Dr. Güntürk Üstün
Marriott’a Göre COVID-19 Benzersiz Kötülükte Bir Mali Yıkım
Dünyanın hem işletilen tesis sayısı hem de toplam iş hacmi bakımından en ön sıralarda yer alan oteller zincirinden biri olan Marriott International [Marriott International Inc.], 93 yılı aşkın benzersiz bir bilgi ve deneyim gücüne sahiptir. Şirket merkezi Birleşik Amerika’nın Maryland eyaletinin küçük fakat aktif yerleşim birimi Bethesda’dadır. Gezegen genelinde farklı lüks kategorilerindeki 30 marka [ JW Marriott Hotels, The Ritz-Carlton, St. Regis Hotels & Resorts, Bulgari Hotels & Resorts, W Hotels, Marriott Hotels & Resorts, Sheraton Hotels & Resorts, Le Méridien, Renaissance Hotels, Westin Hotels & Resorts, Fairfield by Marriott, Four Points by Sheraton, AC Hotels by Marriott, Aloft Hotels, Moxy Hotels, Residence Inn by Marriott gibi] ile 134 ülkede [Türkiye’nin de dahil olduğu], 7400 irili ufaklı tesisle faaliyet göstermektedir. Söz konusu 30 yenilikçi ve ödüllü markasıyla Marriott International, marka ve müşteri memnuniyetinin yanı sıra, otel-motel-tatil köyü sahipliği ve bayiliği konusunda da öncü bir kuruluş olma özelliğindedir.
İşte bu öncü, dev otelcilik kuruluşunun genel merkezinden geçtiğimiz günlerde yapılan cesur ve gerçekçi bir basın açıklamasıyla yeni nesil bir koronavirüsün [SARS-CoV-2] neden olduğu global COVID-19 pandemisinin (yani “Yeni Koronavirüs Hastalığı yaygın salgınının”) tüm turizm endüstrisi üzerinde yarattığı ve daha belirsiz bir süre daha da yaratacağa benzeyen mali yıkım tablosunun karanlık yüzü deyim yerindeyse bir defa daha aydınlatılmış oldu. Kurucuları Bay John Willard Marriott Sr. ve eşi Bayan Alice Marriott’ın oğlu 88 yaşındaki “yaşayan efsane” Bay John Willard "Bill" Marriott Jr.’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak senelerdir “Başarının Asla Son Noktası Yoktur!” ilkesinden hiç ödün vermeyen ve 62 yaşındaki Bay Arne Morris Sorenson’ın dinamik, çözüm odaklı başkanlık ve CEO’luğuyla da son sekiz senedir gücüne güç katan Marriott International’ın COVID-19 hakkındaki açık sözlü yaklaşımı, sektörün geleceğine dair ciddi endişeleri de bir derece körükledi hiç kuşkusuz (Bay Sorenson, köklü Marriott tarihi boyunca aile dışından başkan ve CEO’luk görevini üstlenmeyi başarmış ilk yöneticidir)
Marriott genel merkezinin geçen hafta içinde içinde dillendirdikleri kanımca ne anlamlı bir kehanet ne de anlamsız bir kötümserlik niteliğinde. Peki ne dedi Marriott yönetimi? Dediği en yalın haliyle, “Küresel boyutta deneyimlenen COVID-19 sağlık krizi genel ekonomik düzende benzersiz kötülükte bir mali yıkım yaratmıştı. Öyle ki, söz konusu krizin yıkıcı finansal etkisi, 11 Eylül 2001 terör saldırıları ve 2008 büyük mali krizinin toplamından daha kötü boyuta çoktan ulaşmıştı bile!” Marriott zaten tıpkı ezeli rakibi Hilton gibi, geçtiğimiz mart ayı bitiminden beri farklı ülkelerdeki on binlerce çalışanının görevine gönülsüzce de olsa son vereceğini, çünkü COVID-19 pandemisinin yeryüzünde en kötü biçimde sivil havacılık endüstrisini vurduğunu ve bunun kaçınılmaz yan etkisi olarak da, ikinci en fazla yara alacak sektörün kendisinin de içinde yer aldığı otelcilik sektörü olacağını her fırsatta vurguluyordu. 11 Eylül deyince, bu acı deneyimde Marriott’un da acı bir kaybı ve anısı bulunduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. 2001 yılının o belleklerden çıkmayacak sonbahar günü öğleden öncesinde, Birleşik Amerika’nın New York kenti “İkiz Kuleleri”ne 2 ayrı yolcu jetiyle gerçekleştirilen korkunç terör saldırıları sonucu yaklaşık 102 dakika içinde her iki gökdelen ile birlikte onların aralarında bulunan görkemli “Marriott World Trade Center” oteli de onarılamaz şekilde hasara uğramıştı. 1981’de “Vista International Hotel” adıyla hizmete açılan 22 katlı ilgili otel, 1995’te Marriott tarafından satın alınmıştı. Tam “Marriott World Trade Center”ın konuşlandığı mekânda bugün “National September 11 Memorial & Museum / Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi” bulunmakta.
