Diyarbakır, sadece terörle anılmayı hak etmiyor

Tarihi M.Ö 3000. yıllara dayanan ve kucağında 32 medeniyeti  barındırmış bir kent Diyarbakır.  Sokaklarında Ermenice’den Kürtçe’ye; Türkçe’den Arapça’ya bütün dillerin konuşulduğuna şahit olabilirsiniz. Geçtiğimiz günlerde bu güzel yurt köşesine yolumuz düştü. Bizi ağırlayan Diyarbakırlı dostlarımızın ortak talebi, şehirlerinin yalnızca terörle anılmasını önlemek için kendilerine yardım etmemizdi. Biz de, dilimizin döndüğünce bu görevi ifa edeceğiz. ZİYA GÖKALP, CAHİT SITKI TARANCI, AHMET ARİF O TOPRAKLARDA DOĞDU Dikkatimizi çeken en önemli nokta, Diyarbakırlıların okumayı çok sevmesiydi. Gezdiğimiz yerlerin birçoğunda okuma köşeleri ayrılmış, hele şehrin en meşhur kahvaltıcısı Mustafa Usta’nın bulunduğu Hasan Paşa Hanı’nın altı dev bir okuma salonuna dönüştürülmüştü. Cahit Sıtkı Tarancı ve Ahmet Arif’in yaşadığı evler müzeye dönüştürülmüş ve oralarda da yine kitap okunacak bölümler oluşturulmuştu. Türkçülük akımının önderi Ziya Gökalp’in bugün Kürtçülüğüyle simgeleştirilmeye çalışılan Diyarbakır’da doğduğunu biliyor muydunuz? BAKİRLİĞİ BOZULMAMIŞ OTANTİK İMALATLAR Diyarbakır’ın kendine has sokakları var. Daracık sokaklarda bakır ve telkâri işçiliği yapılıyor. Bakırcılar Çarşısı`nda bir zamanlar Ermeni, Süryani ve Kürt ustaların çekiçlerinin birinin inip birinin kalktığı, zanaatın sanata dönüştürüldüğü, bakırın usta ellerde hayat bulduğu bakır işlemeciliği, yok olmayla yüz yüze. 1980 yılına kadar 200 bakır ustasının bulunduğu Diyarbakır`ın Sur İlçesi`ndeki Bakırcılar Çarşısı`nda günümüzde bakırcılık yapan sadece 3 işyeri kalmış. GAZİ KÖŞKÜ’NDE EYVANINA VARDIK Gazi veya Seman Köşkü de denilen mekan ile Diyarbakır’daki ilk günümüzdeki akşam yemeğinde tanıştık. Yörenin tatlarının yanı sıra, başka bir yerde daha kesinlikle yiyemeyeceğimiz söylenen Selçuklular’dan kalan muhteşem bir lezzetle tanıştık. Yemeğin ardından ise evcil güvercin, kuş ve tavukların arasından Eyvan denilen eğlence türünü keşfetmek için üst salona geçtik. Herkesin içeri girerken ayakkabılarını çıkardığı mekan otantik bir şekilde dizayn edilmişti. Bağdaş kurarak minderlere çöktük.  Semaverlerde çaylar geldi. Nargile isteyenler nargilelerini fokurdatarak yörenin sempatik ve bülbül sesli şarkıcısı Ali Aktaş’ı dinlemeye koyuldu. Bir anda dil, din, ırk, cinsiyet unutulmuş metrelerce uzayan halayda biz de yerimizi almıştık. GİZLİ BİR ALKOL YASAĞI MI VAR? Diyarbakır’da yemek yediğimiz iki mekan da, inanılmaz güzel ve moderndi. Ancak, iki mekanın da ortak özelliği içki bulundurmamalarıydı. Başka şehirlerde sıkça rastladığımız birahanelere de rastlayamadık. Hatta, Gazi Köşkü’ne giderken şehir dışında birbiri ardına sıralanan tekel bayileri oldukça ilgimizi çekti. Sanki şehirden tecrit gibiydiler. Geçtiğimiz günlerde yapılan Kutlu Doğum Haftası, çevre illerden de gelen büyük bir katılımla gerçekleştirilmiş. AK Parti, Diyarbakır başta olmak üzere Doğu Anadolu’yu çok istiyor. Acaba, BDP’nin mevcut yönetimi, ‘bizi zayıf noktamız olan dinden vurmasınlar diye kraldan çok kralcılık mı yapıyor’ diye düşünmeden edemiyoruz. NECİP TÜRK BASINI, DİYARBAKIR’I YALNIZCA BAĞLAR’DAN İBARET SANIYOR Şehrin iki yüzü var: Birincisi kesinlikle Diyarbakır’ın büyük bölümü açlıkla boğuşmuyor. Çevrede uzun boylu bina sayısı oldukça fazla. Yollarda da İstanbul caddelerini aratmayacak kalitede araçlar görebilirsiniz. Birçok banka var. Ama İstanbul’dakinden farklı olarak mesai saatleri dışında kepenkle kapatılmış. İkinci yüzünde ise şehrin bir başka gerçeği var.  Diyarbakır terör yüzünden aldığı aşırı göç nedeniyle büyük sorunlar yaşıyor. Sur içindeki eski kent ve modern binalardan oluşan Yenişehir’e göre gecekondu bölgesi Bağlar Semti’nde sorunlar daha ağır. Bu semtte çok çocuklu işsiz aileler, geçim sıkıntısıyla kıvranıyor. Alt yapının yetersiz kaldığı, kanalizasyonun yer yer açıkta aktığı Bağlar Beldesi’nde çaresiz insanlar ekmeği ya kuyrukta ya da toplanmayan çöp bidonlarında arıyor. Valillik verilerine göre nüfus 400 bine ulaşmış. Nüfusun yüzde 47’si ise 15 yaşın altında. Ama bölgede sadece 7 lise ve 30 ilköğretim okulu bulunuyor. Taş atan çocuklar da, işte bu çocuklar. Devletin Bağlar’ı terör nedeniyle kadro dışı bırakması, sorunu çözmüyor aksine derinleştiriyor. Sözün özü Diyarbakır, tarihle tanışmak isteyenleri bağrına bekliyor. Hem de dünyadaki birçok şehirden daha güvenli olan kollarını açarak. [gallery columns="2"]

Bu yazı toplam 2208 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.