
Selçuk Onur
Lojistik sektöründe dijital dönüşümün geleceği
2000’li yılların başından itibaren lojistik sektörü, dijitalleşme ve yüksek teknoloji ile çözüm üreten firmalar tarafından büyük bir dönüşüm sürecine girdi. Bu dönemde, sektördeki öncü firmalar arasında yer alan bir şirket, ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) ve TMS (Taşıma Yönetim Sistemi) çözümleriyle dikkatleri üzerine çekmiş, 2020’li yılları sürerken de, yaklaşık 100 çalışanıyla sektördeki konumunu güçlendirmişti. Özellikle lojistik alanında gerçekleştirdiği birçok ilk ve çarpıcı çözümle adından söz ettiren firma, sektördeki dijital dönüşümün en önemli temsilcilerinden biri olmayı başarmıştı.
Firma, araştırma–geliştirme (Ar-Ge) ve teknopark yapısını iki ayrı şirket üzerinden sürdürmüş ve bu yapıyı faaliyetlerine paralel olarak geliştirmişti. Ar-Ge firması, ürün geliştirme ve yenilikçi çözümler üzerinde çalışırken, teknopark firması da, satış ve anlaşmalarla ilgilenmişti. Ancak, sonraki dönemde bu iki firma arasında anlaşmazlıklar baş gösterdi. Ar-Ge firması bir ortak, teknopark firması ise diğer ortak tarafından yönetilmekteydi.
Bu anlaşmazlık, firma içindeki hizmet yapısını nasıl etkileyecek?
Teknopark firmasının piyasada yüzlerce firma ile yaptığı anlaşmalar ve sağladığı hizmetler göz önünde bulundurulduğunda, ortaklar arasındaki anlaşmazlık, teknopark firmasının ürün satışını ve hizmetlerini sağlama kapasitesini zor durumda bırakabilir. Yaşanan durum, yazılımları kullanan sektördeki birçok firma için ciddi bir belirsizlik oluşturabilir. Bu süreç, hizmetlerin sürekliliği, yazılım çözümlerinin güncellenmesi ve müşteri memnuniyeti gibi kritik alanlarda zorluklara yol açabilir. Hizmet kalitesinde düşüş, itibar kaybı, karar alma süreçlerinde aksama, müşteri ilişkilerinde bozulmanın sonucunda da firmanın finansal istikrarsızlık batağına düşmesine neden olabilir. Özetle, firma doğru kriz yönetimi yapamazsa gerek müşteri, gerekse personel kaybı kaçınılmaz olacaktır. Aldığımız duyumlar da, transfer görüşmelerinin şimdiden başladığı yönünde.
Teknopark firmasının mevcut anlaşmalarını ve hizmetlerini sürdürebilmesi için yeni bir strateji geliştirmesi gerekecek. Ayrıca, lojistik sektörü dijitalleşmeye yönelik yatırımlarını tamgaz sürdürürken, böyle bir içsel kriz, sektördeki firmaların dijital dönüşüm süreçlerini yeniden gözden geçirmelerine ve yeni iş ortaklıkları kurmalarına yol açabilir.
Sonuç olarak, lojistik sektöründe dijital dönüşümün öncüsü olan firmaların 2025 yılında karşılaşacağı bu zorluklar, sadece teknik ve operasyonel değil, aynı zamanda stratejik anlamda da büyük değişikliklere neden olabilir. Bu durumun sektördeki tüm oyuncuları nasıl etkileyeceğini ise zaman gösterecek. Ancak bizim dileğimiz, lojistik sektörüne inovatif yazılımlarla ivme kazandıran güzide kuruluşumuzda, bir an önce suların durulmasıdır.
Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.