En iyi lojistikçiden, lojistik dersleri...

Atatürk, sadece çok iyi asker,strateji ve  taktik uzmanı, teşkilatçı veya devlet adamı değildir. Atatürk, iyi bir lojistik uzmanıdır. Askerlik hayatı süresince ve sonrasında lojistik yönetimi  ile ilgili planlamalar ve uygulamalar yapmış hatta ölümünden 54 gün önce hasta yatağında dahi lojistik ile ilgili konularda bilgiler almıştır. 1’inci Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin ulaşım alt yapısı yok denilecek durumdadır. Nehir nakliyatı dahi kelekler (tulum şeklindeki derilerin şişirilerek bağlanması ile elde edilen nehir nakliye aracı) ile yapılmıştır. Cepheye giden kuvvetlerin  % 10’u nakliye sırasında kayıplar vermiş ve bitkin düşmüştür. XIII. Türk Kolordusu Kumandanı Ali İhsan Paşa, 16.07.1916 tarihli telgrafında “ Bugün kıtaatım açtır… arz ederim.”demiştir. Alman Dışişleri Bakanlığı Arşivi’ndeki 10.12.1921 tarihli raporda “Türk Ordusu, yorgun, silah ve ikmalleri iyi değil” diye yazılıdır. Sakarya Muharebesi ve Büyük Taarruz’un başladığı 26 Ağustos 1922’e kadar geçen bir yıl süresince yapılan hazırlıklar ile ordu mevcudiyeti  186.000 askere (Mondros sonrası 60.000 ve Sakarya Savaşı 92.600) ulaşarak gerekli malzemeler fazlasıyla sağlanmış ve Ordu, 400 km’yi 15 günde kat ederek 9 Eylül’de İzmir’e girmiştir.  Trikopis “Erzak bitmiş ve cephane noksanı hissediliyordu. Hiçbir telsiz çalışmıyordu.” diyerek 30 Ağustos Savaşı’nı anlatıyordu. Mehmetçik ise tulum peyniri, ekmek ve kavundan oluşan yemeğini yemişti. Sakarya savaşından sonra kuru fasulye, pilav ve hoşaftan oluşan zafer yemeği vardı. Kurtuluş Savaşı ve Büyük Taarruz dahice planlanmış, her türlü olasılık göz önünde tutulmuş ve büyük bir sabırla dantel gibi işlenmiştir. Doğu’dan Batı Cephesi’ne uzanan yollarda kağnı ordusu oluşturulmuştu. İsmail Habip “...askerlerini vagonlarla, biz çarıklarla sevk ediyorduk, mühimmatlarını kamyonlarla getiriyor, biz kadınlarımızın sırtında taşıyorduk… yenilmek onlara, yenmek bize düştü.” diyerek Kurtuluş Savaşı’nı anlatır. Falih Rıfkı Atay’ın yazdığı gibi “Türkler dirilmiyor, yaşadıklarını ispat ediyordu”. Milletçe gösterilen fedakârlıklar ve etkili lider yöneticilik sayesinde yoktan denebilecek bir lojistik destek mekanizması yaratılmış ve  Atatürk, önemli lojistik dersler vermiştir. Doğru lokasyonun ve yerin seçilmesi Lojistik operasyonların yapılacağı tesislerin ve hareket bölgelerinin seçimi ve yeri, lojistiğin başarılı olması için çok önemlidir. Sadece coğrafi değil bir çok kriterde göz önünde tutulmalıdır. Atatürk; coğrafik yapı, ordunun ve süvari birliklerinin gizli hareket edebilmesi, topçu bataryalarının yerleşimi, lojistik kolaylık (cephe ikmal için tren hatlarının varlığı) ve sıklet merkezi kriterlerine göre muharebelerinin yerini önceden doğru tespit ederek (Batı Cephesi ve Büyük Taaruz için de Afyon – Dumplupınar bölgesi) askeri ve lojistik planlarını buna göre yapmıştır. Atatürk, Türk milletinin