Osan Başta
Gümrük Teşkilatı’nda kraldan çok kralcılık ve kapitülasyon ilanı
Bu yazıyı yazmak bile 38 yılını mesleğe vermiş olan benim içimi acıtmaktadır. Özellikle son on yıldır tabiri caizse, kedinin kuyruğu ile oynanması gibi oyunlar tezgaha konmakta ve bu durumu AB müktesebatları ile perdelemeye çalışmaktadırlar. Çok açık bir şekilde ifade ettikleri ise ne yazık ki teslimiyetin ilanı gibidir. Biz AB’nin istediklerinin bir virgülünü, bir noktasını bile değiştiremeyiz demişlerdir. Üstelik atılmak istenen adımların ve kararların,bu ülke sanayicisini,üreticisini ve her türlü müteşebbis tüccarın yok olmasını sağlayacak olmasına rağmen devam etmekte sakınca duymamışlardır.2004 tarihinden beri YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ statüsünü dayatmaya çalışılmasının anlaşılması imkansızdır. Bir kaç defa gazetem olan DÜNYA’da yazılarımla açıkladım.Cumhurbaşkanlığı dahil elit ve siyasi kişi ve kurumlara gerekçeleri ile yolladığım Gümrük Kanunu Tasarı Taslağındaki özellikle 5A maddesinin Türk ticaretini ve Gümrük hatlarını,çok uluslu şirketlere Lojistik şirketlerine teslim etmek olduğunu belirttim.Bütün bu gerekçelere rağmen,daha da ağırlaştırılmış maddelerle tekrar önümüze konulmaya devam edilmekte ve kapanın elinde kalır mantığı ile sanki özellikle yapılıyormuşcasına, bürokratlar pastadan pay kapma yarışının içine girmekten çekinmemişlerdir. Anayasaya ve ilgili her türlü kanuna aykırı olacak adımlardan da kaçınılmamaktadır.Yetki ve sorumluluk kanunlarla belirlenmiş olmasına rağmen, kendilerine pay çıkarmak adına göz ardı edilerek, tasarıyı bir adım daha ileri götürerek tebliğle yeni kişilikleri kral ilan etmişlerdir.Gümrük genel tebliği seri No.60’ta ki her madde bunu hayata geçirmek için atılan adımların ilanıdır.Zatüreyi gösterip sıtmayı kabul ettirmekten de vazgeçerek,tam manası ile ben yaptım oldu şekli ile herkes zatürree edilmeye çalışılmaktadır. Gümrük Kanunu Tasarı taslağı tamamı ile ABD’nin korkularını engellemek için bu ülkeyi feda etmek,bunun paralelinde Gümrük Genel tebliğ seri 60 ile de kendilerine yangından mal kaçırmak için yapılan çabaların tescili durumunu ilan etmek olmuştur.Sadece teşkilattan ayrılanların hemen yapacağı iş kolu yaratarak,sanki sanayiciler ve yatırımcılar bu ülkede rahat kazanıyorlarmış gibi katma değeri artırıcı ek külfetler yaratmışlardır. Devlet memurunun görevi ve sorumluluğu olan bu yaptırımları özel kişilere hak olarak vermeye çalışmışlardır. Ulu önderimiz Atatürk “Bir devlet ki gümrük işlerini,vergilerini ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur,Böyle bir devlete elbette ki bağımsız bir devlet denemez” ifadesi bu günlerde kapitülasyonlara razı edildiğimizin açıkça izahını göstermektedir. Daha da ileri gidilerek burada ki millet menfaati ifadesi” şahıs ve yetkilendirilmiş kişilere “ indirgenmiştir.Yani kapanın eline teslim edilmiştir. Bu durum da elbette ki bağımsızlıktan hatta insan olmaktan söz edilemez.Her kesin tekrar düşünerek,bazı değer yargıların üstüne kendini çıkarmaya çalışmamasının gerektiğini akıl edinebilmesi elzemdir.Zaten Gümrük birliği ile kapılarımızı sonuna açmış durumdayız. Sadece pazar olmayı üretmeden satın almayı ve bizim olmadığımız toplantılarda alınan kararlara boyun eğmiş durumda iken, şimdiler de AB müktesebatları ve ABD’nin her sözünü tutmak durumuna gelmiş iken, bir de kraldan kralcı olarak daha da ileri gitmenin ve pastadan pay kapmaya çalışarak, milleti unutmanın daha fazla anlamı yoktur. Çok açık bir şekilde gözler önünde olan bu duruma ilgili ilgisiz her kesin karşı gelmesi gerekmektedir. Aksi taktirde bu kararların altına imza atanlar ve ses çıkarmayanlar evlatları ve tarih tarafından yargılanacakları çok açıktır. Bir kere daha akli selim olarak ne yaptıklarını ve yapmaya çalıştıklarını gözden geçirmelerini salık vermek bir vatan ve millet borcu olarak görmekteyim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.