AB’nin “Yeşil Mutabakat”ı canımızı çok yakabilir

Avrupa Birliği kararını verdi. Sera gazlarını 2030’a kadar yüzde 50; 2050’de de tamamen sıfırlayacak. Bunu da “kirletiyorsan ödersin” diyerek başarmayı hedefliyor. Bölgeye satılan her maldan karbon vergisi alınacak. 3 yıllık bir adaptasyon süremiz var. Eğer dönüşüm için düğmeye basmazsak, ülkeye yıllık maliyetin 3 milyar Euro olabileceği öngörülüyor.

AB Komisyonu, çevreci araçları ve alternatif yakıtları destekleme kararı da aldı. Altyapı dahil olmak üzere düşük ve sıfır emisyonlu araçlara yatırıma odaklanılacak. Çevreyi daha az kirleten taşımacılık modları öne çıkarılacak. Karayolu ile yapılan taşımacılığın %75’i demiryolu ve iç suyollarına aktarılacak. AB Kombine Taşımacılık Direktifi yenilenecek. AB Komisyonu hava ve denizyolunda kullanılan yakıtlar için vergi muafiyetini yeniden değerlendirecek. Alternatif yakıtların üretimi ve yayılması desteklenecek.

Bunların açılımı Türk lojistik sektörü açısından şu manaya geliyor: Taşımalarımızı elektrikli ve yenilenebilir enerji yakıtlarıyla çalışan araçlara kaydıramazsak önce karayolu TIR taşımalarındaki öncülüğümüzü, ardından karayolu modunu büyük ölçüde kaybedebiliriz. Dönüşüm için gecikildiğinde zaten var olan tarife dışı engellere bir de teknolojik barikat eklenecek.

İHRACATA HEDEFLER KONULUYORSA, GEREĞİ DE YAPILMALI

Ak Parti hükümetinin her zaman dile getirdiği 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefinin olduğunu biliyoruz. Türk topraklarında yaşayan her ferdin bunun gerçekleşmesini canı gönülden istediğine eminiz. Ancak, hedefe ulaşmanın yolu yalnızca istemekten geçmiyor. Bunun olması için çaba da göstermelisiniz. Bu nedenle hiç vakit geçirmeden ihracat yükü taşıyan TIR’larımızın elektrikli ya da yenilenebilir enerjiye dönüşünü milli mesele olarak görmeli ve desteklemek için bir bütçe ayırmalıyız. Karayolu taşımacılığında çevre duyarlı araçların kullanımının artırılmasının yanı sıra, demiryolu altyapısının güçlendirilmesi için de düğmeye basmalıyız. Ardından kesintisiz taşımacılık yapılabilmesinin sağlanmasıyla karayolunun üzerindeki yükün azaltılması; İntermodal taşımacılığın teşvik edilmesi, limanların demiryolu bağlantılarının kurulması ile transit taşımacılığın kolaylaştırılması ve geliştirilmesi için ivedilikle çözümler geliştirilmelidir.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI VE TÜRKİYE

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın etkileri AB ile sınırlı kalmayacak, küresel yansımaları da olacak. Karbon Sınır Vergisi adıyla bir vergi getiriliyor. Çevreci üretim yapan Avrupalı firmaların rekabetçiliğini korumak amacıyla konacak bu verginin Türkiye sanayisi üzerinde olumsuz etkileri olabileceği değerlendirilmelidir. Gelecekte AB’nin yapacağı tüm ticari alışverişlerde Paris Anlaşması’nın kabulü ve uygulanması ön koşul olarak dayatılacak. Bu nedenle Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın yenilenmesinde bu, ön koşul engel olarak öne sürülebilecektir. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na göre AB’nin komşuları desteklenecek bu da rekabette geri kalmamıza neden olacaktır. O nedenle, Türkiye’nin “yeşil” dönüşümü için AB desteği alınmalı ve yararlanılabilecek fonlar üzerinde çalışılmalıdır.

MİLLİ GELİR NASIL ETKİLENECEK?

UTİKAD’ın Yeşil Mutabakat Raporu’na göre, sınırda karbon düzenlemesinin ton başına 30 ve 50 avro tutarında olduğu senaryolarda, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın olmadığı varsayımsal bir “baz senaryo”ya göre milli gelirde sırasıyla yüzde 2,7 ve yüzde 3,6 oranında düşüş olacağı öngörülüyor.

Alternatif olarak, Türkiye’nin AB’nin yeşil ekonomik dönüşümüne uyumlu bir politikalar demetini hayata geçirmesi üzerine kurulan senaryoya göre,

“Karbon emisyonları üzerine ulusal düzeyde bir sınır getirilerek bir kota uygulanacak. Söz konusu sınırlar altında karbon emisyonu yüksek olan şirket ve sektörler piyasadaki daha verimli ve temiz teknolojili şirket ya da sektörlerden karbon emisyonu haklarını satın almak durumunda kalacak.

Karbon kotası toplam permi gelirleri ise sanayi sektörlerinde üretici şirketlere geri dağıtılacak, şirketler bu kaynağı yeşil dönüşüm için bir yatırım fonu olarak kullanabilecek.

Sözün özü

Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, konu üzerinde çalıştaylar düzenlenmesine öncülük ederek başta Uluslararası Nakliyeciler Derneği olmak üzere, sektör paydaşlarından görüş istemelidir. Gecikmenin faturası ağır olabilir.

Saygılarımla.

Bu yazı toplam 3150 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.