Dünyada ilk defa geçtiğimiz aralık ayı sonunda Çin’in Hubei bölgesinin başkenti Vuhan/Wuhan şehrinde görülen ve sonrasında hızla yeryüzü genelinde Antarktika hariç tüm anakaralara ve Türkiye dahil 120'yi aşkın ülkeye yayılan yeni nesil bir koronavirüsün [COVID-19] yol açtığı ölümcül nitelikteki bir solunum yolu hastalığı şu ana dek Avrupa’da en fazla İtalya’yı olumsuz şekilde etkiledi. Ülkede ocak ayı bitimine doğru kendini aniden belli eden söz konusu bulaşıcı hastalık nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı bugün itibarıyla 3000 rakamına ulaşmak üzere [Çin’den sonra hastalığın en fazla can aldığı ülke İtalya’dır]. Bu ürkütücü acil durum karşısında İtalyan hükümetinin özellikle büyük kentlerde haftalardır uyguladığı ciddi “izolasyon/sosyal uzaklaştırma” önlemleri de, ülkedeki ilgili bölgelerin âdeta insansızlaşmasıyla sonuçlandı.

Bu bölgelerden biri olan, “Adriyatiğin Kraliçesi” lakaplı, turizm gözdesi Venedik bir tür hayalet şehre dönüşürken, doğal hayata ilişkin hiç umulmadık hoş değişimlere de tanıklık etti. Uzun süredir aşırı turizme maruz kalmaktan yakınan kentin yeni görüntüsü COVID-19 salgınının patlak vermesiyle ilginç bir hal aldı. Örneğin, komün olarak tüm nüfusu 300.000’i bile bulmayan ancak yılda 30 milyona yakın turisti kendine çeken, birbirinden kanallarla ayrılmış ve birbirine köprülerle bağlanmış, irili ufaklı 118 adanın üzerine kurulu bu efsane deniz ve liman şehrinin kanallarındaki su, insansızlıktan ötürü bilinen kronik kirliliğinden arınıp, belirgin biçimde berraklaştı. Bunun sonucu olarak da, kentin kanalları farklı cinste küçük balıkları, yunusları ve hatta kuğuları ağırlamaya başladı. Gerek Venedik sakinleri gerekse de dünyanın dört bir yanından Venedik uzmanları bu harika sürprizi şehirde son haftalarda gondol, vaporetto ve diğer su taşıtları trafiğinin neredeyse durma noktasına gelmesine bağlıyorlar. Kanallara seneler sonra geri dönen duruluk ve doğal yaşam görüntülerinin etkileyici fotoğrafları sosyal medyada yoğun ilgi odağı oldu.

Venedik’te aynı zamanda koronavirüs salgını yüzünden azalan trafik sebebiyle hava kalitesinde de göze çarpan ölçüde bir iyileşme yaşandı. Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) uyduları sayesinde saptanan fotoğraf ve videolar şehirdeki hava kirliliğinde yadsınamayacak derecede bir düşüş yaşandığını gözler önüne sermekte. Burada yeri gelmişken, şubat 2019'da Avrupa Parlamentosu tarafından yayımlanan bir raporun, Venedik'te hem hava hem de su kirliliği düzeyinin "kaygı verici" boyutlara ulaştığını ortaya koyduğunu belirtmekte fayda var.

COVID-19 pandemisinin başlangıcından önce İtalya, aşırı turizm dolayısıyla Venedik’te çoğu hâlâ geçerli olan önemli kısıtlamalar paketini yürürlüğe koymuştu. Söz konusu pakete göre örneğin, Venedik bu yıl temmuz ayından itibaren tüm turistlere düşük sezonda 3 euro ve yüksek sezonda 10 euro kente giriş vergisi uygulayacak. Bütün bu gelişmeler açıkçası hâlâ bir tür özel karantina altındaki şehirde başta gondolcular olmak üzere, yiyecek-içecek ve konaklama endüstrisi çalışanlarıyla küçük esnafı pek fazla ilgilendirmiyor. Onlar doğallıkla sevgili kentleri ve ülkelerinden dişli ve öldürücü COVID-19 virüsünün ebediyen ayrılıp, yakın geçmişte biraz sızlandıkları ama şimdi müthiş özledikleri yoğun turist kalabalığının yeniden geri dönüş yapacağı zamanları morallerini yüksek tutarak umutla bekliyorlar.

Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.