Yelken açtığımız yeni ufuklar

Bu köşeden nerede ise yırtınırcasına bazı konuları gündeme getirmeye çalışıyorum. Çok cılız dahi olsa,  mutluluk verici dönüşler söz konusu ama asıl ulaşılması gereken kesimlerden çıt yok. Özellikle Yetkilendirilmiş Kişi Statüsü'nün  ve tek pencerenin başımıza ne işler açacağı ve direk olarak ticaretimizi yok edeceğini ifade ettiğim bilgilerin gelişmesinde,   her yer duvar ve her kes sağır sultan… Dahası en son Rusya ihracatımız için bir özel şirkete yetki verildiği ve sınırımızın içinde Rus gümrük yetkilisi olarak atanan bir Türk şirketinin sayfa sayfa adı belirtildi. Her ihracat o şirketin yetkisinde kontrol edilerek sevk izni alınıp yollanabilecek. Elin oğlu topu kucağımıza koymuş durumda ve ballandıra ballandıra bir de anlatabiliyoruz. Meşhur gümrük kanununu değiştiren torba kanun da 5A maddesi olarak geçen yetki üstü yetki veren madde gereği elde edilen hak. Aynı şey ABD için İzmir liman gümrüklerinde başlanılmış ama özellikle MIT dahil bir kaç kurumun itirazı ile vazgeçilmiş idi. Anlaşılan bürokratlarımızdan geri adım söz konusu değil. Bütün dış ticaret ile ilgilenen ve bir şekilde işi gümrüklerimize düşenler,  hep işlemlerin zorluğundan ve uzun sürmesinden şikayet etmişlerdir.  Yönetime gelen her iktidar veya bürokrat bu duruma çözüm aramaya çalışmış veya çalışır görünmüş. Sanki ilk defa bir şey icat ediliyor gibi. Hatta bir yazımda bu durumdan bahsederek,  özellikle AB ülkeleri ve diğer gelişmiş ülkeler gümrük işlemlerinin denetimini kendi tüketicilerine bıraktıklarını,  eğer ayıplı bir eşya söz konusu ise,  derhal ithalatcı veya üretici firmaya çok büyük cezalar kestiklerini ifade etmiş ve bu takibi de COFİAT toplantısında da ifade edilen ECHELON programı ve benzeri ile yaptıklarını işaret etmiştim. Bu sadece bilgisayar programı. Bunun sayesinde eşyanın her türlü seyri ve ilişkisi kopmadan kontrol altına alınmasını sağlayan bir imkan. Evet sadece bir program. . . . ZANNEDİYORDUK. . Kısa bir bilgi vermek durumundayım ki oradan yetkilenmiş kişi statüsüne bağlayabileyim. Dikkat DİKKAT. . . . . Yıl 1960. Dünyada duvarla ayrılmış iki dünya var. ABD ve RUS cephesi. Hatta kısır bir savaş ve bir sürü ölümlere sebebiyet vermiş iki dünya. O yılda ABD den RUS'ya ya iltica eden iki NSA görevlisi,  ABD'nin 40 (KIRK) ülkenin haberleşmesini dinlediğini açıklıyor ve doğal olarak derhal inkar geliyor. Bu programla dünyada ki bütün ülkelerin telefon,  faks,  SMS,  ve elektronik posta iletişimini dinleyen dev bir kulaklık bu ECHELON böyle bir şey. 1999 da Avustralya savunma sinyalleri (DSD) başkanı Martin Brady'in açıklaması ile kabul edilmiş duruma geldi bu durum. Özellikle ABD ve İngiltere yi çok rahatsız etmiş. Elli yıldır bu dinleme ile risk haritası çıkarılmış,  yakın takibe alınmış ve gerekli tedbirler alınmıştır. Dikkat edin RİSK HARİTASI !!!! Bu haritaya tekrar döneceğim. Dünyanın 2000 noktasından yapılan bu dinlemelerde mimli kişi ve grupların arasında,  Afrika gerilla lideri,  Vietnam savaşına karşı çıkan Jane Fonda hatta bebek bakım uzmanı Dr Benjamin SPOCK da var. Şirketlere gelince nerede ise bütün şirketler. Bu kabul edişten sonra AB harekete geçerek 1988 de yayınladığı raporla haberleşmelerin %90'nı ABD tarafından dinlendiğini ve denetlediğini ilan etti. 1999 da ABD elektronik mahremiyetler örgütü  (EPIC ) ABD HÜKÜMETİNİ MAHKEMEYE VERDİ. Bu raporlarda aynı yöntemin AB nin de buna benzer olan