Atilla Yıldıztekin
Yeni bir sayfa, yeni bir başlangıç
İş hayatımızda belli dönemlere dikkat ederiz. Yılsonları da bu önemli zaman dilimlerinden biridir. Bir ticari dönem bitmekte ve yeni bir dönem başlamaktadır. Geçmiş yıla ait hesaplarımızı kapatırız, elimizdeki mevcutlarımızı sayarız, değerlendiririz, satışımızı, giderlerimizi hesaplarız ve geçen 365 gün boyunca yaptığımız faaliyeti gözden geçiririz. Karımızı çıkartır, bu rakamı da ödeyeceğimiz vergi olarak deklere ederiz. Bu vergiyi ödeyeceğiz deriz. Bir bütçemiz vardır 365 gün önce kabul ettiğimiz, belki arada bir iki kez güncellediğimiz. Elde ettiğimiz fiili sonuçları bu bütçemizle karşılaştırır ve planladığımızın altında veya üzerinde ortaya çıkan sonuçlara göre sevinir veya üzülürüz. Sanki 12 ay öncesinden bu günün nasıl geleceğini öngörme yeteneğimiz varmış gibi hazırladığımız bütçelerimiz, bir türlü tutmaz. Uzun toplantılar yaparız neden tutmadığına dair. Kehanetimizi doğru yapamamanın suçunu bazı çalışanlara yıkarız ve onları işten çıkartırız. Bu arada geçmiş yılla karşılaştırma da yaparız. Her yılın aslında belirli bir ayıracı olmadığını bile bile 31 Aralık gününün aslında bir bitiş olmadığını ,1 Ocak sabahının da bir başlangıç olmayıp geçen giden zaman içinde bir an olduğunu düşünmeden. Geçmiş yıla göre performansımızın artmış olması bizi bir nebze rahatlatır. Tutmayan bütçenin acısını alır. Düşük performans ise bizim dışımızdaki ülke içindeki krizlere, hatta bu yıl olduğu gibi küresel krizlere yüklenir. Yeni bir yıl başlıyor. Artık yıl değerini yazarken 2010 olarak yazıyoruz. Değişiklik budur sadece. Geçen yıl 12 ay boyunca yaptığımız ay adı değişikliği veya her gün yaptığımız tarih değiştirmekten tek farkı üçünün de yılın başında değişmesidir. Değişime sadece defterinizin köşesinde yazdığınız, ajandanızın ilgili sayfasındaki tarihi değiştirerek eşlik etmeyin. Daha fazla katkınız olsun. 2010 yeni bir başlangıç olsun yaşamınızda. Eski yılı bıraktığınız gibi, eski iş yapma alışkanlılarınız da bırakın. Başınızı masanızın üzerinden kaldırın. Karşıya bakın. Odanızın içine dikkat edin. Pencerenizden dışarıya bakın. Binanızdan dışarı çıkın ve yükseldiğinizi hissedin. İşinize dışarıdan bakın. Daha da uzaklaşın. İşinizin şehrinizin hatta ülkenizin neresinde ve nasıl durduğunu düşünün. Atmosfer dışında hissedin kendinizi ve dünya’da nerde yer aldığınıza bakın. Ne masanızın durumunu, ne odanızın durumunu, ne iş yerinizin durumunu, ne bölgenizi ne şehrinizi, ne de dünyanızı beğenmeyeceksiniz. Burasının olmak istediğiniz yere, yapmak istediğiniz işe benzemediğine eminim. Şimdi yapmanız gerekenleri konuşalım. Yeni bir başlangıç gerekecek hepimize, Bir kabuk değişimi bir kozadan, yumurtadan çıkış gerekecek. Daha parlak bir dış görünüşe, daha farklı bir yapıya ve daha farklı bir fonksiyona ihtiyacımız olduğunu görüyorum. Yeni bir sayfaya ihtiyacımız var. Beyaz henüz hatalarla kirlenmemiş, fikirlerin, kararların üzerinin çizilmediği boş bir sayfaya ihtiyacımız var. Yeni yapının ilk sayfasının tarihini atın. Kendiniz nerede görmek istediğinizi sayfanın ortasına koyun. Etrafınıza da sizi saran varlıklarınızı yerleştirin. Olmak istediğiniz yere gidebilmeniz için ihtiyacınız olan varlıklarınızı sayfanın alt kısmına ekleyin. Bunlar sizi taşıyacak olan tekerleriniz olacaklar. Sizin hareketinize engel olan yüklerinizi de sayfanın üst kısmına yazın. Bunlar da kurtulmanız gerekenler, geride bırakacaklarınız yanınızda taşımamanız gerekenler. Kağıdınızın sağ tarafına müşterilerinizi yani sizi çekecek olanları koyun. Sol tarafına da başarılı çalışanlarınızı ekleyin. Bunlar da sizi hedefinize itecekler olacaktır. Bu kağıdınızı atmayın. Bir sene sonra bu kağıt eskimiş, dolmuş olacaktır. Zira bu süre içinde çok şey değişecek bu beyaz sayfa üzerinde. Değişikliklere bakın. Neleri değiştirmişsiniz. Başarınız bir yıl önce boş olan kağıdın eskimesidir. Değişikliklerin sayısıdır. Çalışmak bu değişikliklerin başarılmasıdır. Farklılığı yaratabilmiş olmaktır. Değişerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.