yetenek ve olanaklarını bu bölgeye toplayarak lojistik önemler ile cepheye malzeme akışını desteklemiştir. Atatürk, Batı Anadolu’daki savaşa en uygun lojistik nokta olması ve mevcut demiryollarının kesişim yeri olması nedeniyle de Ankara’yı yönetim ve ana ikmal merkezi seçmiştir. İnebolu’ya deniz yolu ile getirilen malzemeler daha sonra kağnı, at arabası ve sınırlı sayıdaki kamyonlar ile Ankara’ya aktarılmıştır. İç  Anadolu’dan Yahşi Han’a (Kırıkkale) kağnı ile getirilen malzemeler de demiryolu ile Ankara’ya sevk edilmiştir. Ankara’da gerekli tasnif ve kontrollerden sonra malzemeler cepheye sevk için Malı Köy ve Polatlı’ya gönderilmiştir. Demiryolu olmasaydı Ankara’dan cepheye her gün 250 ton yiyecek ve 325 ton cephanenin sevki zor olabilirdi. Atatürk, Büyük Taarruz öncesi, Albay Behiç Erkin’e “Polatlı-Eskişehir hattının en kısa sürede onarılması” emrini verir. 10.10.1921’de yapılan SAD Taaruz Planı ise demiryolundan uzaklaşma riski nedeniyle iptal edilmiştir. Inbound ve outbound Lojistiğin iyi yapılması; Üretim öncesi tedarik edilen ham madde, mamul ve yarı mamullerin, üretime doğru şekilde teslim edilmesinde ve ürünlerin müşteriye sunulmasında, lojistik hareketler çok önemlidir. Milli Mücadelenin zafer kazanması için mutlaka kesintisiz cephane ve lojistik ikmali gerekliydi. Atatürk; lojistik operasyonların başarılı yapılması için çalışmaları planlamış, organize etmiş ve direktifleri vermiştir. Anadolu’da işgal altında olmayan, Rum çetelerinin saldırmadığı tek yer  ve Ana İkmal Merkezi Ankara için denize en yakın ve en güvenli yer, Batı Karadeniz’deki İnebolu limanıdır. İnebolu-Ankara hattı, Millî Mücadele’nin en hayati yolu haline gelmiştir. İnebolu’da 1920’de “Yükleme – Boşaltma Kumandası kurulmuş ve İnebolu – Ankara hattında konaklamak ve güvenlik için han ve karakollar Millî Mücadele sırasında yapılmıştır. Berlier kamyonlar ile ilk Motorlu Ulaştırma Kolu kurulmuştur. Yol ve köprülerin bakım ve onarımı için Kastamonu ve Çankırı’da “amele taburu” oluşturulmuştur. Kağnılar 100-140 kg. yük ile İnebolu’dan Ankara’ya 11 günde ulaşabiliyordu. Kış şartları, eşkıya baskınları, Ilgaz, Küre, Ecevit yokuşları ve Çankırı’nın Dümbelek düzlüğü ciddi engellerdi. ikmal “İmece” usulüyle gerçekleşiyordu. Şeydiler, Devrekani ve Çankırı’da verilen moladan sonra konvoy, diğer sürücü  veya kağnı ile devam etmişlerdir. Tekâlif-i  Milliye ile toplama merkezlerine teslim edilen malzemeler stok merkezlerine ve cepheye kadar nasıl ve hangi vasıta ile taşınacaktır?  Atatürk, Osmanlı’nın menzil teşkilatları uygulamasını Batı Cephesi ve  İç Anadolu’ya kadar uzanacak şekilde yeniden (Dinar, Akşehir, Emirdağ ve Konya Menzil Müfettişliği teşkilatları Ankara Sevkıyat ve Nakliyat Umum Müdürlüğü) düzenletmiş ve mekkâre (yük hayvanı) kollarını kurdurmuştur. Menzil Teşkilatı, 9 Eylül 1922’ye kadar çalışmıştır. Ayrıca; Erzurumlu Nafiz Bey’in (Nafiz Kotan, 1885 -  1946) armağan ettiği üç uçak gibi önemli bağışlar da olmuştu. Planlama Lojistik Yönetimi’nin ilk adımı planlamadır. Atatürk, 19.05.1919’da Samsun’a çıkmasını takiben Kurtuluş Savaşı’nın taktiğini ve lojistik hareketleri planlamıştı. Atatürk Nutuk’ta şöyle der “Ankara’da bulunduğum süre içinde yalnız ordunun insan ve taşıt bakımından yiyecek ve giyeceğinin nasıl temin edileceği ile ilgili tedbirleri almak ve düzenlemeler yapmakla uğraştım.”  