Coşkun Soyer
Lojistik ve tedarik zincirinden çeşitlemeler
Merhaba,
Bu ay lojistik ve genel olarak tedarik zinciri ile ilgili son zamanlarda ilgimi çeken konuları yazmak istiyorum. Aslında sitemiz lojiport bu kaynakları sizlere düzenli olarak sunuyor. Ben de bu kaynaklara benim açımdan ilgimi çekenler ile katkıda bulunmak istiyorum. Evet başlayalım isterseniz …
ABD Başkanı Biden'ın Tedarik Zinciri Hamlesi
Biden yönetimi FLOW adı verilen (Nakliye Lojistiği İyileştirme Çalışmaları olarak çevirebiliriz) çalışmanın lansmanını yaptı.
Ulaştırma Bakanlığı ve Ulusal Ekonomik Konsey Direktörlüğü tarafından yönetilen FLOW, Beyaz Saray tarafından ABD genelinde tedarik zinciri iletişimini geliştirerek teslimat sürelerini hızlandırma ve tüketici maliyetlerini düşürme çabası olarak duyuruldu. Gelişmiş iş birliği ve daha akılcı karar verme için çeşitli sektör paydaşları tarafından erişilebilen merkezi bir tedarik zinciri veri ambarı olarak tanımlayabiliriz.
FLOW'a katılmaya davet edilen 18 şirket (Target, FedEx, MSC, C.H. Robinson Worldwide vb), projeye duydukları heyecanı dile getirdiler. Bununla beraber logtech olarak tanımlanan ve lojistik işini teknoloji öncelikli yapan şirketlerin hiçbiri bu oluşuma davet edilmemiş.
Bu durum oldukça tepki çekmiş gözüküyor ve logtech şirketlerinin sisteme katılmadan yapılan çalışmanın “Tekerleği yeniden icat etmek” gibi gözükeceği söyleniyor. Bununla beraber kamuoyunun tedarik zincirinin gerçekten ne kadar karmaşık olduğunun ve ürünleri mağazaya veya evinize getirmek için kaç şirketin birlikte çalışması gerektiğinin bilinmesinin önemli olduğunun altı çiziliyor.
Unilever Ürünlerin Rafta Bulunabilirliği için yeni bir sistem geliştirdiğini açıkladı
Unilever, SKU bulunurluğu iyileştirme sürecinin bir parçası olarak, makine öğrenimi ve gelişmiş analitikten nasıl yararlandığına dair yeni metotlar hakkında bilgiler paylaştı.
SKU bulunurluğu, pandeminin tüketici talebinde yaptığı değişiklikler ve ardından gelen tedarik zinciri krizi sırasında inanılmaz önem kazandı. Birçok tüketim ürünleri şirketi, üretimi basitleştirmek, rafta bulunabilirliği iyileştirmek ve perakende ortaklıklarını desteklemek için bu dönemi bir fırsat olarak kullandı.
Unilever, şirketin stoklarının daha bütünsel ve ayrıntılı yönetimini sağlamak için, gelişmiş analitik veriye dayalı sistemden yararlandığını açıkladı. Verileri markaya, müşteriye, kategoriye ve kanala göre bölümlere ayıran sistem, üretimin devamlılığı, tüketici satın alma alışkanlıkları ve perakende zincirlerinin talepleri gibi konuları bir potada eritiyor.
Sonuç olarak, Unilever en iyi performans gösteren ürünlere ilişkin daha fazla görünürlük elde etmenin yanı sıra, yatırım yapmak için nerelerde fırsat olabileceğine dair veri elde ediyor.
Yapay zekaya ve makine öğrenimine yönelen birçok tüketim ürünleri şirketi gibi Unilever de çalışanlarının bu süreçteki rolünü vurgulayarak gerekli “insan dokunuşuna” işaret ediyor.
Walmart, Otomatik Mağaza Dağıtımını Hızlandırıyor
Firme tedarik zinciri modelini desteklemek için teknolojisini yeniden tasarlıyor.
Özellikle dijital sipariş akışını daha iyi yönetmek isteyen Walmart, teslimat sistemini destekleyen bir teknoloji platformu oluşturdu. Walmart, geçen yıl mağazadan teslim alma ve teslimat kapasitesini %20 arttırdığını ve bu yıl bunu %35 daha arttırmayı planladığını açıkladı.
Walmart'ın mağaza entegrasyonunun ve evriminin bir sonraki aşaması, mağazalara daha fazla Pazar yeri entegrasyonu sağlamak olacak.
Walmart şöyle açıklıyor: "Raflarımızdan bir siparişi toplamak için mağazada dolaşan bir çalışan yerine, otomatik botlar ürünleri sipariş karşılama merkezinden alır. Ürünler daha sonra siparişin hızla birleştirilebileceği bir toplama iş istasyonuna getirilir. Bazı mağazalara otomatik teslim alma noktaları da eklenecek.
