Almanya bizi kıskanmıyor ama kızıyor

Türkiye, lojistik altyapısını güçlendirirken aynı zamanda 21. yüzyılda dünyanın en önemli ticaret rotaları haline gelecek bir bölgede söz sahibi oluyor. Yeni İpek Yolu Kuşağı adı verilen, 21 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğü olan ve 65 ülkenin yer aldığı bölgede Türkiye, Çin’le Avrupa arasında daha ucuz maliyetli ve yükleri daha kısa sürede taşıyacak demiryolu hatları inşa ediyor.

Stratejik konumu sayesinde, bulunduğu lokasyonda 4 saatlik uçuş mesafesi içinde toplam 1,6 milyar nüfuslu, ekonomik büyüklüğü 27 trilyon ABD Doları’na ulaşan ve 8 trilyon ABD Doları ile toplam küresel ticaretin neredeyse yarısına karşılık gelen bir dış ticaret hacmine sahip birçok ülke var.

İstanbul Havalimanı, Frankfurt Havalimanı’nı vurdu

Atatürk Havalimanı’nın topyekûn imhasına karşı çıksak da, İstanbul Havalimanı da, aslında doğru bir projedir. 10.5 milyar Euro gibi astronomik bir maliyeti olan ama yılda 200 milyon yolcuya da hizmet verebileceği düşünüldüğünde, uzun yıllar alsa da, maliyetini fazlasıyla çıkaracak. Fakat, bizim asıl dikkat çekmek istediğimiz, lojistik avantajları…

İstanbul Havalimanı, yıllık 5,5 milyon ton hava kargo tonaj kapasitesiyle önemli bir lojistik merkez konumunda. Şu anda tek rakibi Frankfurt Havalimanı. Transit yükler, Frankfurt’tan Avrupa’ya dağıtılıyor. İşte, İstanbul havalimanı, Frankfurt ve Dubai arasındaki tek merkez olarak Asya, Avrupa ve Afrika arasındaki hava taşımacılığında maliyetleri minimuma çekecek. İstanbul Havalimanı’na inen bir kargo yükü, kapasitesi 1 milyon metrekareyi aşan lojistik depolar sayesinde birkaç saatte elleçlenebilecek. Bu durum Avrupa’nın en büyük ve en önemli lojistik havalimanı olan Frankfurt Havalimanı’nın taşımacılık payının da düşmesi anlamına geliyor. Almanya, bize kızmasın da kime kızsın?

Almanya’ya bir darbe de demiryolundan

Nazi Almanyası, asker postalıyla giremediği Rusya’ya, Pasifik kıyılarından başlayıp, Orta Asya’yı kat eden demiryolu hattıyla ticari olarak girmişti. Aradan geçen 40 yılda var olan bu hatta iki tane daha ekleyerek bugünkü lojistik hattın çerçevesi oluşturuldu. Almanya, Çin ile Avrupa’yı bağlamayı başarmıştı. Artık yükler 26 günde Pasifik kıyılarından Almanya’ya ulaşabiliyordu. İşte tam burada, yine Türkiye devreye giriyor. Marmaray ve Bakü-Tiflis-Kars projeleriyle Demir İpek Yolu adı verilen Rusya Kazakistan ve Çin’le Avrupa arasında yeni bir rota oluşturulması için önemli adımlar atıldı. Yeni rotada ulaşım maliyetleri Almanya’nın hattına göre daha ucuzdu ve yükler 15 günde Avrupa’ya ulaşabilecek hale gelmişti.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçecek tren projesi

Kalkınma Yolu Projesi’nin Türkiye’den geçen en önemli güzergahlarından olan Gebze- Yavuz Sultan Selim Köprüsü – Çatalca Demiryolu projesi Marmaray Hattı’nın Çayırova mevkiinden ayrılarak, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan sonra kuzeye yönelerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü geçecek, ardından İstanbul Havalimanı’na ulaşacak ve devamında Halkalı –Kapıkule hattına bağlanacak.

Söz konusu demir yolu hattı 120 kilometre uzunluğunda olup; yük ve yolcu olarak işletilecek.

Ayrıca, proje kapsamında 29 viyadük, 11 aç-kapa, 21 tünel yapılacak. Gebze – Yavuz Sultan Selim Köprüsü – Çatalca Demir Yolu hattının yapılması ile birlikte, Asya ile Avrupa arasında kesintisiz olarak yüksek kapasiteli yük ve yolcu taşıması yapılabilecek. Bu proje sayesinde ayrıca, Sabiha Gökçen Havalimanı ile İstanbul Havalimanı birbirine yüksek standartlı demir yolu ile bağlanmış olacak.

Yani, Bakü Tiflis Kars Demiryolu (BTK) ile Çin’den gelen trenler, Hazar Denizi üzerinden Azerbaycan’a, oradan Tiflis üzerinden Kars’a ulaşır hale geliyordu. Kars’tan İstanbul’a kadar 29 şehirden geçen hat, Marmaray üzerinden Edirne’ye varacaktı. Bu arada, Türkiye’ye bir destek de Çin’den geldi. Orta vadede 3 milyon ton yükün taşınması planlanırken, Çin hükümeti, BTK demiryolu hattı üzerinden yılda 10 milyon ton yük taşımayı garanti etti.

Almanya’nın doğal hinterlandı olarak gördüğü ve İkinci Dünya Savaşı’nın en kanlı çatışmalarının geçtiği Ukrayna ve hemen ardında yer alan Orta Asya için 70 yıl sonra yeni bir mücadele başlıyor. Bu mücadelede, bölgenin istikrar ve huzurla büyümesini isteyen Türkiye, değişen dünya ticaret rotalarından pay almak isteyen Almanya ile karşı karşıya. Tarihte yaşanan acı tecrübelerin aksine bu sefer Türkiye’nin hazırlıklı olması, mücadelede güç dengesini değiştirmiş durumda. Türkiye’nin, konum olarak Orta Asya, Ortadoğu, Avrupa arasında önemli bir aktarma merkezi olmasından kaynaklanan avantajlı konumu sayesinde birçok otorite tarafından lojistik üs olarak tanımlanmakta. Marmaray, hızlı tren, 3. havalimanı, hava, deniz ve karayolu ulaşımı için yapılan altyapı yatırımlarına, Türkiye’nin tarihi ilişkileri, bölgedeki hami rolü eklendiğinde, rüzgarların daha da sert eseceği ortaya çıkıyor. Öyle görünüyor ki, bize kızan ülke sayısı artacak.

Saygılarımla.

Bu yazı toplam 408 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.