Dr. Hakan Çınar
Yurtdışı Lojistik Merkezler
2020 yılı 13 Ekim tarihli Resmi Gazetesi’nde “Yurt Dışı Lojistik Merkezlerin Desteklenmesi” başlıklı bir Cumhurbaşkanlığı Kararı yayınlandı. Karara göre 5 milyon doları aşmamak kaydı ile %70’e kadar kurulum giderleri, kira ve komisyon giderlerinin ilk iki yıl için %70, diğer yıllar için %50 olmak kaydı ile yıllık 3 milyon dolar da burada bir destek söz konusu. Reklam tanıtım konularında da yıllık 700 bin dolara kadar destek var. Yurtdışında lojistik depo kurmak için güzel bir finansman olduğunu düşünen özel firmaları veya lojistik şirketlerini üzeceğim, çünkü destek onlar için değil. Bu desteklerden TİM, TOBB, DEİK veya bunlar tarafından kurulan ve en az %51 oranında hissesine sahip olunan şirketler yararlanabiliyor. Kullanıcı olarak ileride bu depolardan istifade etmek isterseniz, siz de 100 bin dolarlık bir destekten yararlanabiliyormuşsunuz.
Gelelim bu depoların, kime, neye ve ihracatın hangi boyutuna yarar sağlayacağı hususuna. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ihracatçıların tedarik ve dağıtım zincirlerinin verimliliklerini artırarak, ihraç ürünlerinin yeni pazarlara en etkin yoldan ulaştırılmasını sağlamayı hedeflediklerini, bu kapsamda önemli pazarlarda ihracat performansını artıracak gerekli altyapı olanaklarını oluşturmanın bakanlığın öncelikleri arasında yer aldığını söylerken, yurtdışında oluşturulacak lojistik merkezlerin de bu yönde yarar sağlayacağına değiniyor. Türk ihraç ürünlerine ilişkin depolama, yükleme ve boşaltma, elleçleme, sevkiyat, yük birleştirme ve bölme benzeri hizmetleri sunan alanlardan oluşmasının hedeflendiğini anlatan Pekcan, Türk ürünlerinin dış pazarlara en hızlı ve uygun maliyetlerle ulaştırılmasını amaçlayan yurtdışı lojistik merkezlerini; Afrika, Amerika, Avrupa, Rusya ve Uzak Doğu’daki stratejik bölgelerde kurmayı planladıklarını ve lojistik merkezleriyle Türk ürünleri yeni pazarlara daha kolay bir şekilde ulaşabileceğini de belirtmiş.
Dağıtım merkezlerinin ve konsolidasyon gücünün özellikle e-ihracat için çok yararlı olacağı görüşüne ben de katılıyorum. Türkiye’nin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırmaya ve söz konusu bölgelere yönelik olarak sürdürülebilir ihracat artışı sağlamaya da elbet faydası olacak. Zira ihracat başarısında etkin lojistik hizmetinin faydası tartışılmaz.
Sayın Bakan’ın temennilerine elbette katılıyorum, ama gidiş yolunda ve uygulamada katılmadığım yönleri de belirtmeden edemeyeceğim. Elbette hepimiz bu depoların veya lojistik merkezlerinin ihracatımıza ve e-ihracata katkı sağlayacağına inanıyoruz. Fakat:
1- Yeni depolar açmak ve yüksek yatırımlar yapmak yerine, evvela yurtdışında var olan büyük lojistik merkezlerindeki alanların kullanılması ve kiralanması düşünülmeli. Zira dünyanın her coğrafyasında büyük hacimli depolar ve atıl alanların olduğunu biliyoruz. Böylesine büyük yatırımlar ile sabit maliyetlere katlanmanın yine dışarı doğru bir döviz hareketi yaratacak olduğu unutulmamalı. Belirttiğim gibi mevcut lojistik firmaların alanları pek ala kiralanabilir.
2- Asıl önemli nokta, neden bu lojistik merkezlerini TİM, TOBB, DEİK gibi kurumların işleteceği hususu. Onların hiçbirisi lojistik firması da değil, bu işin profesyoneli de. Oysaki bugün ülkemizde büyüme gereksinimi çeken, başarılı işler yapan pek çok lojistik şirketimiz var. Olması gerekenin bu hizmetlerin doğrudan işin profesyonellerince verilmesi gerektiğine inanıyorum. Hem de şiddetle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.