Nerede ise on yıldır dilimize pelesenk ettiğimiz GLOBAL DÜNYA kavramında iyilik beklenirken, her şeyin Arap saçına döndüğü artık saklanamaz halegeldi ve global ekonomik kriz patlak verdi. Asıl amaç olarak lanse edilmeye çalışılan bir yöntemle sanki dünyada geri kalmışlık ve ekonomik çarpıklıklar ortadan kalkacakmış gibi hazırlıklar ve empoze edici tepeden bakmalar sonucu gelinen noktada,  90 yıl sonra yaşanan deprem haline gelerek,  nerede ise her mevzi düşmüş durumda. Yazılarımı ve yayınlarımı takip edebilenler,  2006’dan beri gelinecek noktayı işaret ettiğimi hatırlayacaklardır. Doğal olarak bu gidiş içinde bizler, sanki AB üyesi imişiz gibi,   bizden istenenleri yerine getirme çabası içinde, karar alıcı merci de olmamamıza rağmen uygulamaya çalıştığımızdan ve hatırlayacağınız gibi" Bizden AB böyle istiyor,  bir virgülünü bile değiştiremeyiz" anlayışı ile adımlar atmaya uğraşılıp ve  yasalarla takviye etmeye çalışılması boşa atılan adımlar olmuştur. Şimdi bu krizden en az etkilenebilmek için yapılmaya başlanan şey, dış ticareti yavaşlatmak, hatta kısıtlamak olmaktadır. Özellikle dış ticaretin nabzını tutan Lojistik sektörünün içine girdiği daralma, bunun açıkça ortaya çıktığını ve Bulgaristan başta olmak kaydı ile tır geçişlerinde getirilen sınırlama ve harçlar,AB ülkelerinin  sinekten yağ çıkararak ayakta durma çabalarıdır. Şimdi Gümrük teşkilatı olarak çıkarılan ve çıkartılmaya çalışılacak olan Kanun, genelge ve yönetmeliklerin ne kadar ileriyi kararttığı açıkça ortaya çıkmıştır. Tamamı ile belli kesimi ayakta tutmak adına atılan bu adımlar,  geniş yelpazede iş verene, antrepoculuğa ve taşımanın her aşamasında getirdiği külfetler hesaplanmaya başlamış durumdadır. Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği için çıkarılan Genelge çerçevesi; Hem Gümrük müşavirleri hem de lojistik camiası tarafından mahkeme taşınmış olması ipin ucunun kaçtığını göstermektedir. Kısa gün kârı olarak bakılan gelişmeler neticesinde ne kadar zarar ve ziyan olacağı hesaplandığında,  kuyruğu sıkışmış kedi gibi çırpınmaktan başka yöntem kalmadığı anlaşılmıştır. İğne ile çuvaldız misali son dakikaya kadar bana dokunmayan yılan anlayışı ile olaylara bakmanın faturasının ne kadar ağır olduğu anlaşılınca, harekete geçileceğine,  ilgili kurum ve kuruluşlarla diyaloga geçerek birlikte değerlendirmek ve güç birliğine gitmek gerekliliği artık anlaşılmıştır sanırım. Bu aşamada da daha yapılacak şeyler bulunması söz konusudur. Acil olarak son dönemlerde ortaya konulan Kanun,  genelge ve yönetmelikleri birlikte inceleyip komisyon kurmak ve sektörlerin faydasına değişikliklere gidilmesini sağlamak için birlikte harekete geçilmelidir. Biz şerbetliyiz bize bir şey olmaz anlayışı ile artık dere kurumuştur. Musluğun başına geçilmesi tek çare olarak ortada durmaktadır. Alınacak her türlü adımda mutlaka söz sahibi olmaya çalışılmalıdır. Gerisi sadece laf. Lafa karnı tok olanların ayağa kalkmasının zamanı geçmektedir. Saygılarımla.