Burada Wallmart’ın önemli avantajı, 4.700 Walmart mağazasının ABD'nin yerleşik nüfusunun %90'ının sadece 10 mil yakınında bulunmasıdır.
Otonom Teslimatta ise son kilometrede siparişi teslim etmek için dronları ve otonom araçları test ediyor. Geçen Kasım ayında Walmart, Farmington, Ark'taki ilk drone havalimanı "Hub"dan tüketici ürünlerinin konutlara drone ile teslimatını sunmaya başladı.
American Eagle’ın Tedarik Zinciri Hamlesi
American Eagle merkezi Pittsburgh bulunan bir Amerikan yaşam tarzı, giyim ve aksesuar perakendecisidir.
Şirket diğer şirketlerin -hatta hazır giyim endüstrisindeki rakiplerinin bile- yararlanabileceği bir lojistik platform oluşturmak için geçtiğimiz yıl iki tedarik zinciri işletmesini satın aldı.
American Eagle'ın hedefi, küresel tedarik zincirini "Uberleştirmek" ve böylece bunu perakendeciler için paylaşılan bir hizmet haline getirmek. Giyim, makyaj veya ev eşyalarında alışveriş yapanlar için rekabet eden markaların, daha hızlı teslimat veya ambalaj malzemesi gibi konular için de rekabet etmemesi gerektiğine inanıyor.
Bunun yerine, yeterli sayıda işletme birlikte çalışırsa ve kaynakları birleştirirse, e-ticaret devi Amazon kadar olmasa bile ulaşılan hacimle beraber tedarik zinciri maliyetlerinde önemli ölçüde tasarrufa gidileceğini hesaplıyor.
Bunun için yapmaları gerekenin biraz Amazonu taklit etmek olduğuna karar vermişler. Amazon benzeri bir ölçeğe, Amazon benzeri maliyetlere ve Amazon benzeri yeteneklere sahip olmanın tek yolu olarak belirli ölçülerdeki perakendecilerin kaynaklarını birleştirmek ve paylaşmak zorunda olduğunu söylüyorlar. Ve bu şekilde şirketler yalnızca en iyi yaptıkları iş olan ürün, pazarlama ve müşteri deneyimi konusunda rekabet ediyor olacaklar. Evet kısaca plan bu…
Aynı zamanda, iş gücü kısıtlamaları, fabrikaların geçici olarak kapanması, üretim ve nakliyesi için hızla artan maliyetlerin de belirli oranda optimizasyonu sağlanıyor.
Sistemdeki firmaların e ticaret siparişlerini ortak göndermesi (tek paket-tek maliyet) bu platformun diğer amaçlarından birisi olarak da gözüküyor.
American Eagle bu amaçla 2021 yılının Mayıs ayında, Seattle merkezli bir kargo şirketini satın aldı
Altı ay sonra da Quiet Logistics adlı bir şirketi satın almak için 350 milyon dolar ödeyeceğini duyurdu.
Bu şirketler American Eagle'ın platformunun ana aksını oluşturuyor ve eski müşterilerine de hizmet vermeye devam ediyor. Bu lojistik platformu şirketin ana işlevinden bağımsız olarak yönetiliyor.
Bu çalışma, pandemi sırasında ortaya çıkan ve büyük şirketleri konteynır ve konteynır gemisi almaya yönlendiren ortamı çağrıştırıyor.
Bu çabalar Wall Street'te de dikkatlerden kaçmamış. "Tedarik zincirine yatırım yapan birçok perakendeci için bu şekilde satın almalar yapmanın çok yayın olmadığı ve başarılı olursa yeni bir iş modelinin ortaya çıkacağı konuşuluyor.
Bununla beraber yatırımcılar emin olmak için daha fazla kanıt görmeyi bekliyorlar.
Evet bu ay tedarik zinciri ekseninde genellikle ABD çıkışlı konulardan bir yazı hazırlamak istedim. Amacım lojiport.com’a rakip olup farklı haberler vermek değil. Lojiport zaten bunu çok iyi yapıyor. Esas dikkat çekmek istediğim konu, şirketlerin iç işleyişinde yaklaşık 25 yıldır önemli bir konu hale gelen tedarik zincirinin son 2 yılda geldiği gelişimi göstermekti. Son 2 yılda her şey o kadar hızlı değişti ki, tedarik zincirini merkezine almayan hiçbir ticari çalışma başarılı olamaz mottosu her yere yerleşti. Ve bu konu her geçen gün çok daha fazla ivme kazanıyor.
25 yılı geçen bir sürede tedarik zinciri için çalışan bir profesyonel olarak bunları görmek benim açımdan çok güzel ama önemli olan tedarik zincirindeki bu ilerlemelerin etkisinin insan hayatındaki yerini görebilmek. Kısacası insan hayatını kolaylaştıran, daha iyi hizmetlerin verildiği bir ortama tedarik zinciri sayesinde ulaşabilirsek ne mutlu bu konuda çalışanlara,
Sağlıkla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.