İlhan Karaçay
Ben de 'Eeeey Hollanda!' diye haykırıyorum
Ankara'nın, yurtdışındaki Türk çocukları için planladığı eğitim projesi, Erdoğan'ın değil, biz gurbetçilerin isteğiydi...
Her gelişmeyi 'Mide bunaltıcı ve Erdoğan'ın isteği' diye baltalayan Batılılar, en büyük zararı bizlere veriyor
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın, 15 ülkede uygulamak istediği, 'Anadolu Hafta Sonu Okulları Proje Destek Programı', Batılılar tarafından sırf 'Erdoğan'ın projesi' diye baltalanıyor.
Hollanda medyası konuyla ilgili olarak kıyameti koparıyor.
Konu, ülkenin yarı devlet teşekkülü olan NOS (Hollanda Yayın Vakfı) Televizyonu tarafından görüntülü ve web sayfası haberleri ile çarpıtılınca, ülkedeki tüm yayın organları, konuya aynı minval üzerinde tepkili haberler yayınladılar.
Ülkenin Sosyal Demokrat görüşlü gazetesi De Volkskrant, 'Ankara'nın uzun eli' diyerek, Erdoğan'ın Türk gençlerine pençe ettığını, bu nedenle de Türk gençlerinin entegrasyonuna zarar verileceğini iddia etti.
Türk kökenlileri de konuşturan De Volkskrant gazetesi, Türkiyeli İşçiler Birliği Başkanı Mustafa Ayrancı'yı da söz verdi. Mustafa Ayrancı, Erdoğan karşıtlılığına rağmen, Hollanda hükümetinin 2004 yılında, Türkler'in Türkçe eğitime desteğini kestiğini belirtirken, 'Erdoğan da bu deliği kapatmak istiyor' dedi.
Fetullah Gülen tayfasının yayın organlarından De Kanttekening Genel Yayın Müdürü Mehmet Cerit'i de konuşturan gazete, projeye destek verecek olan hiçbir Türk'e söz vermedi.
Ülkenin en büyük gazetesi De Telegraaf ise, 'Türkiye'nin planı mide bunaltıcı' başlığı ile verdiği haberinde, Türk çocukları için çok yararlı olacak bu planı, 'Entegrasyona engel olacak' iddiasında bulunanları konuşturarak baltalamaya çalıştı.
Koalisyon hükümetinin en büyük ortağı VVD Partisi milletvekili bayan Bente Becker'in, 'Erdoğan, Türk pasaportlu Hollandalıları, kendi boyundurluğu altında tutmak istiyor' sözlerine yer verdi. Bayan Becker aynı mülakatta, 'Türk çocuklarına kendi dil ve kültürlerinde ders vermenin hiçbir sakıncası yok. Ama neden Ankara'dan yönetilen okullarla? Bu, entegrasyon için hiç yararlı olmaz' dedi.
De Telegraaf. muhalefette olan İşçi Partisi milletvekili Gijs van Dijk'in şu sözlerine yer verdi:
'Türk devleti, Hollandalı Türkler'i kaçıncı defadır hatalı bir şekilde etkilemeye çalışıyor. Şimdi de haftasonu okulları ile çocukları küçük yaştan itibaren Türk tarafına çekmek istiyor. Bu mide bunaltıcı bir plandır. Çocuklar Erdoğan'a karşı korunmalıdır.
Hükümet ortağı D66 Partisi milletvekili Jan Paternotte'nin De Telegraaf'ta yayınlanan sözleri şöyle:'Planı uygulamak yasak değildir. Hollanda'nın da dış ülkelerde okulları var. Ama burada Erdoğan'ın, Avrupa'daki Türkler'i boyundurdluğu altına sokma isteği var. Bu nedenle hükümet bu işe el atmalıdır.'
Haberlerde konuşulanları bir kenara atalım ve Jan Paternotte'nin, 'Hükümet bu işe el atmalıdır' sözünü değerlendirelim.
Evet, burada asıl eleştirilmesi gereken Hollanda hükümetleridir.
2004 yılına kadar, Türk çocuklarının okullarda kendi dil ve kültürlerinde ders görmeleri mümkündü. Ne var ki, Hollanda hükümeti o zaman 70 milyon euro tasarruf etmek için bu eğitime son verdi. Kararı protesto eden bizlere de, 'Parayı Türkiye versin' diye aleni bir açıklama yapıldı.
Şimdi, tam 14 yıldır bu konuyu irdeleyen Türk Sivil Toplum Kuruluşları'nın sesine kulak veren Ankara'nın top ateşine tutulması Allah'tan reva mı?
En önemli açıklamalardan biri de Hollanda Sosyal Güvenlik bakanlığı'ndan geldi. Bakanlığın reaksiyonu şöyle: 'Ülkeler, dışarıdaki vatandaşlarının eğitimi için teşvikte bulunabilirler. Pek çok ülke gibi, Hollanda'da bunu yapıyor. Bizim istemediğimiz, bu eğitimin entegrasyonu zedeleyecek olması ve demokrasiye zarar vermesidir. Bu konuda şüpheye düşersek derhal müdahale ederiz.'
Şimdi, geçmişte yaşananları bilmedikleri halde eyyam yapanlara bir çift sözmüz var:
Çocuklarımızın kendi anadillerinde eğitim görmeleri için 14 yıldır mücadele ettik. Başlangıçta 'Türkiye ödesin' denildi. Şimdi Türkiye ödemeyi kabul edince, sırf Erdoğan düşmanlığı nedeniyle buna 'Mide bunaltıcı' deniliyor.
Bir şey daha var: Hollanda'da Türkiye ve Türkler için konuşturulacak çok insan var
Sadece Mustafa Ayrancı ve Mehmet Cerit'lere sayfa açmak yakışık almıyor.
İşte bu nedenle şimdi ben de, 'Eeeey Hollanda!' diye haykırıyor ve sizleri sağlıklı siyaset ve objektif gazetecilik yapmaya çağrıyorum.
*****
NOT: Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği Başkanı Mustafa Ayrancı, yukarıdaki haberde yer alan şu sözüme darılmış: 'Bir şey daha var: Hollanda'da Türkiye ve Türkler için konuşturulacak çok insan var. Sadece Mustafa Ayrancı ve Mehmet Cerit'lere sayfa açmak yakışık almıyor.'
Bu söylemimde iki konuşmacı için hiçbir eleştirim yok. Sadece ve sadece, 'Hollanda'da Türkiye ve Türkler için, bu iki isimden daha fazla konuşturlacak isimler var' demek istedim.
Gazetecilik yaşamım boyunca, siyasi ve dini görüşü ne olursa olsun, hiçbir yurttaşımı hedef görmediğim gibi, hedef de yapmadım. Bir istisna hariç. Dolandırıcılığı Hollanda medyası tarafından da ele alınmış ve yargılanarak ceza yemiş olan, 'Zübük' lakabını taktığım malum bayanı hedef almıştım.
Eğitim konusundaki Türkçe ve Hollandaca haberleri okurken siz de farkedeceksiniz. Mustafa Ayrancı, eğitim konusunda Hollanda hükümetine karşı yürütülen protestolarda başı çekenlerden biri olmuştur. Lahey mahkemesinde açılan davada da, Mustafa Ayrancı ön safhalarda yer almıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.