“Atı Alan Üsküdar’ı Geçti “ deyişini çok kullanırız. Yapmamız gerekeni zamanında yapamadığımızdan dolayı, içine düştüğümüz zor durumu anlatmak için kullanılır. Üsküdar’a geçenin başarısını kabullenmek anlamına da gelmektedir. Bugün sadece Üsküdar’ı geçen değil, aynı zamanda “Erken Kalkan Yol Alır” atasözünü de kullanacağım.   Depolama, TIR parklı, gümrük hizmetleri, konteyner stok alanı, antrepo, dağıtım merkezi gibi lojistik hizmetlerin farklı yerlerde yapılmasının verimsizliği, maliyeti, yavaşlığı bizleri bu hizmetlerin birleştirildiği modern tesisler yapmaya götürmekte. Avrupa’da 1970 yıllarında başlayan bu ileri görüş, ülkemizde de 2000’li yılların başında ortaya attığımız “Türkiye bir Lojistik Üs Olacaktır” mesajı ile birlikte konuşulmaya, düşünülmeye ve istenmeye başlandı. Lojistik üs olmak için verimli ve yüksek kapasiteli limanlara, çift yollara, demir yollarına, stoklama ve elleçleme tesislerine ihtiyacımız olacaktı.   Devlet limanlarımızı özelleştirmeye başlayarak bu adımı attık. Yollarımızı halen çift yola ”Duble Yollarla” çevirmekteyiz. Demiryollarımıza önem verdik, henüz birkaç tanesinin inşaatı başlamış bile olsa; 13-14 adet demiryolu intermodal aktarma istasyonu projesini takip ediyoruz. Geçen 8 sene içinde Mersin başta olmak üzere Tekirdağ, Edirne, İzmir, Gaziantep, Samsun, Trabzon, Kayseri, Bursa, Eskişehir illerimizde lojistik köyler, lojistik merkezler, lojistik üsler planlıyoruz.   Herkes planlama ile uğraşırken, güzel toplantılar yapılırken, nutuklar atılırken, yazılar, raporlar yazılırken “Erken Kalkanlar Yol Aldılar”. Uluslararası nakliye yapan Ankaralı bir grup iş adamı 2004 yılında bir araya gelip, kurdukları bir kooperatifle araçlarını park edebilecekleri, taşıdıkları malları depolayabilecekleri, gümrük hizmetlerini alabilecekleri, araç bakımlarını temin edecekleri bir tesisi kurmaya karar verdiler. Kooperatif daha sonra çok ortaklı bir anonim şirkete dönüştü. Projenin ilk etabı 2010 yılı başında tamamlandı ve Nisan 2010’da resmi açılışı yapılmak üzere çalışmaya başlandı. Üssü gördüm, gezdirildim. Tek kelime ile “Beğendim”. Avrupa’da, Amerika’da gezdiğim tesislerden daha modern inşa edilmiş, temiz, her türlü ihtiyacın düşünüldüğü bir işletme ile karşılaştım. Depolar kiralanmaya başlamış, restoranlar hazırlanmış, “Üç Öğün” yemek hizmetine başlamış. Gümrük idaresi, Ankara Ticaret odası, banka, ve sosyal birimler çalışmakta. Diğer şehirlerimizde benzer tesisleri kurmayı planlayan arkadaşlarıma, dostlarıma, tanıdıklarıma yavaş hareket etmekte olduklarını söylüyorum hep. Özel sektör girişimci ruhu ve serbest hızı ile 6 senede tamamladı bu projeyi. Üsküdar’a geçti. Tecrübe kazandılar. Artık diğer şehirlerimizin de hızlanmaları gerekiyor. Üsküdar’a geçiş sırasındaki tecrübeden, hatalardan, fırsatlardan yararlanmak zamanıdır. Birinci lojistik üssümüz kurulmuş artık. Bundan sonra yapmamız gereken birinci ve diğer lojistik köylerimizi kurmak, demiryolunun erişemediği noktalarda ikinci ve diğer lojistik üslerimizi oluşturmak. Bu köyleri ve üsleri destekleyecek demiryolu intermodal aktarma tesislerini devreye almak, liman hizmetlerini kolaylaştırmak, hızlandırmak ve ucuzlatmak olmalıdır. Duble yollar er veya geç tamamlanacaktır. Türkiye, bir lojistik üs olmak konusunda daha hızlı ilerlemelidir. Bu sistem daha fazla lojistik köy, daha fazla lojistik üs ve daha fazla intermodal terminal ile başarı kazanacaktır. Ticaret ve sanayi odalarını, öğrencileri, sektör derneklerinin üyelerini Ankara Lojistik Üssü’nü görmeye çağırıyorum. Vizyonları değişecektir.