Yıllardır nakliye sektöründe yaşanan iki başlılık, geçen yıl Ramazan ayında verilen ortak bir iftarla sonlanmıştı. UND ve RODER’in tek çatı altında birleşmesinin miladı sayılan o iftar yemeğinin aynısını bu yıl da yiyeceğimize inanıyorum. Farklı olarak bu kez, muhataplar yük değil insan taşıyor. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) ve Tüm Otobüsçüler Federasyonu (TOF) aynı işi yapan, aynı sorunları paylaşan iki sektörel sivil toplum örgütü.  Birleşmeyle ilgili en somut sözleri sektörel basınla tanışma toplantısı yapan TOFED’in yeni Başkanı Mehmet Erdoğan söyledi: “TOF’daki arkadaşlarımız da, bizim ortağımız ya da üyemiz. Dolayısıyla, şu anda ayrı gibi görünsek de, aynı hedeflere yürüyor, aynı sorunlarla boğuşuyoruz. Ramazanların birleştirici özelliğinden yararlanıp, birleşme yolunda adımlar atılacağına inanıyorum. Birlikte hareket etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.” TOF Başkanı Mustafa Yıldırım’ın da, Sayın Erdoğan’dan farklı düşündüğünü sanmıyorum. Çünkü, ortak menfaatler olsa da, özellikle hükümetten bir talepleri olduğunda ‘siz böyle diyorsunuz ama, diğerleri de böyle diyor’ sözünü defalarca duyup, taleplerin çözümsüzlük kuyusuna atıldığına defalarca şahit olmuşlardır. IPRU onurunu birlikte yaşamalılar TOFED’in bir süre önce gündeme getirdiği prestijli bir projesi var: Uluslararası Karayolu Taşımacıları Birliği. Kuruluş çalışmaları başlatılan Uluslararası Karayolu Yolcu Taşımacılığı Birliği ile sektörün sorunlarına odaklanmanın yanı sıra, ülkeler arasında ekonomik ve teknik işbirliği hedefleniyor. Birliğe, bölge ülkelerinin de katılımı sağlanacak. Yani, Türklerin kurduğu ama Avrupalıların üye olabileceği bir meslek kuruluşu geliyor. BM kanunlarına göre 7 ülkenin ulaştırma bakanlıkları ve sivil toplum örgütlerinin böyle bir oluşum için bir araya gelmesi gerekiyor. Şu anda 8 ülke bu projeye destek vermiş.  IPRU Projesiyle yeni pazarlar yaratılması amaçlanıyor. İşte bu önemli adımın atılacağı şu günlerde Türkiye’nin iki başlı bir görüntü vermesinin doğru olmayacağını düşünüyorum. En az IRU kadar ağırlığı olan bir örgütün kurucusu konumundaki Türkiye, böyle bir birleşme sonrası çok daha güçlü görünecektir. Geçen yıl olduğu gibi bu Ramazan’da da akl-ı Selim’in kazanacağını umuyorum. Saygılarımla.