Sabri Ergenecoşar
UYANDIM VE BİR BAKTIM MOBBİNG YAŞIYORUM.
Günümüzde en büyük problem pandemi gibi görünse de aslında psikolojik olarak verdiğimiz savaşlar daha fazla problem yaratmaktadır.
Mart ayından beri yaşadığımız ölüm korkusunun yanında işten çıkarılma korkusu, eve ekmek götüreme korkusu, aileden veya sevdiklerimizden birine bulaşacak COVİD-19 korkusu uykularımızı her gün kaçırmaktadır.
Devletin almış olduğu önlemlerden bir tanesi de çalışanların işten çıkarılmasını önlemek adına işçi çıkarmanın yasaklanması oldu. Bu bir nebze evine ekmek götürmeye çalışan işçilerin tutunabildikleri bir dal olmasına rağmen müdür veya iş veren tarafından daha ağır bir psikolojik baskıya maruz kalmaktan kurtulamadılar.
Mart ayından beri evden çalışan veya işe gitmek zorunda kalanların yaşadıkları psikolojik sıkıntı her an kapının önüne konulabilirim korkusunun yanında şu an yaşadıkları mobbing ile istifa etsem tazminatımı yaksam mı durumuna gelmiş bulunmaktadır.
Türkiye genel itibari ile almış olduğu sağlık önlemleri ile pandemi sürecinde diğer ülkelere nazaran daha iyi bir grafik çizse de ekonomik olarak da sınıfta kaldığı ortadadır. Bankalar üzerinden verilen krediler iş verenlerin cebine girip oradan altın veya dövize yapılan yatırımlar ile işçinin cebini değil işverenin cebini doldurmaya devam etmenin ötesine geçememiş, çalışanların maaşlarının yarısının devlet tarafından ödendiği sistemde ise komik olan çalışanın hakkettiği paradan kesilen vergiler ile devletten aldığı paranın kuş kadar kalması ve bunun sonucunda ödenemeyen elektrik, su kira gibi giderler ile mağdur olan çalışana yapılan yardımların sonucu daha fazla borç batağına giren çalışan olmuştur. KOBİ’ler ise batmanın eşiğine gelmiş veya batmıştır.
Bu süreçler de şirketlerinin batması engellemek aylık maliyetlerini minimize etmeye çalışan işverenler ise hem devletin koyduğu işçi çıkaramama yasasını delmemek hem ödeyeceği tazminattan kurtulmak hem de maliyetlerini azaltmak için çalışanlarına mobbing uygulamaya ve böylece çalışanın kendisinin istifa etmesine ortam yaratmaya başlamışlardır.
Mobbing sadece çalışana bağırmak, küfür etmek gibi argo olarak algılanmasın, çalışanlara yapılan birçok farklı mobbing uygulaması vardır. Bunların arasında en belirgin olanı ağır iş yüküdür. Çalışana verilen daha fazla iş yükü ile yapılan mobbing de iş veren hem işlerini çözümlemekte hemde çalışanına kapasitesinin üzerinde iş vererek mobbing uygulamaktadır. Diğer bir mobbing ise çalışanın kapasitesinin altında çalıştırmaktır. Görev sorumlulukları elinden alınan çalışan daha az kapasite ile çalışılacak yeni görevi tebliğ edildikten sonra kendi içinde yaşadığı negatiflik duygusu ile psikolojik olarak mobbing e maruz kalmaktadır. Belki çalıştığınız kurumda size yapılan mobbingi bile fark etmiyor olabilirsiniz.
Mobbing günümüzde en sık karşılaşılan sorunların başında gelmesine rağmen çok fazla dile getirilemeyen bir durumdur. Çalışan işsiz kalmamak için yaşadığı her türlü mobbingi görmezden gelmeye çalışmakta tabiri caizse dişini sıkmaktadır. Bu işveren tarafına ise verim gücü olarak çok nadir dönmekte yani yapılan her türlü mobbing işverenin avantajına olmaktadır.
Ama unutulmaması gereken bir konuda şudur. Yasalarımızda mobbing kanunları vardır ve çalışan işverene açtığı davalarda yaşadığı mobbinge göre çok fazla tazminat kazanmıştır. İş veren tazminat ödememekten kaçarken davalar sonucunda ödeyeceği çok daha yüklü tazminat ile baş başa kalmasıdır. Yaşanan başka bir husus da herhangi bir konuda açılan bir mobbing davasının arkasından diğer mobbinge maruz kalmış çalışanlarında özgüveni yerine geldiği için arka arkaya işverene davalar açması ve bu davalar sonucunda ödenen tazminatlar sonrasında iş verenin iflas etmesi gibi durumlarında ülkemizde sık sık yaşandığıdır.
Bu sebeple yaşadığınız bir mobbing varsa mahkemelere başvurmaktan çekinmeyin.
Bu kara günleri atlatıp aydınlık bir güne bir gün uyanacağız....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.