Dr. Güntürk Üstün

Dr. Güntürk Üstün

Lojistik Yönetiminin Dokuz “D”si

Artık günümüzde bir bilim dalı (“süreç bilimi”) olarak kabul gören “lojistik,” en genel ve popüler anlamda, “müşteri ihtiyacını karşılamak üzere her türlü ürün, servis hizmeti ve bilgi akışının başlangıç noktasından, tüketildiği son noktaya kadar olan tedarik zinciri içindeki hareketinin etkili ve verimli planlanması, uygulanması, taşınması, depolanması ve kontrol altında tutulması işlemlerinin bütünü” olarak tanımlanabilir. Hatta çok yalınlaştırılmış bir betimleme ile, “Gerekli hammadde temini + Uygun fabrikada uygun şekilde üretim + Bitmiş ürünün müşteriye hızlı ve güvenli olarak dağıtımı = Lojistik” demek hiç de mantığa ters düşmeyecektir sanırım. Yeryüzünün zorlu rekabetle iç içe herhangi bir satış-pazarlama veya üretim organizasyonunun lojistik destek olmadan başarılması neredeyse imkânsızdır. Tedarik zincirinin olmazsa olmazı “lojistik”te esas hedef koşulsuz müşteri memnuniyetidir ve bu da ancak müşterilerin lojistik ihtiyaçlarına pratik çözümler sunmakla gerçekleştirilebilir. Söz konusu pratik çözümlerin tamamı “lojistik yönetimi” diye adlandırılan faaliyetler bütünü sayesinde yaratılabilir. “Lojistik yönetimi” genelde tek bir kuruluşun kontrolündedir (Aslında, zaman ve maaliyet tasarrufu açısından da böyle olması zorunludur). Bir tedarik zinciri yönetiminin ana kimliğini taşıyan “lojistik yönetimi,” bu yüzdendir ki, verimli bir hammadde akışının planlanması, uygulanması ve kontrolüyle hammadde depolarının ve bitmiş ürünlerin depolanması gibi işlemleri içerir.

lojistik1-001.jpg

Farklı kaynaklarda farklı sayısal değerler verilse de, genelde “lojistik yönetimi” ile ilgili toplam dokuz “D" yani “dokuz doğru”dan söz edilir ve bunları aşağıdaki gibi sıralamak olasıdır:
 

1) Doğru personelin görevlendirilmesi

2) Doğru müşteri seçimi

3) Doğru miktar ve kalitede hammadde temini

4) Doğru miktar ve kalitede ürün imalatı

5) Doğru fiyat belirlemesi

6) Doğru depolama (ve paketleme)

7) Doğru zamanlama

8) Doğru nakliyat

9) Doğru dağıtım

Yukarıda belirttiğim “dokuz ana doğru” içerisinde özellikle doğru personel seçimi, ilgili firmaların lojistik yönetimi açısından devamlı ön plana çıkan bir unsurdur. Lojistik yönetimi alanında görev yapan personele, “Lojistik Yöneticisi”, “Lojistik Operasyonlar Direktörü”, “Lojistik Çözümler Müdürü”, “Lojistik Takım Lideri” ve “Tedarik Zinciri Lojistik Müdürü” gibi değişik isimler verilmektedir. Bu isimler arasında günümüzde en popülerleşip sık kullanılan “Lojistik Yöneticisi” deyimi olmuştur. Lojistik yöneticileri satın alma, depolama, dağıtım, tahmin, müşteri hizmetleri ve planlama hizmetlerinin koordinasyonundan sorumludurlar ve kendilerine bağlı olarak görev yapan personel ve sistemleri denetleyip günlük lojistik operasyonlarını yönetirler. Bu roldeki profesyoneller muhtemelen lojistiği satış veya muhasebe gibi iş sistemlerine entegre etmek için diğer bölümlerle sıkı işbirliği yapacaklardır. Programcıları denetleyecek, lojistik faaliyetler için prosedürler oluşturacak, dağıtım merkezi etkinliklerini izleyip yönetecek ve taşımacılık, ithalat veya ihracat, acil durumlar ve müşteri memnuniyetiyle ilgili problemleri çözeceklerdir. Tıpkı her meslek dalında olduğu üzere, lojistik yöneticiliği de herkese uygun bir iş kolu değildir. Bu alanda kariyer yapmak isteyenlerin gerekli eğitimi almalarının yanı sıra, okuduğunu hızlı ve doğru anlama, aktif dinleme, empati kurma, pozitif iletişime yatkınlık, kritik durumlarda “B Planı” üretme ve koordinasyonu sağlama türünden yan becerilerle de donanmış olmalarının zorunluluğunu vurgulamakta yarar vardır.

