İlhan Karaçay
Avrupa’nın en zengin ikinci ülkesi olan Hollanda’da ‘fakirlik’ sesleri şaşırtıyor
İlhan KARAÇAY’ın analizi:
Sokaklarda ve kafelerde esrar satışı, kürtaj yasağı için ‘kendi göbeğimin sahibi benim’ (abortus) protestosu, kendi ölümüne karar hakkı (ötanazi), sübyancılığın serbest bırakılması (pedofili) ve eşcinsel evliliği (LGBTİ) gibi konularda ‘dünya demokrasi birincisi’ olan Hollanda’da, şimdi de, zenginliğe rağmen fakirlikle mücadele şekli, şaka gibi geliyor. Hollanda halkının çoğunun da, kendileri için var olan sübvansiyon olanaklarından haberleri olmadığı belirtiliyor.
Kürtaj konusunu 40 yıl önce dile getiren Hollandalı kadınlar, ‘Kendi göbeğimin sahibi benim’ derken, uyuşturucular da sokaklarda cirit atıyordu.
Dünyanın sayılı zengin ülkelerinden biri ve Avrupa’nın iki zengin ülkesinden biri olan Hollanda’da, açlıkla mücadele sesleri 2024 bütçesine de girdi. Zira, Hollanda’nın düşük hükümeti, Kral Willem Alexander tarafından okunan ve Başbakan Yardımcısı Sigride Kaag tarafından meclise sunulan 2024 bütçesinde, fakirliğe uzanışı önlemek için 2 milyar euro ayrıldı.
Kral Willem Alexander ve Kraliçe Maxima’yı taşıyan şaşaalı fayton arabası halk tarafından selamlandı. Kral, bütçeyi okudu.
Geçtiğimiz salı günü, Hollanda’da her yıl, eylül ayının üçüncü salı günü tekrarlanan ‘Prensçik Günü’ yaşandı. Bu günde, Kraliyet ailesi şaşaalı fayton arabalarıyla meclise giderler. Ülkenin dört bir yanından sabahın erken saatlerinde sokaklara dökülen Hollanda halkı, Lahey’de Kraliyet ailesini selamlamak için saatlerce beklerler. Daha önceleri Kraliçeler, şimdi de Kral, bayanların şapka giydikleri salonda, hükümet tarafından düzenlenen yeni bütçeyi okur.
Büyük bir şölen içinde geçen günün sonunda aynı bütçe meclise sunulur ve ikinci gün de mecliste tartışılır.
Başbakan Yardımcısı Sigrid Kaag, Kral Willem Alexander’den aldığı bütçeyi meclise taşıdı.
Salı günü meclise sunulan bütçenin detaylarına girmeyeceğim. Ama ilginç olan noktalar üzerinde duracağım. Geçen yıl, eylül ayında açıklanan hükümet bütçesi 395 milyar iken, önümüzdeki yıl için öngörülen bütçe yaklaşık 430 milyar euro. Önümüzdeki kasım ayında yapılacak seçimlerle görevi sona erecek kabinenin hazırladığı bütçe tasarısına göre, gelecek yıl bireylerin satın alma gücü ortalama yüzde 1,8 artıyor.
Geçici hükümet, açıkladığı 2024 mali planında, bakım, iklim, tarım ve mülteciler konusunda bir hayli zorlanmış. Dikkat çeken bazı önlemler arasında, sağlık sigortası primlerinin yükselmesi, kalkınma işbirliği bütçesinde kısıtlama, mülteci yardımlarına daha fazla bütçe, vergi sisteminde düzenleme, sağlık ve kira yardımlarında artış, çalışanlara teşvik, satın alma gücünde ve çocuk yardımlarında artış yer almakta.
Hükümetin sunduğu bütçeye göre, harcamaların önümüzdeki yıl 430 milyar euroyu bulacağı, buna karşı gelirlerin 403 milyar euro olacağı öngörülüyor. Bu durumda, bütçe açığı Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 2,9’u olarak gerçekleşecek. 2024’te devlet borcu GSYİH’nın yüzde 47,3’üne ulaşacak.
Hükümet, göç ve sığınmacılar için 4 milyar euro bütçe ayırdı. Ayrılan bu bütçeyle, sığınmacıların girişine daha fazla hakim olmayı, ülkeden ayrılmalarını hızlandırmayı ve ülke içindeki durumlarını iyileştirme hedefleniyor. Ayrıca, Ukrayna’dan gelen mültecilerin bakımı için 3,2 milyar euro ayrıldı.
Avrupa’nın ikinci zengin ülkesi Hollanda’da fakirlikten kurtulmanın yolları aranıyor.
2024 yılı mali bütçe planında, yoksullukla mücadele dikkat çekiyor. Görünmeyen, gizli yoksulluğu azaltmak için hükümet 2 milyar euro ek kaynak ayırmış. Merkezi İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, Hollanda’da yüzde 4,8 oranında yoksulluk var. Örneğin Den Haag’da 44 binden fazla aile yoksulluk sınırında yaşıyor.
