Kapt. Ünal Benlialper

Kapt. Ünal Benlialper

MERHABA HALİKARNAS BALIKÇISI

Güneş kapris yaparcasına son ışıklarını da saklamaya hazırlanıyor. Koyu gümüş rengine bürünmüş koyun suları, meraklı ev sahibi karabatağın sabırsızlıkla yolunu gözlüyor. Ağır ağır çökmeye başlayan karanlıkla birlikte, gökyüzünün ilk gözyaşları güvertemizde hayat buluyor. Uykuya dalmış koydaki derin sessizliği yırtarcasına, ahenk içinde çakan şimşekler bize doğanın senfonisini sunmaktan çok mutlular. Koydaki dingin sulara hasretle uzanan bulutlar bizi de sevgiyle kucaklıyor. Şehrin ironikleşen puslu yaşamından uzak bir köşesinde böylesine olağan üstü panaromik görüntüler bizlere inanılmaz keyif ve heyecan yaşatıyor. Teknenin buğulu penceresinden yağmur damlalarının denizle oynaşmasını izlemek ise çok ayrı bir zevk. Uzaklardan duyulmaya başlayan rüzgarın ıslık gibi sesi denizi coşturuyor. Koyun dışındaki dalgalar ise sanki birbirleriyle tango yapıyor. Denizin derinliklerinden kopup gelen hasret yüklü bir şarkının sözleri gibi kayalıklarda patlayan nağmeleri teknenin direklerinden kainata yankılanıyor. Sanki sonsuzluğun içinde kaybolmuş gibiyiz. Bulutların şöleninden fırsat bulan dolunay o sevimli, gülen yüzüyle bize göz kırpıyor. Kent yaşamının acımasızca sönükleştirdiği gözlerimizde yeni parıltılar canlanıyor. Bunlar çok farklı bir yaşam anlayışının yansımaları olarak yüreğimizi aydınlatıyor. Uykusuz gececek uzun bir gecenin sırlarıyla sabahı edeceğiz. Belleğimizdeki bütün düşünce artıklarından ve bizleri yaşamdan bezdiren bütün sorunlardan uzaklaşmanın keyfi içindeyiz. Bayram çocukları gibi heyecanlı ve o kadar da mutluyuz. Gökyüzünden ıslak güvertemize sarkan her yıldızın parıltısında, Knidos'un o gizemli antik tarih kokulu gecelerine uzanırım sessizce. Ararım düşlerimde bütün bir gece boyu, kralın kör karanlığın içinde saklı kalmış gizlerini. Gece çok hareketli. Gökyüzü sanki üzerimize çökmüş. Bulutlar rakseden bir vücut gibi kıpırdak. Deniz, rüzgar, yağmur, dolunay, bulutlar ve durmadan önümüzde çakan şimşekler. İşte, bütün duyguların süzgeçinden geçmiş inanılmaz boyutlarda yaşanan zevkli anlar. Zaman, yağmur tanelerinin arasına sıkışmış, mavi tenli sevgilinin koynunda kaybolup gidiyor. Karanlığın arda kalan son perdeleri de ufkun bilinmeyen derinliklerine doğru uzun sürecek bir yolculuğa hazırlanıyor. Güneş, denizin içinden doğuyormuşcasına otantik ve sevecen. Kıpkırmızı alev topu gibi olmuş bedeniyle sımsıcacık duygularını ilk bizimle paylaşıyor. Bulutlar göz yaşlarından arınmış, gökyüzünü terketmenin telaşı içindeler. Günaydın Ege'nin sevgi dolu, dost canlısı efsane suları. Merhaba, mitolojik tanrıların mavi düşler evi. Merhaba, Halikarnas Balıkçısının ölümsüz medeniyet denizi. Selam sana Bozukkale. Hoşça kal kirlenmiş şehrin petrol kokulu sokakları.

Bu yazı toplam 1585 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.