Selçuk Onur
Karayolunu nasıl bilirdiniz..?
Türlü umutlarla yeni bir yıla başladık. Herkesin gönlüne göre bir yıl diliyoruz. Ama bizim işimiz gerçeklerle. Sektör yetkililerinden aldığımız duyumlar, kendilerini hiç de iyi bir yılın karşılamayacağı yönünde. Geçen yılın ilk yarısında tarihi rekor hayali kuranların ayağı yere değmişe benziyor. Anlaşılan bu yıl ‘idare’ yılı olacak gibi gözüküyor. 2012 yılı Maya takvimine göre ‘kıyamet’ yılı mıdır bilmiyoruz. Ancak, bildiğimiz bir gerçek var. Bu ülkenin ulaşım politikasını belirleyenlerin karayolu ile arası hiç de hoş değil. Son 10 yıldır karayolu nakliyesi ihmal ediliyor. Acaba, tüm bu yapılanlar 10 yıl öncesine kadar dünyanın en büyük TIR filosuna sahip Türkiye’nin gelişimini önleme politikası mı? diye sormadan edemiyor insan… Lütfen etrafınıza bir bakın! Dünyanın en büyük filolarından birisi olmasıyla övündüğümüz karayolu nakliyecilerimizin yerini çaktırmadan yabancı nakliyeci dolduruyor. Kapıkule’ye, iç gümrüklere bir bakın yabancı kamyondan geçilmiyor. Eskiden böyle miydi? Türk kamyonculuğunun gelişmesi için desteklenmesi noktasından, kösteklenmesine doğru yol alıyoruz. Veriler ortada, karayolu gerilerken, buradaki yük demiryoluna mı denizyoluna mı kaydı? İkisi de değil. YABANCI KAMYON FİLOSU BÜYÜYOR Biz, bugün Toulon Limanı’na indirdiğimiz kendi dorsemizi, kendi çekicimizle aldıramıyoruz. Fransız, ‘sana benim kabotajımda yük taşıtmam’ diyor. Ama yabancı kamyonlar neredeyse Edirne’den ayçiçeğimizi alıp Kars’a; Kars’tan peyniri alıp Edirne’ye getirecek kadar serbest. Yabancı kamyonlar tüm işlerimizi alıyor, bunun farkında değiller. Biz hiçbir kısıtlama getirmiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı ise ‘güzel gelişmeler oluyor’ diye lanse ediyor. Bulgaristan’dan 200 bin transit geçiş yapıyoruz. “3. ülke belgesi vermek zorundayız” diyorlar. Lütfen uyanın! Yabancı kamyon filosu büyüyor. Römorku Bulgarlara vermeye başladık. Çünkü, Bulgar çekicisi Türk römorkunu takıp sorunsuz gidiyor, bu mudur karayolu politikası? YABANCI ARACA SADECE TRAFİK CEZASI KESEBİLİYORUZ Türk kamyonu Euro 5 kamyonu ile Bulgaristan’da ceza yiyor. Bulgar, Euro normlarının hiçbirini yerine getirmeyen kamyonlar ile bizim yükümüzü, bizim ülkemizde taşıyor. Kontrol eden yok. Bu nasıl bir eşit rekabettir. Ben 1 vereceğime 5 veriyorum ama adam elini kolunu sallaya sallaya geçiyor. Bugün Avrupa’da bir geçiş belgesini eksik doldurmak ya da herhangi bir sebeple doldurmamanın cezası 3 bin Euro’dan başlıyor, 50 bin Euro’ya kadar gidiyor. Türkiye’de yabancı araca bırakın böyle bir ceza kesmeyi, kesecek kurum bile yok. Trafik cezası haricinde bir ceza kesilemez. Çünkü, böyle bir tanımlama yok. TÜVTÜRK’E NEDEN İKİ KEZ PARA VERİLİYOR? Gelelim araç muayeneye… Türkiye Cumhuriyeti, yaklaşık 600 milyon dolara muayene istasyonlarını özelleştirdi. Özelleştirmeden önce Almanya’ya akredite olmuştuk. Almanya’da ne varsa Türkiye’de de o vardı. Şimdi ise Türk aracı yurtdışına çıktığında akredite edilmiş muayeneyi kabul etmiyor. Diyor ki, “Tekrar Avrupa Birliği için ayrı bir muayeneye gireceksin.” TÜVTÜRK de verdiği tüm mesajlarda yaptıkları muayenenin AB kriterlerine uygun olduğunu ve tanındığını söylüyor. Neden? Çünkü, TÜVTÜRK’ün ayrıca Yol Değerlik Testi diye bir sertifika vermesi gerek. Muayene içinde olan bir uygulama ama ayrı veriliyor. Çünkü, TÜVTÜRK bu belge için de ayrı bir para alıyor. Adalet bu mudur? Madem durum böyle, Türkiye’deki muayeneyi ‘Avrupa’ya akrediteyiz’ diye neden lanse ediyorsun? TÜVTÜRK’ün yapması gereken muayenenin kapsamını genişletmektir. Normal muayeneyi bir iki paragraf uzatırsın olur biter. TOLERANSSIZ MUAYENE Yine standartlarla devam edelim. TÜV ve Türkiye’deki yasalar, gabari yüksekliğini 4 metre olarak belirlemiştir. Bu uygulama Avrupa’da artı eksi yüzde 2 toleranslarla yapılır, bizde ise sabittir. Dünyada ne oluyorsa, bizde de o olmalı. Türkiye’deki muayene Avrupa’da geçerli olmuyorsa, geçerli olması için gerekenleri yaparsın! Avrupa Birliği’nde yerin eğiminden, ya da o anki şartlardan dolayı farınız tam isabetli noktaya gelmeyebilir, bunun için binde 2 tolerans tanımıştır eloğlu. Bu toleransa da Türkiye’de rastlayamazsınız. Sorarsan, “Bana Ulaştırma Bakanlığı kriterleri böyle uygulayacaksın dedi ben de uyguluyorum” diyor. Esnekliği her konuda çok iyi beceren Türk milleti, bu konuda disipliniyle tanınan Avrupalılardan mı örnek alacak? Sözün özü, özellikle karayolu sektöründe daha atılacak çok adım vardır. Yaptıklarıyla gurur duyduğumuz, Türkiye’de ezberleri bozan; gemi inşa mühendisi diplomasına sahip; Denizcilik, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın sudaki yeteneklerini ve havadaki vizyonunun bir kısmını karayoluna da kanalize etmesini diliyoruz. 2012, ülkemizde hep doğru kararların uygulandığı bir yıl olsun!
Bu yazı toplam 1913 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.