Seçimlere birkaç ay kaldı. Kimin iktidara geleceğini tartışmayacağız. Ama işbaşındaki hükümetin hedefi ve hangi görüşten olursa olsun her Türk vatandaşının görmek isteyeceği 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat tablosuna ulaşmanın şartlarını konuşacağız. Önce realite İhracatı ne kadar teşvik ederseniz edin, lojistik sektörü zayıf ise, 500 milyar dolarlık ihracat malını toplam 1 trilyon dolarlık dış ticaret hacmini hangi araçlarla taşıyacaksınız?  Hala gümrük antrepolarında sorunlar çözülmedi. Türkiye’de Euro 5 aracı 130 bin Euro’dan aşağı mal edemezsiniz. Aynı aracı, yurtdışında 30-40 bin Euro’ya edinmeniz mümkün. Bir TIR’ın yurtdışına çıkması için bir bavul evrak isteniyor. C 2 belgesi alabilmek için 300 ton ya da 12 aracınız olması lazım. Bu 300 tonu bir araya getirdikten sonra, yurtdışına çıkabilmeniz için Türkiye’den C belgesi, bir de beynelmilel ruhsat almanız gerekir. Beynelmilel taşıma lisansı aldıktan sonra C belgesini niçin almanız gerekmektedir? Biz yanıtını biliyoruz aslında. Çünkü, alınan her belge Hazine’ye para akışı anlamına geliyor. Yurtdışına çıkarken şoföre sertifika. Aracın yurtdışına çıkabilmesi için TÜVTÜRK’ten sertifika. Bir arabanın yurtdışına çıkabilmesi için 1 ay kapı kapı evrak toplaması gerekiyor. Dünyanın neresinde bu kadar angarya var bilen beri gelsin! “Ülkemizi seviyoruz ama kurbanlık koyun da değiliz” Her belgeden gelir, her faaliyetten vergi alındığını görerek işlerin yolunda gittiğini düşünenleri bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. Sözüm kulağının üstüne yatanlara, lütfen bir bakın ve fark edin! Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin sayısı gittikçe artıyor. Gelenin yabancı sermaye olduğunu düşünüp ellerini oğuşturanlar yanılıyor. Öz be öz Törkiş sermaye mutasyona uğruyor sadece. Çünkü, ayakta kalma savaşı veren firmalarımız “ülkemizi seviyoruz ama kurbanlık koyun da değiliz” sözünü çok sık eder oldular. Bu da bu sayının durmayıp artacağını gösteriyor. Ulaştırma ve Maliye Bakanlıkları, 3 kuruş evrak parası alacak diye, asıl alacağı vergileri alamaz hale gelecek. İstihdam yaratılamayacak. Törkiş firmalar, Frenk plakalı kamyonlarla taşıma yoluna gidecek. Bu belge ve prosedürlerin azaltılması yönünde ciddi çalışmalar yapılmalı. Çözümün adı Lojistik Bakanlığı İşte o çalışmaları bizce Başbakanlığa bağlı kurulacak bir Lojistik Bakanlığı yapmalı. Doğrudur. Kara, hava, deniz, demiryolu yani bütün taşıma modları Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı. Sorunları da Ulaştırma Bakanlığı çözmeli. Ama öyle olmuyor. Sorunun muhatabı her birime ayrı ayrı bilgi vermek zorunda. Ulaştırma Bakanlığı modların birbirine entegrasyonu için altyapı çalışmalarını yapar. Kara ve demiryollarını birbirine bağlar. Denizde liman ve tersane yapımının kurallarını belirler. Modern havaalanlarının etütlerini yapar. Lojistik Bakanlığı da, işin koordinasyonunu yaparak, hızlı ve engelsiz taşımacılığın kurallarını koyar. 2023 yılındaki 500 milyar dolar hedefi için bunun şart olduğunu düşünüyorum. Bu kadar ihracatı, yine aynı büyüklükteki ithalatı hangi araçlarla taşıyabileceğinizin fizibilitesini yapmalısınız. Sadece dağın tepesini görmek yetmez. Artık, bizim de dağın ardını görecek hamlelere ihtiyacımız var. UND Başkanı’nın cep telefonu Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin çiçeği burnunda Başkanı Ruhi Engin Özmen, geçen hafta basınla tanıştı. Toplantı sonunda Sayın Özmen’den cep telefonu numarasını rica ettim. Bana, “UND merkezini aradığında her zaman ulaşabilirsin” yanıtını verdi. Ben, Sayın Özmen’in o numarayı vermesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü, UND şapkasıyla farklı bir kimliği daha olmuştur. Artık sektörel bir sivil toplum örgütünün başkanıdır. Ve özellikle sektör basınının her an ulaşabileceği uzaklıkta olması, şeffaflığın ve işbirliği kabiliyetinin göstergesidir. Biz, önceki başkanlardan böyle gördük.