Biz tekrardan Marriott genel merkezinin yakın zamanlı COVID-19 yorumuna dönecek olursak; devasa oteller zinciri kendisi kadar büyük boyutta olsun olmasın, bütün otelcilik işletmelerinin küresel iş güçü yapılarında detaylı bir güncelleme yoluna gitmelerinin zorunluluğu ve bu bağlamda ortaya çıkması kaçınılmaz önemli sayıda personel kısıntısına dikkatleri çekmek istemişti. Marriott ayrıca, söz konusu üzücü işten çıkarma uygulamalarının 2020 senesi sonuna dek süreceğini ve global otelcilik sektörünün en erken 2022 yılından önce de tam anlamıyla toparlanamayacağını vurgulamıştı. Böylesi zehir zemberek bir açıklama Marriott International tarafından yapılınca can kulağıyla dinlemek gerek elbette. Nitekim sadece otelcilik değil, seyahat endüstrisi de öyle yapacak bana göre ve geleceğe yönelik daha realist planlar yapma yolunu yeğleyecek. Bu arada, turizm sektörünün en tarafsız duayenlerinin bile, sivil havacılık ve otelcilik endüstrisini takiben COVID-19 pandemisinin gazabına uğrayacak üçüncü büyük kurbanın kruvaziyer sektörü olacağını nisan ayı başından bu yana sık sık yinelediklerini anımsatmakta yarar görüyorum.
Marriott yönetiminin ilgili medya açıklamasına göre, şirketin başta Kuzey Amerika’dakiler olmak üzere gezegen genelindeki konaklama tesislerinde Nisan 2020’de yürürlüğe koyduğu azaltılmış çalışma saatleri uygulamasının Ekim 2020'ye kadar uzatılacağı bildiriliyor ve gönüllü biçimde tesisler içi geçiş yapmak veya çalıştığı tesiste görev/pozisyon değiştirmek isteyebilecek personel için özel bir uygulama programının da İnsan Kaynakları departmanınca hazırlandığı belirtiliyor. Marriott ayrıca bünyesindeki mülk sahipleri ve bayilerden geleceğini aşırı belirsiz görenlerin, değişik fırsat arayışlarına yönelerek gruptan ayrılmayı yeğleyecek olanlarının da samimi bir anlayışla karşılanacağına vurgu yapıyor.
Şirket, rezervasyon iptallerindeki bir miktar azalmaya rağmen yeni rezervasyon sayısının ne yazık ki mali açıdan tatminkâr düzeyde olmadığına değinerek, halen haftalardır %25’e yakını kapalı durumdaki farklı kategoriden tüm tesislerinin bu durumunun devam edeceğini de saklamıyor. Marriott International, sektörde yaşanılan bütün bu güçlüklere karşın serinkanlılık özelliğiyle hızlı kriz yönetimi niteliğini korumayı başararak, bir ay kadar önce “Global Cleanliness Council / Global Temizlik Konseyi” diye adlandırdığı bir şirket içi yapılanmaya gitmişti. Söz konusu yeni yapılanma ile Marriott, mevcut pandemik ortamın yarattığı yeni sağlık ve güvenlik zorluklarını karşılamak üzere temizlik standartlarını, konukseverlik ölçütleriyle davranışlarını yükseltmeyi hedeflemiş çok yönlü bir platform meydana getirmiş oluyordu.
Yeryüzünün en büyük 5 otel grubundan biri olan tanınmış ve seçkin Marriott International [Marriott International Inc.], oteller zincirinin temeli 1927 senesinde Birleşik Amerika’nın başkenti Washington, D.C.’de, Bay John Willard Marriott Sr. [1900-1985] ve eşi Bayan Alice Marriott [1907-2000] tarafından hayli ilginç şekilde atılmıştır. Yeni evli genç çift, deneyimsiz fakat azimli iş insanları olarak sektöre otel açarak değil, kök birası (alkolsüz bira) ve hızlı yemek servisi hizmeti sunan bir dizi küçük dükkan ile başlamışlar ve motel tarzındaki ilk otellerini ise Virginia eyaletinin Arlington ilçesinde 1957 yılında açmışlardır. Otelcilik alanında hızla büyüyen Marriott çifti giderek, harika bir kariyeri harika bir serüvene dönüştürüp, kurdukları devasa oteller imparatorluğunu ailelerinin genç kuşaklarına armağan etmişlerdir. Günümüzde hâlâ kurucularının aile bireyleri tarafından aktif biçimde yönetilen nadir otelcilik işletmelerinden biri konumundaki Marriott International, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere çeşitli markalara dahil 30’a yakın oteliyle ülkemizde de başarılı iş faaliyetlerini yürütmekte ve Türkiye’de gelecekte şimdikinden daha da fazla büyümeyi hedeflemektedir.
Küresel COVID-19 pandemisinden hangi boyutta olumsuz biçimde etkilenmiş olursa olsunlar, otelcilik-konaklama ve seyahat endüstrisinin her üyesine dilediğim gibi, Marriott International grubuna da koronavirüs sağlık krizi sonrasının zorlu dönemindeki etkinliklerinde kolaylıklar ve başarılar diliyorum.
Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.