Bu düzenlemeler ve tedbirler neler olabilirdi? kısa sürede uygulanabilecek mali tedbir nedir? Atatürk, ordunun gerek duyacağı malzemeleri ve hizmetleri (bakım ve onarım) halktan tedarik etmek için 10 emirden oluşan Tekalif-i Milliye (Milli Yükümlük) Emirleri’ni  7 Ağustos 1921’de T.B.M.M Reisi ve Başkumandan Mustafa Kemal imzası ile yayınlamıştır. Dünya tarihinde ilk kez, halkın da katıldığı topyekûn savaş yaratılmıştır. Halk, sahip olduğu malzemelerin % 40’ını bedeli savaştan sonra ödenmek üzere 11.8.1921’den itibaren Komisyonlara teslim etmeye başlamıştır. Bu emirlerin 5 ve 10’uncu maddeleri;  ulaştırma araçlarının ve hayvanlarının temini ve taşımaların yine halk (ücretsiz ve ayda bir 100 km) tarafından  yapılmasıdır. Halkın elindeki ulaşım araçlarının % 20’si için Hükümetin borcu 3.324.596 liraydı. Askeri malzemelerin üretimi ve onarımı için gerekli askeri fabrikalar (Erzurum, Eskişehir, Keskin , Ankara , Kayseri ve Konya) Atatürk’ün Anadolu’ya geçmesinden sonra onun emirleri ile kurulmuştur. Osmanlı’da nalbant ustaları Rum ve Ermenilerdi. Onlardan yararlanmak mümkün değildi. Diğer nalbantlar ise atları ve diğer hayvanları sakatlıyordu. Atatürk, Konya’da Askeri Nalbantlık Okulu kurdurdu. Atatürk, T.B.M.M direktiflerine göre hareket edecek İstanbul’da gizli kuruluşların (Karakol ve Geçit Teşkilatları) oluşturulmasını emretmiştir. Bunlar, askeri malzemelerin Anadolu’ya naklini de sağlamıştır. Türk Ordusunda, çeşitli piyade tüfeği ve farklı fişekleri vardı. Bu durum fişek ikmalini güçleştirdiği için Sakarya Muharebesi’nden sonrasında her birlikte aynı cins tüfeğin olmasını sağlanmıştır Karadeniz’den malzeme ikmalini kontrol ve koordine etmek için birkaç deniz birliği ve yerel teknelerden oluşan “Umur-u Bahriye Müdürlüğü” 10.07. 1920’de kurulmuştur.Eğridir Gölü Bahriye Müfrezesi de Antalya’ya gelen malzemenin Denizli’den Batı Cephesi’ne sevkini sağlamıştır. Bilgi ve Bilgi Akışının Önemi Lojistik Yönetimi tanımında geçen önemli unsurlardan birisi de bilgi ve bilgi akışının sağlanmasıdır. Büyük Taaruz’da bilgi akışının sağlanması için alaydan itibaren yukarıya doğru asker mevcudiyetine göre muhabere ekipmanları dağıtılmıştır. Atatürk, düzenli istihbarat sağlanması için Binbaşı Şükrü Âli Bey’i görevlendirmiştir. Atatürk’ün emri ile kurulan İstanbul’daki gizli teşkilatlar, istihbaratı Ankara’ya göndermiştir. Lider Yönetici Lojistik operasyonların başarısı Lider Yöneticinin varlığına ve ekibinin başarısına bağlıdır. Yönetici, işleri doğru yaparken Lider, doğru