ENFOPOL programı ile dinleme faaliyetini ortaya döktü. E bunda ne var casusluk faaliyeti deyip işin içinden çıkabiliriz ama kazın ayağı öyle değil. Asıl döneceğim dediğim YETKİLENDİRİLMİŞ KİŞİ STATÜSÜ  ve TEK PENCERE tam burada hortluyor. O hortlak bakın nelere sebebiyet vermiş. Echelonun çıkışı ile birlikte ABD 'nin uluslar arası ihalelere girecek Amerikan şirketleri için rakiplerinin SIRLARINI ÇALMAK için de sistemi kullandığı ve milyarlarca dolarlık kazanç sağladığı iddiaların içine girdi. AB İngiltere hariç bu sistemi engellemek için yoğun çaba içine girdi. Dikkat ticari iletişim hırsızlığı. Gelelim yetkilenmiş kişi statüsüne. Bana göre çağımızın kapütülasyon anlaşmasının versiyonu. Uzmanlar !! lütfen inceleyip irdelesinler. Sadece kolaylık ve en süratli ithalat/ihracaat işlemlerini gerçekleştiriyoruz diye atılan bu adımların,   borazan başıcılığına soyunmanın getirisi/götürüsü nedir ? Biz acaba bu olgunluğa erişebildik mi ? İsrarla söylediğim gibi kendi ayağımızı vurduğumuzu ne zaman fark edeceğiz ?Bu yazdıklarım üstelik sır değil. İnternetten sadece ECHELON yazmakla patır patır ortaya dökülüyor. Karşımızda HARAMİRLİK var. Sipefik ürünleri hatta teknolojik ürünleri üretmekte bu kadar sıkıntıyı,  sadece akılsız olmakla mı çekiyoruz acaba ? Hiç kimse komplo teorisi demesin. Mahkeme kararları var,  cezalar var. Yani aynı ile vaki. Gelelim TEK PENCERE'ye.  İşleyişi tekrarlarsak: Ana bilgisayar yani casusların başı olarak,  göbeğimizden bağlandığımız ama kuyruğundan tuttuğumuz/tutmadığımız AB'nin merkezi Bürüksel'de olacak. Ankara'da ki Gümrük Genel Müdürüğünde ülkemizin bilgilerini toparlayan ikinci önemli bilgisayar konularak,  Bürüksel'e bağlanacak,  diğer bütün gümrükler önce baş müdürlüklerine,  oradan Ankara'ye ve nihayet Brüksel'e bağlanacak. Yani bütün bilgiler AB nin merkezi Brüksel'de toplanacak. Peki Gümrük ve Ticaret Bakanlığı pat diye neden birleştirilip kuruldu ? Gümrükle içli dışlı olan başka bakanlık veya tek başına Gümrük Bakanlığı neden olmadı ? Üstelik nereden tutarsan elimizde kalan bir kanunla. Yönetmeliği bile çıkartılamayan kanunla. Elli defa değişikliğe uğrayan ve uzmanlar tarafından bile hala tartışılan kanunla.  Özellikle kayıt dışı önlenecek avazları ile hap haline getirilmeye çalışılan ve şirinlik abidesi olan sözlerle. Denetleme yetkisi nerede ise her gün el değiştiren bir yapılanmayla ve mükellefe maliyet açısından kazık üstüne kazık yediren bir uygulama ile. Ey karar alıcılar. Attığınız taşın ne yöne olduğunu ve ürküttüğünüz kurbağayı iyi tespit edin. Ha unutmadan RİSK HARİTASI fişlemek değilmi ? Hani şu son zamanda bir sürü kişinin hapise atıldığı,  tutuklandığı ve soruşturma altına alındığı meşhur FİŞLEME olayı. Ne farkı var Risk haritasından ? Alfabeyi hatim etmiş kişiler lütfen bir ses versinler. Ey yöneticiler,  karar vericiler neredesiniz ?Kendi halkını bu kadar mahkum etme heveslisi başka nerede var acaba ? Ey bizi yöneten karar alıcılar,  biraz dikkat. Ey proje ürettiğini sanan birokratlar biraz dikkat. Attığınız adım UÇURUMLA DANS adımları. Belki siz alkış alacaksınız ama ülkenin altını dinamitleyeceksiniz. Bunları anlatmaktan dilim,  yazmaktan kalemimin ucu (veya parmağımın  ) kurudu. Artık uyanın. . . Kafasını kuma gömmüş müteşebbisler neredesiniz ? En kısa sürede siz ama asıl millet zarar görecek. . BENDEN BU KADAR…

Bu yazı toplam 1643 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.