lojistik2-003.jpg

Lojistiğin küresel boyutta 1980’lerden sonraki ivme kazanımını uzmanlar başlıca şu 7 başlıkla ilişkilendirmektedirler:

1) Taşımacılık seçeneklerinde ve maliyetlerinde artış

2) Kaliteli hammadde temininin üst seviyeye ulaşması

3) Üretim hattındaki büyük gelişme

4) Envanter felsefesindeki temel değişim

5) Kalifiye elemanların sektöre daha fazla dahil olması

6) Bilgisayar teknolojisinin yaygın kullanımı

7) Engelleyici nitelikteki ekonomik ve gümrükleme düzenlemelerinde azalma

Dikkat edilecek olunursa, söz konusu yedi madde içerisinde ilkinde yaratıcı çözümlere süratle yönelinmesi, 1990’ları takip eden dönemde ülkelerin lojistik aktivitelerinde “intermodal taşımacılık” gibi nakliyat harcamalarını azaltıcı karakterde ve zamandan kazandırıcı nakliyat şekillerini benimsemeleriyle sonuçlanmıştır. Bugün gelinilen tatminkârlık düzeyi hayli yüksek nokta işte konusunun eksperi lojistik yönetimi sorumlularının şirketlerdeki sayı ve verimliliklerinin artışıyla doğru orantılı biçimde ortaya çıkmış bir realitedir.

lojistik3.jpg

Elbette dikkatli olmak ve davranmak değeri yadsınamayacak bir niteliktir. Ama o da ne? Bazen insanın karşısına öyle ilginç, çekici ve denenilmesini destekleyici fırsat ya da fırsatlar dizisi çıkabilir ki, yenilikçi kişilik kendini “gizemli fakat sonuçta kazançlı bir ırmağın akışına bırakmak” için dayanılmaz bir arzu duyar. İşte ondan ötürüdür ki “lojistik” değişimi sever çünkü değişimin sabit fikirlere saplanarak modern çağın gerisinde kalmamak anlamına geldiğini gayet iyi bilir ve bu olumsuzluğu kabullenmez. Bir diğer deyişle “lojistik,” biz en gelişmiş memeliler olan insanların beyinlerinin bir sürüngeninkini andıran yönünün bir memelininkini andıran yönüne baskın çıkmasından yana değildir. Yaklaşık son beş yıldır nörolog, psikiyatrist ve psikologlardan oluşan geniş bir bilim insanları topluluğu inanılmaz derecede hızlı değişen nakliyat dünyasında beyinlerimizin sürüngen yanını aşırı kullanıp geliştirdiğimiz takdirde, çağcıllığın gerektirdiği gelişmelere uyum sağlamakta hayli zorlanabileceğimizi savunmaktalar. Buna neden olarak da, memeli beyninin sürüngen tarafının “dikkati bir erdem, değişimi (hele de hızlı değişimi) ise bir tür affedilmez hata” şeklinde algıladığına ve o yüzden de “değişime direnme yanlısı bir tutum” içine girmeye olan kronik yatkınlığına vurgu yapıyorlar. Sanırım onca uzun cümlenin özeti şu: Düşünsel açıdan en gelişmiş memeli türü özelliğine sahip biz insanların, lojistiğin devinimli dünyasında birey kimliğimizin evrimleşmiş memeli özelliğini, yeterince evrimleşememiş (ve de evrimleşemeyecek) sürüngen özelliğinin daima önünde yer almasının taşıdığı büyük önemi beyinlerimizin gri kıvrımlarına daha canlı fikir renkleri kullanarak daha sıklıkla işlememiz gerekecek!

Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.

Bu yazı toplam 2644 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.