Konuşulanlara, yazılanlara ve bütçe planına bakıldığı zaman, Hollanda’daki tablo çok kara görülüyor. Devlet’in, emeklilik ödeneği, çocuk parası, ekstra çocuk ödeneği, kira yardımı, sağlık sigortası yardımı, tatil ödeneği, avukatlık yardımı ve öğrenci ödenekleri bonkörlüğüne rağmen, bu eleştiriler bana şakaymış gibi geliyor.
Aslında refah içinde yaşayan Hollandalılar içinde fakirlerin de sorunları dile getiriliyor
Biraz açayım isterseniz:
*Hollanda devleti, ülkesinde resmi olarak kayıtlı yaşayan, Hollandalı olsun veya olmasın herkese emekli ödeneği vermektedir. 15 Yaşından 65 yaşına kadar Hollanda’da 50 yıl yaşamış olan her birey emeklilik (AOW) ödeneği alır. 50 yıldan daha az kalmış olanlar, kalınan yıla göre bir meblağ alırlar. 50 yıllık meblağ, çiftler için 950’şer eurodur. Yalnız yaşayan için ise asgari ücret olan 1600 eurodur.
*Hollanda’da çocuk ödeneği vardır. Her üç ayda bir 5 yaşına kadar çocuklara 261,70 euro, 6-11 yaş arası çocuklara 317,77 euro ve 12-17 yaş arası çocuklara da 373,85 euro ödenek verilir. Bu duruma göre 5-6 çocuklu aileler, her üç ayda bir 2000 euro kadar çocuk ödeneği alırlar.
* Sağlık veya eğitim nedeniyle kendi evlerinde ikamet edemeyen çocuklar için de, Çocuğa Bağlı Bütçe kasasından 750 veya 883 euro ödenir. Bunun için 1,1 milyar euroluk bütçe ayrılmıştır.
*Hollanda’da asgari ücret alan herkese kira yardımı yapılır. Onümüzdeki yılın kira yardımı ayda 416 eurodur.
*Hollanda’da sağlık sigortası için çocuklar hariç 150 euro kadar prim ödenir. Devlet, asgari ücret alanlara bu primin hemen hemen tamamını her ay öder.
*Hollanda’da maaş veya ödenek alanların hepsine, yıllık gelirlerinin yüzde 8’i tatil parası olarak ödenir.
*Hollanda’da, avukata ihtiyacı olanların masrafları devlet tarafından karşılanır. Bunun için yıllık 31.340,00 eurodan fazla kazanılmaması lâzım.
*Bir de öğrenci ödenekleri var ki, Türkiye’dekilerle kıyaslanması tam bir hayaldir. Hollanda’daki öğrenciler, başarılı oldukları takdirde geri ödemesiz ödenek aldıkları gibi, tren ve otobüslerde de bedava seyahat yapabiliyorlar.
Önümüzdeki yılda öğrencilere okullarda ücretsiz yemek veya kahvaltı verilmeye devam edilecek. Hükümet bu program için 166 milyon euro bütçe ayırdı.
İşte, yukarıda okuduğunuz tüm bokörlüklere rağmen, Hollanda’da hâlâ fakirlik çekenler varsa, bu işte bir bit yeniği var demektir. Tıpkı evsiz oldukları için sokaklarda yatan şarlatanlar gibi…
EVSİZ SOKAKÇILAR
Bir de sokakta yatanlar hikâyesi var.
Son olarak yapılan araştırmalarda, sokakta yatanların, gelir darlığından değil, kendi istek ve hataları yüzünden bu duruma düştükleri anlaşıldı. Ya tembellik, ya da müptelalık bu kişileri sokaklara mahkûm ediyor.
Bu konuda bir başka ilginç iddia da var. Bir araştırma bürosu, sokakta yatanların bir bölümünün, ‘zevk ve araştırma’ peşinde olduklarını iddia etti. Varlıklı olan bazı kişiler (ki sayılarının fazla olduğu da iddia ediliyor) sırf ‘nasıl oluyormuş’un cevabını almak için sokaklarda yatıyormuş. Bazı varlıklılar da, çeşitli nedenler yüzünden hayata küstükleri için sokaklarda yatıyorlarmış
Eeee işte, gelişmiş olmak ile gelişmemiş olmak arasındaki fark da bu olmalıdır.
Hollanda devleti bana, Hollanda’da kaldığım 38 yıl için (25 yaşımda Hollanda’ya geldim, 10 yıl eksiğim var. Daha sonra 2 yıl Türkiye’de kaldım. 50 yıldan 12 yıl çıkarılınca 38 yıl kalıyor.) her ay 770 euro ödenek alıyorum. Hollanda’da doğmuş olan Hollandalı eşim de, Türkiye’de 2 yıl kaldığı için 48 yıllık emeklilik hak ediyor ve 940 euro ödenek alıyor. Evimiz kendi mülkümüz olduğu halde devlet bana sağlık sigortası primi için her ay 265 euro ödenek veriyor. Avukata ihtiyacım olursa, devet bunu da karşılayacak. Tabii ki, gelirimizizn yüzde 8’ini de tatil parası olarak alıyoruz.
Böylesi bir Hollanda’dan fakirlik seslerinin çıkması gerçekten çok şaşırtıcı değil mi?
Bu yazı toplam 1125 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.