yüze baktığınız nakliyeci müşterilerinizin elinde kül olmuş araçlarından başka bir şey yok. Davayı yakından takip ettiğim için biliyorum. Size sık sık ‘uzlaşalım’ çağrıları yapılır, ancak siz kaybetme ihtimalinizden kuşku duymadığınız için ‘Biz de üzgünüz. Ancak, hukuk ne diyorsa o’ der ve kestirir atardınız. Durum şimdi tersine dönmüştür. Yalnızca minnet borcu gerekçesiyle bile olsa uzlaşmaya yanaşınız. Üstelik bu kez onlar size değil, siz onlara gidiniz. Böylece Türk mahkemelerini de yıllarca oyalamayıp, Türk lojistik sektörüne de işlerin barışla da çözülebileceğini göstermiş olursunuz. 2014’ün ülkemize huzur ve bereket getirmesini dilerim. Saygılarımla.