Osan Başta
Taş başa, abdest kurbağaya
Bu sene gümrüklere bir hal oldu. Özellikle kaçakçılık operasyonundan sonra, nerede ise işler yürümez oldu. Bütün memurlar hata yapmama adına kıl arar duruma düştüler. Olay çok büyük yerden kaynaklandığı için sanırım. Üstüne bir de Sayın bakanımız Hayati Yazıcı işleri çok sıkı tutacağız diyerek, gümrüklerde iş yapan karnesiz ve yetkisiz kişilerin yetkilerini ! ellerinden alınca, mesele arap saçına döndü. Bu durum nerede ise 15 senedir böyle yürütülüyordu da şimdi ne oldu ve kulaklarına kar suyu kaçtı?Belki iş savsaklamak veya gündemi değiştirmek için yapıldı ama, her yer kilitlendi ve feryat ayyuka çıktı. Yani alınan aptest ürkütülen kurbağaya değmedi. Karnesiz çalışanlar, bu mesleğin kanayan yarası idi ve hep savsaklanarak göz ardı edildi. Bu duruma gelineceği aşikardı. Tam bir kanunsuzluk manzumesidir. Hukukta ders olarak verilmelidir. Kanun nasıl arkadan dolaşılır denince akla gelmelidir. Bütün eskiler dahil gümrük kanunları kimlerin iş yapabileceklerini açıkça yazmasına rağmen, nasıl oluyor da 20.000 (yirmi bin) kişi karnesiz, yetkisiz ve kayıtsız iş yapabiliyorlar? Tam burası Türkiye durumu. Hani nerede ise insanın aklına, parayı ver geç meselesini getiriyor. Her yönden sakat ve sakıncalı vaziyet. Bunun sebeplerine bakalım biraz. 1-Ucuz işçi beklentisi 2-Temsilname ile iş yapma 3-Lojistik sektörü. 4-Müsteşarlık ve memur. Yarı yarıya maaşla eleman çalıştırmak isteyen gümrük müşavir şirketleri, bu işe dört elle sarılmış vaziyetteler. Kendilerini tehlikeye atarak üstelik. Başları ağrıyınca, bi koşu gümrük memurlarının yanında soluğu almaları bundandır. Dahası Ankara Gümrük Müşavir derneği başkanı üst düzey toplantıda, karnesiz çalışılmasını istediklerini de söyleyebilmiştir. Temsilname ile iş yapabilme ise ayrı bir alem. Dış ticaret işi yapan şirketler kendi adlarına gümrükte iş takibini, borduralı istediği elemana yaptırabilmektedir. Bu ister işi bilen isterse çaycısı olsun fark etmiyor. Her kese bu yetkiyi verebiliyor. Sonra, ayıtla pirincin taşını Lojistik şirketleri işin ağa babası. Nerede ise gümrük müşavirlerinin bütün işlerine soyunmuş vaziyetteler. Özet beyandan tutun da, vekili gibi rejim beyanında bulunabiliyorlar. Dahası arkadan dolaşmanın şahını yaparak, hulle şirketleri kurmaktalar. Sonra gelsin yetkisiz, işi bilmeyen ve yükümlülüğün kimleri bağladığını, başa örülecek çorapların handikapını düşünmeden bir sürü insanları çalıştırma rezaleti. Gelelim işin en baş ağrıtan bölümüne. Gümrük teşkilatına. Kanunda yetkisiz kişilerin gümrüğe sokulmayacağından, usülsüzlük cezasından, devamında işveren olan müşavirin karnesine bloke koymaya kadar en büyük yaptırımı koyacaksın ama bir gözünü ve kulağını kapatacaksın. Canın sıkıldıkça aba altından her kese sopa gösterip, içeri almayacaksınız diyeceksin. Özellikle muayene memurları baskılardan şikayet ediyor. Bunlar kim mi? Genel müdürlük, başmüdürlük, kendi müdürleri ve dikkat edin MÜKELLEFLER Evet mükellefler. Gümrük müşavirleri, lojistik şirketleri ve başı büyük şirket sahipleri. Eee zavallı ( !!! ) memurlar ne yapsın? Bir kulak sağır, bir göz kör. Suyuna tirit. . . Çok enteresan ama, gümrük müşavir yardımcıları dernekleri, bu meseleye en doğru adımı attılar. TCMM Plan Bütçe Komisyonunda bu yetkisiz kişilere bir statü verilmesinin şart olduğunu ve mağduriyete sebebiyet verildiğini çünkü; 14 (on dört) sene imtihan açılmayıp haklarının gasp edildiğini ve bu kişilerin mağdur olduklarını, aynı zamanda iş yükü açısından gümrük müşavir ve yardımcıların sayısının yetmediğini, ister istemez bu kişilere ihtiyaç duyulduğunu açık açık, kafalara çaka çaka dile getirdiler ama. . . . Orada her kes sağır sultan. . . . Devlet dediğimiz bürokrat idaresi. . Onlar ise başka alem. . Kocaman bir tıs. . . . . . . . . . Sonra canı sıkılan ben istedim olacak diye ortaya çıkıyor. Olan gene emek veren herkese.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.