Denizcilik sektörümüz, yakın geleceği ile uzak geleceği arasındaki belirsizlik ortamında  sıkışmış kalmıştır. İthal gömü teknolojisinin demode olmuş kriterlerinin bunaltısında ve Batılının izin verdiği ölçülerle gerçekleştirdiği yatırımlarla üretim yapmaya tutsak edilen denizciliğimizin geleceği ipotek altına alınmaya çalışılmaktadır. Türk denizcilik sektörünün kalkınıp gelişmesi, ABD ve Avrupa’nın sömürgeci genetik yapısının karakteristik özelliğinin sergilediği yaptırımlar nedeniyle engelleniyor olabilir, ama şartlar ne olursa olsun sektörde, bugün yaşanan dağınıklık, yılgınlık, önünü görememe ve güvensizlik ortamının yarattığı bunalım psikolojisinden kurtulmayı başaracak kadar potansiyel kondisyon vardır. Yeter ki bunu kullanabilsin Bu nedenle denizcilik sektörümüz gelecek umutlarını kaybetmeden zamanı kendi lehine çevirerek, maskeli dostlarınca hazırlanan düzmece planların, verimsiz projelerin ve kandırmaca politikaların uygulanmasına izin vermemelidir. Sömürü çığırtkanlığı yapan bu hainlerin gerçek yüzlerini görerek, sektördeki beklenen barış sağlamalı ve “Denizcilikte Ulusal Birlik” sloganı ile bu karanlık güçlere karşı onurlu mücadelemiz daha çok geç kalmadan başlatılmalıdır. Sergileyeceğimiz bu kararlı duruş, sektöre güç ve itibar kazandıracaktır. Sektördeki sosyal ve ekonomik gerçekler bilinçli olarak saptırılmakta ve sürekli olarak oluşturulan asılsız gündemler ile dengeler bozulmaktadır. Yanlış ve eksik yönlendirilen denizcilik sektörümüzdeki çarpık yapılaşma da Ulusal iradenin denetiminden yoksun olarak devam etmektedir. Türk denizciliği, “Ulusal Denizcilik Teknolojileri”nin oluşturacağı yeni çağdaş vizyonu ile AR-GE çalışmalarında atağa kalkarak, kendi teknolojisini üreten ve ihraç eden ülke konumuna gelmelidir. Böylece yıllardır dış egemen güçlerin baskıları altında sindirilip ezilen ve uyutularak tortullaştırılan denizciliğimizin özgür girişimci ruhu, bu karanlıktan kurtularak Dünya gerçekleriyle yüzleşmelidir. Yıllardan beri daldığı kış uykusunda dost olarak güvenip sarıldıklarının, bu derin uykudan uyandığında, gerçekte en büyük düşmanları olduğunu anlaması geçte olsa, yeni bir başlangıç için her zaman erkendir.