işi yapar. Lider Yönetici ise doğru işi doğru yapar. Atatürk, Lider Yöneticidir. Atatürk;  her kademedeki askeri birliği yönetmiş, savaş sanatının bütün inceliklerini uygulamış ve lojistiği iyi yöneterek başarılar kazanmıştır.Atatürk sadece direktif vermemiş aynı zamanda sahada fiilen uygulamalar gerçekleştirmiştir. Celal Erikan “Komutan Atatürk” kitabında “Atatürk geri işlerinin (lojistik aktiviteler) gereğini çok iyi algılamıştır. 1911’de Derne’de, 1915’de Çanakkale’de, 1916’da Doğu cephesinde ve Başkumandanlık görevinde önce geri işleri planlamış ve uygulamıştır.” diye yazmaktadır. Ordu ve millette Atatürk’ün ne yaparsa, doğru olduğu görüşü yerleşmiş olmasına karşın güçlü bir ekip (Mareşal Fevzi Çakmak, Korgeneral İsmet İnönü ve genç ama savaş tecrübesi olan diğer subaylar) ile çalışmıştır. Atatürk cephede askerleri ile birlikteyken Hacı Anesti, ordusunu İzmir’den yönetmektedir. Hacı Anesti’nin emirleri  birliklere ulaşıncaya kadar taktik durum değişmekte ve emirleri de anlamsız kalmaktadır. Atatürk’ün bizzat cephede olması hem askerin moralin artırmış hem de emirlerin çok daha çabuk iletilmesi ve uygulanması sağlanmıştır. Atatürk 18.07.1921’de “Kütahya-Eskişehir muharebelerinden sonra  ordunun Sakarya’nın 100 km doğusuna çekilerek Eskişehir’in kuzey ve güneyinde toplanmasını ve düşman ordusuyla büyük bir açıklık bırakılması” emrini verir. Böylece; Yunanlılar da  İzmir’deki ana ikmal merkezlerinden uzaklaştırılmıştır. Savaş bittikten sonra Atatürk’ün Lojistik’e bakış açısı Atatürk; savaş ortamı dışında çeşitli ortamlarda lojistiğin özellikle ekonomi için önemini vurgulamıştır. Örneğin; 1930’da yazdığı “Vatandaş için Medeni Bilgiler” kitabında, ulaştırmanın önemini anlatmaktadır. 1924’de kurulan İş Bankası’nın ana sözleşmesine nakliye ile ilgili teşebbüsler kurmayı veya iştirak etmesini ekletmiştir.  17.09.1938’de hasta yatağında iken 4 senelik 3 numaralı plandaki Trabzon ve Zonguldak limanlarının yapımı yatırım projesini dinlemiştir. 23.05.1927’de Devlet Demiryolları ve Limanları Genel Müdürlüğü’nün kurulmasını sağlamıştır. The Saturday Evening Post” yazarı İsaac Marcosson, Atatürk ile yaptığı görüşmeyi 20.10.1923 tarihli yazısında “Atatürk canlandırma programında tarım, ulaştırma ve sağlığın öncelikli olduğunu söyledi.” diye yazmaktadır. 30 Ağustos törenin sonra Ankara Palas' ta genç subaylara “Dünyanın en büyük komutanı kimdir?” diye sorar. “Sizsiniz” cevabını alınca Atatürk “Hayır, Timurlenk’tir, uyguladığımız savaş kurallarını; özellikle çok önemli olan ikmal (lojistik) başta olmak üzere, harekat ve istihbarat dahil, her yönüyle uygulamıştır” demiştir. En iyi lojistikçi olan ATATÜRK’e bize bıraktığı zenginlikler ve özgür olmanın şerefi için teşekkür ederiz. Ne Mutlu bize; onun gibi usta bir lojistikçi ile aynı vatanı, aynı bayrağı, aynı toprağı... paylaşıyoruz. Saygılarımla,  

Bu yazı toplam 2783 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.