Selçuk Onur
Nakliyecinin “Sarı Öküz”ü de U.N Ro-Ro’dur
Malum öyküdür, bilenler bilir ama kısaca özetleyelim: Aslanlar, öküzlerin ne kadar lezzetli ve büyük bir av olduğunu bilirler ama bir türlü tadına bakamazlarmış. Çünkü, birçok başarısız saldırıda öküzler bir araya geliyor ve aslanları boynuz darbeleriyle saldırdıklarına pişman ediyorlarmış. Sonra zeki bir aslanın “Biz sizi çok seviyoruz ama şu sarı öküz var ya, sarı öküz, bizim bütün dengemizi alt üst ediyor. Onu bize verin barış içinde yaşayıp gidelim” önerisi ve öküzlerin de bunu kabul etmesiyle bölünme başlamış ve sarı öküzün ardından, mavi öküz, topal öküz vs. öküzler yok olup gitmişler.
İşte bizim nakliyecilerimizin öyküsü de, birleşme kültürünü ilk kez başarıyla hayata geçirip kurdukları U.N Ro-Ro’nun KKR adlı fona satılmasıyla başlar.
Bir anda sektöre inanılmaz bir para girişi olmuş ama o servet çok da doğru kullanılamayarak eriyip gitmiştir.
Attıkları adımın yanlış olduğunu erken fark eden birkaç akıllı nakliyeci, BKT Ro-Ro adıyla bir girişim başlatmış ama daha baştan doğru gemiyle başlayamadıkları için kısa bir serüvenden öteye gidememiştir. Ardından UND, bir hamleyle UND Deniz’i hayata geçirmiş ancak, o da “rekabet tokadı”nı yeyince az kalsın evdeki bulgurdan olmanın ne demek olduğunu anlamanın kapısından dönmüştür. Çeşme’den Trieste’ye çalışan Ulusoy Denizcilik ise, işin içinden tam başarıyla sıyrılıp, U.N Ro-Ro’ya ilhak olup, düzlüğe çıkacakken Rekabet Kurulu engeline takılıp kerhen de olsa gemilerini halen yüzdürmektedir. Bir de dünya devi MSC var. O da filosundaki iki Con-Ro ile Alsancak’tan başlattıkları seferlerini UKOME ve İzmir Valiliği’nin bize göre şu ortamda “skandal” olarak nitelendirilebilecek başvurusuyla durdurmak zorunda kalmıştır.
Başarılı örnekler de var
Bu arada U.N Ro-Ro iki kez daha el değiştirirken, sahibi olduğu lojistik firmasını başarıyla yönetmenin yanı sıra, vizyonel bir girişimci de olan Ahmet Musul, Alternative Ro-Ro’yu kurup, uzun yıllar başarıyla gemilerini yürütmektedir.
Nakliyecinin mutsuzluğu derinleşiyor
“Sarı Öküz”ü kendi ülkesinin parasıyla yabancıya kaptıran ve bunun sancısını navlunlarında negatif geri dönüşler olarak yaşayan nakliyecide, bu kez kuruluş amacı büyük oranda kendi yüklerini taşımak; kalan bölümü de 3. şahıslarla doldurmak olan Alternative huzursuzlukları başlamıştır. Çünkü, Alternative Ro-Ro’nun, U.N Ro-Ro gibi sadece yüklerini taşıyan bir gemi kuruluşu değil, aynı zamanda aynı kulvarda iş yaptıkları bir rakip olduğundan şikayet etmektedirler. Hatta, “Ben niye kendime rakip yaratayım” deyip fiyatı ne kadar düşük olursa olsun asla söz konusu kuruluşa treyler ya da kutu vermeyeceklerini beyan eden nakliyecilerin varlığına şahit olmuşluğum vardır.
Nakliyeci, şu günlerde “dönüş yükü” sorunuyla da boğuşuyor. İhracat yükünü bulmakta zorlanmayan nakliyeci dostlarımız, gurbet ellerde kalan treylerlerini geriye getirip zinciri devam ettirme arzusundalar ama dolduramadıkları ve boş getirmenin ekonomik yolunu henüz keşfedemedikleri için büyük sıkıntı yaşamakta. Bize düşmez ama aslında bu sorun kısmen çözülebilir. İşler ne kadar iyi olursa olsun, ro-ro kuruluşlarımızın da %100 kapasiteyle çalıştıklarına inanmıyorum. İşte o boş kalan alanlar, az taşıtana teşvik; çok taşıtana da jest olarak uygun navlunlarla doldurulabilir.
Bir yanda hakim güç, öte yanda rekabet
Nakliyecinin yaşadığı durum aslında böyle özetlenebilir. Uzun yıllardır iyi niyetle görev yapan yönetimdeki Türkleri ayrı tutarsak, U.N Ro-Ro’yu gayet profesyonel ama nakliyecinin nabzını tutan empatik yaklaşımlar göstermekte eksik kalmasıyla eleştirebilirsiniz. Alternative Transport ise aslında ticaretin doğasıyla hareket ediyor. Tabi ki, daha rekabetçi fiyatlar vererek, gemisini doldurmak isteyecektir.
Aynı tavanın balıkları olmak
Bir büyüğüm, başa gelebilecek bir durumdan müspet ya da menfi etkilenmeyi bu sözle ifade ederdi. Biz de finali bundan yola çıkarak yapalım. Ro-Ro’yu işletenler ile Ro-Ro’yu kullananlar “aynı tavanın balıkları” olduklarını unutmamalı. Eğer iki taraf da, işlerin sağlıklı yürümesini istiyorsa, birbirlerini konsolide etmeli. Yoksa, yukarılarda bir yerlerde Demokles’in Kılıcı gibi “konteyner” duruyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.