Ekonomi harika, rezil

Evet başlıktan da anlaşıldığı gibi dünya ekonomisi tam bir toz duman içinde. Asıl meseleye baktığınız taraf ve elde ettikleriniz açısından ya harika ya da rezalet. Eğer bu ortamı fırsat doğacak olarak bakıyorsanız, meselede belli çizgilerin üstündesiniz demektir. Bunun ilki birikmiş nakit fazlanız vardır. Bu durumda her şeyin dibe vurmasını fırsat bilip bol bol satın alırsınız ve beklersiniz. Karaborsa fırsatını veya ağır ağır ekonominin alacak seviyesine geldiğini gördüğünüzde, elden çıkararak paranıza para katarak kısa günlerin kârını servete dönüştürürsünüz. İkincisi ise hiç kuşkusuz sektörünüzde isim yapmış kurum veya kişi olarak piyasanın gidişini elinizde tutarak, nabzını iyi tahlil edersiniz veya karar alıcı konumda olarak yönlendirmeyi siz yaparsınız. Bu durumda atı alan Üsküdar'ı geçer ata sözünü siz gerçekleştirirsiniz. Daha katısı ise hiçbir riske girmeden taraf olarak yönlendirmeyi belli tarafa yaparak aradan istediğinizi alıp, sıyrılma şansını da tatbik edebilisiniz. Her kriz kendi zenginini yaratır lafı da bu sebeple söylenmektedir. “Ya arkan olacak ya da paran olacak” işin mihenk taşıdır. Eylül - Ekim aylarında ABD'den başlayarak bütün dünyayı sarsacak ekonomik krizin ikinci dalgasına hazır olabilmek için alacağınızın ve borcunuzun sıfır noktada olması ve likitte kalınmasını ekonomistler salık vermektedirler. Özellikle petrol fiyatlarının 200 dolar seviyelerine geleceği söylentileri, globalleşen dünyada biri hapşırsa komşuların nezle olacağının kesinleşmesi ve büyük oyuncuların - ki bunlar çok uluslu şirketlerdir - geleceği, kendi bakışları doğrultusunda şekillendirme çabaları sonucu olarak, tek taraflı çıkar amaçlamaları dünya halklarını savunmasız hale getirmektedir. Kanlı liberalizm lafının çıkışı, bu davranışların meydana getirdiği oluşumlar için kullanılmaktadır. Bu durumdan olumsuz manada en az etkilenmek veya fırsata çevirmek için çok kafa yormak gerekiyor. Öncelikle alınan kararları çok yakından, hatta karar alıcılarla birlikte takip etmek gerekmektedir. Hatırınızdadır, AB bize daha 2-2,5 yıl evvel tarımdaki istihdamın çok fazla olduğunu ve bunun değişmesinin gerektiğini vurgulamış, bizim karar alıcılarımızda hemen tarım alanlarını küçültme ve istihdamı azaltma tedbirlerini uygulamaya sokmuşlardı. Çok kısa zamanda bunun olumsuzluğunu yaşayarak, tarımsal envantere zam üzerine zam gelmişti. En yakın şehirlere akın olmuş ve işsizliğin kayıtlı olarak 2,5 milyona, kayıtsız olarak da 11 milyona dayandığı görülmüştür. AB ile yaptığımız anlaşmalarda pek sözü edilmeyen bir maddede ise, ihracatınız karşısında mutlaka aynı kategoriden şu oranda ithalat yapacaksınız şartı vardır. İlk ürün yada işlenmiş şeklini satmanın garantisini elde etmişlerdir. Ne hikmetse asıl sorun olarak ortaya çıkan global susuzluk ise, meseleye tuz biber olmuştur. Suyu kesilen tarlalar kavrulmuş, göller kurumuş ve etkin tedbir alınamamıştır. İşte tam bir fırsat yumağı halinde algılanmış ve meşhur pirinç olayı yaşanmıştır. Gelelim asıl önemli ve doğrudan bizleri ilgilendiren alana !!!! Lojistik firmalarında aşırı el değiştirme çabaları su yüzüne çıkmıştır. Nerede ise her gün çeşitli yerlerden firma alımları ile ilgili teklifler ve baskılar ortaya dökülmektedir. Büyük balık misali tutan tutana pazarı yaşanmaktadır. İsimlerini yayınlama hakkım olmadığından es geçmemi kabul ederseniz memnun olurum. Daha çok yakın tarihte ilk beşe giren lojistik firmalarımızdan birinin % 60’ının, bir gecede Alman firmasına geçtiğini sağır sultan bile duymuştur. Hatta bazı büyükler ve söz sahipleri, şirketinizi allayın, pullayın ve yabancılara satmanın keyfini yaşayın önerilerinde bulunmayı da normal karşılamaktadırlar. Sanki çocuğu doğurup büyütmek çok kolay ve satılması da normalmiş gibi. Aynı ülkeler geçiş hakları ve vergileri ile durduramadıkları bu sektörü, şimdi içten fethetme çabası içine girmenin son çare olduğunu fark edip babalar gibi satın almaya üşüştüler. Hoş geldiler. Podyuma çıkan manken gibi veya gelin olacak kız gibi allanma ve pullanma zamanıdır. Acele edenin nereye gittiğini, zaman acı acı gösterecektir. Evet nereden baktığınıza bağlı bir başlık.Ya harika, ya da rezil. Bir de mirasın ne olduğunu algılama sorunu doğurmaktadır. Evlatlarımızın gözümüzde değeri varsa ve bizleri nasıl anmalarını istiyorsak ona göre davranmak sütümüze kalmış bir şey. Sağlıcakla iyi satışlar.

Bu yazı toplam 1439 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.