Denizcilik sektöründe belirsizliklere yer yoktur. Uluslararası sularda etkin olabilme ve rekabet gücünü arttırabilmek için piyasalardaki güven ortamının sürekli üst seviyelerde ve istikrarlı bir seyir ile tutulması gerekir.

Çağdaş yatırım, teknolojik üretim ve kaliteli istihdam konularında evrensel düşünülmelidir. Sektör piyasasında gerçekleşen durgunlukları sadece ekonomik boyutlarda değerlendirmek eksik ve kısır bir yaklaşım olur. Ekonomik olduğu kadar sosyal - kültürel ve eğitsel konularında, istikrar ve güven duyguları ile birlikte algılanarak bütün halinde yorumlanması alınacak önlemler konusunda daha etkili ve kalıcı olacaktır. Güvensizliğin ve belirsizliğin olduğu piyasalarda gelecek kaygısı ve şüphesi vardır. Bozulan motivasyonları ve sarsılmış güven duygularını endişeli bir bekleyiş sarar.

Yatırım korkusu sermayenin performansını olumsuz yönde etkiler ve bu nedenle yatırımlar ya durur yada ertelenir. Yurt içi ve yurt dışı ticari ilişkiler donuklaşır. Kuşkular giderek artar, yaşanan huzursuzluklar yaydıkları negatif enerji salınımı ile piyasanın psikolojik kondisyonunu derinden etkiler. Bu aşamada gereksiz israfın önüne geçilmesi ve konunun bir kültür meselesi olarak algılanması, geleceğe dönük çalışmalarda kendini gösterecektir.

Denizcilik sektöründe istihdam konusu sosyal koruma statüsü çerçevesinde "ULUSAL İSTİHDAM PROJESİ" olarak algılanmalı ve uzun bir süreç içinde açılımı yapılmalıdır.

Olağan üstü kriz durumlarında risk değerlendirme ve riskten korunma masasının oluşturulmasına yönelik çalışmalarının yapılmasının, sektörün geleceği açısından ne kadar önemli bir faaliyet olduğunun hatırlatılmasında yarar olacaktır.